Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eğitimle ilgilenen kişiler okul iklimini, okul güvenliğini ve öğrenci refahını iyileştirmeye yönelik gelişmelere kafa yorarken, birçoğu dikkatini okulların akıl sağlığı gelişimindeki rolüne vermiş durumda. Bu dikkatin büyük bir bölümü öğrencilerin zihinsel sağlık ihtiyaçlarına yönelmiş olsa da, yüksek strese maruz kalan öğretmenleri ve okul personelini destekleyici yöntemlerin de bulunması gerekiyor.
Amerikan Öğretmenler Federasyonu’nun 2017’de yaptığı araştırmaya göre, diğer sektörlerdeki mesleklere oranla eğitimciler önemli ölçüde daha fazla strese maruz kalıyor ve zihinsel sağlık sorunlarını daha sık yaşıyorlar. Öyle ki, ankete katılan eğitimcilerin yüzde 61’i işlerinin “her zaman” ya da “sıklıkla” stresli olduğunu belirtiyorlar. Öğretmenlerin zihinsel sağlık ihtiyaçlarına tepkisiz kalmak (yalnızca öğrenci stresine ve travmasına odaklanmamızla da birlikte), onların öğrencilerin kritik ihtiyaçlarını karşılama becerilerini etkileyebiliyor.
“Öğretmen refahını” etkileyen negatif faktörler neler?
Öğretmen refahının yalnızca öğretmenlerin bedensel sağlığı ile değil, aynı zamanda okullardaki istikrar, öğretim verimliliği ve öğrenci başarısı ile de ilişkili olduğu biliniyor. Üstelik yapılan araştırmalarda, öğretmenlerin duygu ve stres seviyelerinin öğrencilerin ve diğer öğretmenlerin duygu ve stres seviyelerini de etkilediği ortaya çıktı. Child Trends araştırma merkezinin sağlıklı okul ortamları yaratmaya yönelik yaptığı araştırmalarda, öğrenciler, eğitimciler ve politikacılardan oluşan katılımcıların tümü, bir okulun genel sağlığında en önemli faktörlerden biri olarak öğretmen refahını işaret ediyor.
Araştırma, öğretmen refahını düşürebilecek yüksek düzeyde iş talepleri, sınırlı kaynaklar, mesleki bağımsızlık ve negatif okul ortamı gibi çeşitli temel stres kaynaklarına dikkat çekiyor. Son yıllarda öğrencilerin test sonuçlarına yönelik giderek artan ilgi nedeniyle öğretmenlerin mesleki başarıları büyük ölçüde öğrencilerin standart testlerdeki performanslarıyla ölçülürken, bu durum öğretmenlerin daha fazla incelemeye tabi tutulmasına yol açtı. Öğretmenler aynı zamanda, zorlayıcı öğrenci davranışları ve karışık ebeveyn ve aile ihtiyaçlarıyla da uğraşmak zorundalar. Öğretmenlerden birbirinden çok farklı öğrencileri başarıya ulaştırmaları beklenirken, kısıtlı materyal ve desteğe sahip olmalarına, okul ve sınıf kararlarını kontrol etme yetkisinden mahrum olmalarına rağmen oldukça zor durumlara müdahale etmeleri bekleniyor. Ayrıca öğretmenler, diğer meslek grupları ile karşılaştırıldığında, kendi işleriyle ilgili görüşlerinin önemli olduğunu çok daha az hissediyorlar.
Öğretmenlerin duygusal yükü
Child Trends tarafından yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular, öğrenci ihtiyaçlarını karşılamak için gereken desteğin ve kaynağın mevcut olmasının öğretmen refahını etkilediğini ortaya koyuyor. Bir öğrenci evde travmatik bir tecrübe yaşadığında veya sınıfta başarıya ulaşmak için yeterli kaynağa sahip olmadığında; genelde öğretmeni bir şeylerin ters gittiğini farkına varan ve buna tepki gösteren ilk kişi oluyor. Okuldaki öğrenci destek hizmetlerinin ya da öğrencilere ihtiyaç duydukları hizmetleri ulaştıran devlet sisteminin yokluğunda, öğretmenler öğrencilerinin ihtiyaçları karşısında kendilerini çaresiz hissedebiliyorlar. Buna alternatif olarak öğretmen, öğrencinin birincil destek sistemi haline gelebiliyor. Ve her iki senaryo da öğretmeni duygusal olarak fazlasıyla yoruyor.
Öğretmen refahı nasıl yükseltilebilir?
Okul ortamına ve yapısına ait unsurların öğretmenler üzerinde önemli bir strese sebep olduğu görülse de, öğretmenlerin stresini azaltmak için yaygın olarak önerilen yöntemlerin başında “kişisel bakım” geliyor. Meditasyon, egzersiz ve destek gruplarına katılım gibi kişisel bakım yöntemleri, hem ucuz hem kolay hem de stres belirtilerini hafifletme potansiyeline sahip. Ancak bu uygulamaların hiçbiri öğretmenlerin yaşadığı stresin kökenine inmediği gibi bugün okullardaki sistem kaynaklı stres etkenlerine göstermemiz gereken ilgiyi de dağıtabiliyor. Yapmamız gereken, bu temel stres kaynaklarını dikkate almak ve öğretmen sağlığına bütüncül bir yaklaşımı benimsemek. Öğretmen sağlığını desteklemek – başka birçok şeyin yanı sıra – bedensel ve zihinsel sağlığa dikkat etmeyi, mesleki gelişimi ve desteği ve sınıf içinde etkili kaynakların bulunmasını gerektiriyor.
Öğretmenlikte de, diğer her meslekte olduğu gibi strese sebep olan unsurlar mevcut. Ancak, bu sağlıksız stres seviyesinin “öğretmenliğin doğasında” olduğunu düşünürsek ve maruz kaldığı stresi azaltması görevini de tek başına öğretmene yüklersek, genel okul sağlığını iyileştirme ihtimalimizi de düşürmüş oluruz. Öğretmenler ve öğrenciler için sağlıklı okullar oluşturmayı başarmamız için kronik stresin altında yatan sebeplere değinmemiz ve öğretmen refahını destekleyen okul ortamları yaratmamız gerekiyor. Sonuç olarak, bu tarz bir yaklaşım daha sağlıklı ve destekleyici okul topluluklarına ve öğrenciler için de daha pozitif sonuçlara yol açacaktır. Öğretmen refahı eğitim hayatının olağan bir parçası haline geldiğinde, öğrenci başarısı da bunu takip edecektir.
Kaynak: https://www.childtrends.org/teacher-well-being-is-a-critical-and-often-overlooked-part-of-school-health