Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Öğretmenlerin niteliğinin, öğrencilerin akademik sonuçlarını tahmin etme konusunda okullardaki diğer tüm faktörlerden çok daha önemli olduğu gerçeği defalarca kanıtlandı. Ancak yine de son yıllarda çok sayıda ülke, kaliteli öğretmen açığı sorunu yüzünden ciddi sıkıntılar çekiyor. Özellikle de fen ve matematik alanlarında. Dünyadaki eğitim sistemleri; başarılı ve motivasyonu yüksek adayların dikkatini öğretmen eğitimi programlarına en iyi nasıl çekebileceklerini, onları en iyi nasıl eğitebileceklerini ve öğretmen olmayı seçtikten sonra onları öğretmenlik mesleğinde nasıl tutabileceklerini anlamaya çalışıyor.
15 yaşındaki öğrencilerin çoğu için öğretmenlik mesleği çekici değil
PISA, 2006 yılında 60’dan fazla eğitim sisteminden gelen 15 yaşındaki öğrencilere, 30 yaşına geldiklerinde hangi işte çalışmayı düşündüklerini sordu. OECD ülkelerindeki öğrencilerin ortalama yüzde 44’ü, profesyonellik gerektiren mesleklerde çalışmayı düşündüklerini söyledi. Yani tipik olarak bir üniversite diploması gerektiren yüksek statülü mesleklerde. Öğrencilerin sadece yüzde 5’i, profesyonellik gerektiren bir meslek olarak öğretmenlik yapmayı düşündüğünü söyledi. Yani ortalama olarak yüksek statülü ve profesyonellik gerektiren bir kariyer yapmayı düşünen her 10 öğrenciden 1’i öğretmenlik mesleğinde kariyer yapmayı istiyor.
Yine de öğretmenlik kariyeri yapmayı isteyen öğrencilerin yüzdesi, ülkeden ülkeye büyük çeşitlilik gösteriyor. Öğretmenlik mesleği; Türkiye, Endonezya, İrlanda, Japonya, Kore ve Lüksemburg’daki öğrenciler için oldukça çekici. Örneğin Endonezya, Kore ve Türkiye’de profesyonel mesleklerde çalışmayı bekleyen her 10 öğrenciden 3’ü öğretmen olarak çalışmayı düşünüyor. Buna karşın Estonya, Almanya, Macaristan ve İtalya’daki 15 yaşındaki öğrenciler için öğretmenlik mesleği hiç de çekici değil.
Ülkelerin öğretmenlik mesleğine daha fazla erkek ve daha fazla yüksek becerili yetişkinleri çekmesi gerekiyor
Eğitimin her düzeyindeki öğretmenlerin ve akademik kadronun yaklaşık 3’te 2’si kadın. Öğretmenlik mesleğinin kadın ağırlıklı olması, pek çok ülke için bir sorun teşkil ediyor. Çünkü sayıları giderek artan, başarı oranı düşük ve ilgisiz erkek öğrenciler için erkek öğretmenler önemli. Çünkü bu öğrenciler okuldaki erkek modellerden çok daha fazla fayda sağlayabiliyorlar.
Daha fazla çeşitlilik gösteren bir öğretmen işgücü, öğrenci eğilimlerinden ve beklentilerinden oluşan geniş bir yelpazeye çok daha iyi karşılık verebilir. Ve ülkeler, öğretmenlik kadroları için nitelikli adaylar bulmakta zorluk yaşadığı için erkekleri bu mesleğe çekmek, nitelikli öğretmen açığını kapatabilir ve öğretmenliğe uygun aday havuzunu genişletebilir.
PISA, tıpkı iş piyasalarında olduğu gibi, öğrenci kariyer beklentilerinde de cinsiyet ayrımı olduğunu ortaya çıkardı.
Bilgisayar ve mühendislik alanında çalışmak isteyenler arasında kız öğrencilerin sayısı oldukça düşükken, öğretmenlik mesleğini yapmayı düşünenler arasındaki kız öğrencilerin sayısı öne geçiyor. Neredeyse bütün OECD ülkelerinde, erkek öğrencilere göre daha fazla kız öğrenci öğretmen olarak çalışmak istiyor. OECD ülkelerindeki erkek öğrencilerin sadece yüzde 3’ü öğretmenlik mesleğinde kariyer yapmayı düşünürken, kızların yüzde 6’sı öğretmen olarak çalışmak istiyor. Ancak Bulgaristan, Kolombiya, Endonezya, Japonya ve İsviçre’de öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin oranlarında hiçbir cinsiyet farklılığı bulunmuyor.
