Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Dünyanın en önemli sinirbilimcilerinden biri kabul edilen, Dramsız Disiplin kitabının yazarı Dan Siegel disiplin hakkında şöyle diyor: “Çocuklarımız için yapabileceğimiz en sevgi dolu ve büyümelerine en büyük katkıyı sağlayan şeylerden biri.”
15 yaşındaki kızıma disiplin deyince aklına ne geldiğini sordum. Verdiği cevap çok şey anlatıyordu: “Bana bir ders verilmesi gerektiği anlamına geliyor. Ama kötü bir şekilde.” Onun için disiplin, cezalandırılmak anlamına geliyordu. Disiplinin iki hedefi vardır ve çoğumuz ilkine takılıp kalırız. Anlık hedef (kısa vadeli) iş birliğidir. İş birliği hedefimize ulaşamadığımızda ceza veririz. Disiplinin ikinci (uzun vadeli) hedefiyse öğretmektir. Bu, disiplin kelimesinin kökeninde yatan anlamıdır aynı zamanda. Latince “disciplina” kelimesi, ders anlatmak, öğretmek, öğrenmek ve bilgi anlamına gelir.
Eğer cezayı, ilk hedefimiz olan iş birliğini sağlamak için kullanırsak, ikinci hedefimiz olan öğrenmeye asla ulaşamayız. Bunun sebebi korkuya dayalı motivasyonun, bir çocuğu kendi deneyiminden uzaklaştırıp ebeveynlerinin iktidarına doğru yönelmeye zorlamasıdır. Beyin (amigdala) bu durumu tehdit olarak algılar ve stres tepkisi (kaç, savaş ya da don) devreye girer. Kalp atışları artar, nefes alışverişleri hızlanır ve tansiyon artarken tüm bu değişimler kollara ve bacaklara doğru yönelir. Çocuk kendisine söylenenleri anlamayı başarabilse de, bilgiyi düzgün bir şekilde beyninde işleyemez ya da belleğinde saklayamaz.
“Öğretici” disiplin ailelerin sürekli yaşadığı bir şey olursa, çocuklar öz-kontrolün, nezaketin, sorumluluğun, doğruyu ve yanlışı ayırt etme duygusunun ve sağlıklı ilişkilerin neye benzediğini öğrenebilir. Disipline zaman ayırırsanız, diğer pek çok yaşam becerisini üzerine inşa edebileceğiniz bir temeliniz olur. Bunlar arasında zaman/para/ekran yönetimi, ev işlerine yardım, okul ödevlerini yapma, kendini güvende tutma gibi hayat becerileri yer alır.
Ebeveynlik eğitimlerime gelen anne babaların çoğu ne yapmak istemediğini bilen ama bunun yerine ne yapacağını bilemeyen insanlar. Disiplinin üç temel adımını şöyle özetleyebilirim:
1. Çocuğunuzda güvenli bir bağlanma hissi yaratın
Bunu hayatlarının herhangi bir döneminde yapabilirsiniz, ancak en etkili olduğu dönem 0-5 yaş ve 9-14 yaş arasıdır. Güvenli bağlanma, çocuğunuzun, onun duygularına karşı duyarlı olduğunuza ve ihtiyaçlarını karşılayacağınıza derin bir güven duyması anlamına gelir. Güvenli bağlanmayla ilgili araştırmalar günlük hayatın akışında, günün yaklaşık yüzde 70’ini çocuğunuzla “aynı frekansta” geçirmediğinizi söylüyor. İşin kilit noktası, aradaki bu farkı “tamir etmek”. Çocuğunuzla “aynı frekansta olmak ve olmamak” arasındaki denge, çocuğunuzun bağlanma ve stres düzeylerinin, özgüven ve baş etme becerilerini geliştirecek seviyede olmasını sağlar.
2. Bir “niyetiniz” olsun.
Hem kısa vadeli hem de uzun vadeli hedefleriniz var, bu yüzden hangisine ulaşmak istediğinizi düşünün. Ve ne öğretmek istediğinizi. Çocuklar yaşayarak öğrenirler. Onlara etkili problem ve çatışma çözme becerileri kazandırırsanız, beyinlerinin, anlık haz duygusunu erteleyebilecek ve işler istediği gibi gitmediği durumlarla esnek bir şekilde baş edebilecek hale gelmesini sağlarsınız. Önce onları aktif bir şekilde dinleyin. Böylece yaşadıkları hayal kırıklığından uzaklaşıp (bu, öfke ya da içe kapanma şeklinde kendini gösterebilir) muhakeme yapmaya doğru yönelmelerini sağlarsınız.
3. Çocuğunuzla ilişkiniz, onların öğrenmesini istediğiniz şeyden daha önemlidir.
Disiplinin (öğrenmenin) sağlanması için ilişkinize (güvenli bağlanmaya) ihtiyacınız var. İlişkiyi ve saygıyı merkeze koyan disiplini kullanırsanız, öğrenme ve iş birliği de peşinden gelecektir. İyi bir ilişki ise en büyük hediyesi olacaktır. Kısacası, “ne ekerseniz, onu biçerseniz”.
Kaynak: http://www.edp24.co.uk/features/norfolk-parenting-expert-on-discipline-1-5541819