ÖĞRETMENİNİZE VERDİĞİNİZ DEĞER , ÇOCUĞUNUZA VERDİĞİNİZ DEĞERDİR

Öğretmeni keyfi olarak şikayet eden veliye maddi tazminat ödeme cezası verilmiş. Maddi ceza ödenir , veliyi en çok birkaç ay sıkıntıya sokar ya da hiç sokmayabilir de. Peki, öğretmene yapılan haksızlığı karşılar mı bu miktar ? Bence önemli olan velinin maddi ceza alması ya da cezanın miktarı değil. Gerçekleri görmeyen, problemleri kabullenmeyen, görenleri yok sayan , onlara kulağını tıkayan , egosunu tatmin peşinde olan, çözüme gitmek yerine şikayete giden veli , bu davranışlarına devam ettiği sürece müebbet ceza almıştır da haberi yoktur. Çünkü , bir çocuk sınıf öğretmeniyle en fazla dört yıl birlikte olacakken ,anne babasıyla bir ömür birlikte olacaktır. Hani halk arasında " kendi ayağına sıkmak " şeklinde bir deyim vardır ya durum tam da budur aslında. Ben de iki çocuk annesi olarak hâlâ veliyim. Ben de çocuklarımın eğitim öğretim hayatı boyunca birçok olumsuz durum yaşadım. Ancak hiçbirisini meslektaşlarımı üzecek ya da enerjilerini düşürecek şekilde onlara yansıtmadım. Çünkü bir öğretmen olarak , sınıfta işlerin evden düşünüldüğü gibi yürümediğini biliyordum. Orada benim çocuğum gibi onlarca öğrenci olduğunun farkındaydım. Hepsinden önemlisi öğretmenlerime güveniyordum. Emeklerine, gayretlerine, iyi niyetlerine, korumacı yüreklerine... Öğretmenler de duyguları, sorumlulukları, yükleri olan insanlardır ; robot değil. Yanlışlar olursa düzeltilir, eksikler varsa tamamlanır. Ama şikayet varsa güven bitmiştir ve güvenin tazelenmesi çok zordur artık.Aslında işin özeti, öğretmeninize verdiğiniz değer, çocuğunuza verdiğiniz değerdir

Alıntı: Nilsun Yaylacı Özbilen