Okuma ve matematikte en yetkin olan öğrenciler, öğretmen olmak isteyenler değil
Finlandiya ve Kore gibi en yüksek performansları gösteren bazı ülkeler, eğitim kurumlarında en başarılı mezunları işe alarak kaliteli öğretmen güçlerini artırdı. PISA, öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin beceri profillerinde ülkelere göre belirgin farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor.
Finlandiya ve Lüksemburg’da öğretmen olarak çalışmayı düşünen öğrencilerin okuma puanları, diğer mesleklerde profesyonelleşmek isteyen öğrencilerinkinden daha yüksek. Bu iki grup öğrenci arasındaki ortalama matematik puanları arasında hiçbir farklılık bulunmuyor. Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Kore ve İngiltere’de ise okuma puanları açısından bu iki grup öğrenci arasında hiçbir fark bulunmazken, öğretmenlik mesleğini yapmak isteyen öğrencilerin matematikte diğer meslekleri seçenlere göre daha düşük puanlar aldıkları görülüyor.
Şili, Danimarka, Estonya, Almanya, Macaristan, İzlanda, Japonya, Norveç, İsveç ve İsviçre’de bu iki grup öğrenci arasında okuma ve matematik puanları açısından hiçbir farklılık bulunmazken, Arjantin, Avustralya, İsrail, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Polonya, Portekiz ve Türkiye’de öğretmen olmak isteyen öğrenciler, öğretmenlik dışındaki mesleklerde çalışmak isteyen öğrencilere göre belirgin bir şekilde daha düşük okuma ve matematik puanlarına sahipler.
…Ve öğretmenler aritmetikte de çok yetkin değil
Öğretmen olarak çalışmak isteyen 15 yaşındaki öğrencilerin matematik performansları ile ilgili veriler, öğretmen olarak çalışan yetişkinlerin okuryazarlık ve aritmetik becerileri ile ilgili verilere çok yakın. Pek çok ülkede öğretmenler, diğer mesleklerde çalışanlara göre daha zayıf okuryazarlık ve özellikle daha zayıf aritmetik becerilerine sahipler. Ancak bu, Belçika, Fransa, İrlanda, Japonya ve Kore için geçerli değil. Japonya’da öğretmenler, sadece bütün diğer ülkelerde çalışan (ve OECD’nin Uluslararası Yetişkin Yeterlilikleri Değerlendirmesi’ne katılan) öğretmenler arasında en yüksek aritmetik becerilere sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda diğer mesleklerde çalışan Japon yetişkinler arasında da aritmetikte en yetkin yetişkinler olarak öne çıkıyorlar.
Öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin oranındaki ve bu öğrencilerin akademik profillerindeki ülkelere göre değişiklikler, öğretmenlik mesleğinin eşit derecede tercih edilen ve sosyal olarak değer verilen bir meslek olmadığını gösteriyor. Çoğu ülkede yetenek için rekabet yoğunlaşıyor; çok başarılı öğrenciler, aralarından seçim yapabilecekleri çok çeşitli kariyer fırsatlarına sahip. Öğretmenlik çoğu ülkede, bu fırsatlar arasında geri planda kalıyor.
Sonuç:
OECD ülkeleri içindeki öğrencilerin yüzde 5’i öğretmen olarak çalışmayı istiyor. Bunların yüzde 3’ü erkek yüzde 6’sı kız öğrenci.
Öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin akademik profili çeşitlilik gösteriyor. Ancak çoğu OECD ülkesinde öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin matematik ve okuma becerileri, öğretmen olarak değil ama başka profesyonellik gerektiren mesleklerde çalışmaya istekli öğrencilere oranla daha zayıf.
PISA’ya göre, ortalama olarak, öğretmen olarak çalışmak isteyen öğrencilerin oranının fazla olduğu ülkeler öğretmenlik maaşlarının da yüksek olduğu ülkeler.
Kaynak: http://www.keepeek.com/Digital-Asset-Management/oecd/education/who-wants-to-become-a-teacher_5jrp3qdk2fzp-en#page4