Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Kırklareli İl Başkanı Emrah MUTLUER, öğrencilerin ders saatlerinin bu kadar yoğun olmasının eğitim-öğretime ciddi zarar verdiğini söyleyerek rakamlarla açıkladı.
Bakanlığımız 23 Ekim’de vizyon belgesini açıklayacak. Daha açıklanmadan bile bir çok öğretmen, öğrenci, veli bu belgeye umut bağlamıştır. Çünkü yaşadıkları sorunların çözüme kavuşacağı beklentisi oldukça yüksektir. Gerçekten Vizyon Belgesiyle sorunlar çözüme kavuşacak mı? Yoksa vizyon belgesini sihirli değnek sanmanın şaşkınlığını mı yaşayacaklar? Bekleyip göreceğiz.
Açıkçası Bakanımızın iyi niyetle sorunların çözümü noktasında çok ciddi çaba sarfettiğini yakından biliyor ve takdir ediyoruz. Bizler de bu nedenle elimizden geldiğince katkı sunmaya çalışıyoruz. Şimdi gelelim gerçeklere. Aşağıdaki tabloda, Avrupa ülkelerinde haftalık ders saatlerinin ve ders sürelerinin ne kadar olduğu yazıyor. Tabloyu dikkatle incelemenizde yarar var. Zira yazacaklarımızın anlaşılır olmasına katkı sunacaktır. Avrupa Ülkelerinde ders süresi ve haftalık ders saatleri *
* EURYDICE,Socrates Programı, Son Güncelleme: Mayıs 2005 Türkiye’de ilkokulda ve ortaokulda ders saatleri 40 dakikadır. İlkokulda öğrencilerimize haftalık 30 saat ders verilirken, ortaokullarda bu süre 35 saat olarak belirlenmiştir.
Buraya kadar yukarıdaki tabloya bakarsanız, özellikle ortaokullarda ders saatlerinin bir birine yakın olduğunu görürsünüz.
Türkiye’de sorun işte burada başlıyor. Biz haftada 35 saat ders ile kalmıyoruz. Çocuklarımıza kendilerini daha iyi yetiştirmeleri için Destekleme ve Yetiştirme kursları açıyoruz. Ders yüküne eklendi mi bir 15 saat daha. Oldu size 50 saat. Gelin basit bir hesap yapalım. Haftada 35 saat ders gören öğrenciye 15 saat daha hafta içinde DYK verdik. 35+15 = 50 saat. Bu çocuğın zaten hafta içinde 120 saat zamanı var. Bunun 50 saatini okula ayırdık.
Ders yüklüyoruz. Matematik, Fen, İngilizce, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Din kültürü… Bu çocuk günde 10 saat uyursa ( 7-12 yaş aralığında bu uyuma süresi 10-11 saattir.) 5x10=50 saat da sadece uyumak için geçecek. Kaldı mı size 20 saat. 70 saat-50 saat = 20 saat Bu 20 saatlik zaman dilimi içinde öğrencilere hafta içi günde 4 saat oyun oynayabilecekleri, yemek yiyebilecekleri, kendilerinin yapmak istediği şeyleri yapacak zaman kaldı. Adam haklı ama dediğinizi duyar gibiyim. İyi de sanki tüm öğrenciler bu şekilde mi çalışıyor? Evet. MEB bütün çocuklar bu şekilde çalışsın diyor. Eğitim sistemini değiştiriyor. Destekleme yetiştirme kursu almasın çocuklar mı diyorsunuz? Kendilerine ek zaman ayırabilmek için böyle düşünüyorsanız gerçekten çok yanılıyorsunuz demektir.
Evde anne baba baskısı, okulda öğretmen idare… Çocuk seçmesin de ne yapsın? Hafta sonu var diyorsunuz değil mi? Muhtemelen bu eğitim sisteminde başarılı olabilmek için çok az iddiası olan öğrencilerin bile tüm derslerden özel ders aldığından da haberiniz yoktur sizin? Bu kadar ders yoğunluğundan sonra tüm öğrencilerimizin çok iyi seviyede olması beklenir değil mi? Yok beklemeyin.
Şöyle ki, geçen günlerde bir soru vardı sosyal medyada dolaşan. Soru şu: Bir otobüste 30 erkek, 10 kadın yolcu vardır. Bu otobüs şoförünün yaşı kaçtır? Eminim siz de öğrencilerinizin ne cevap vereceğini merak edip sormuşsunuzdur. Bende de çoğu öğrencim aynı cevabı verdi ve 40 dedi. Eh ne oldu şimdi. İlkokul düzeyinde soruya bile cevap veremeyen ama haftada 10 saat matematik gören öğrencilerimiz var bizim. (Özel ders de cabası) Ya da daha ikinci sınıftan sonra İngilizce öğretmeye başlayıp, üzerine giydiği tişörtte yazan ingilizce küfürlerin ne anlama geldiğini bile bilmeyen lise son sınıf öğrencilerimiz var bizim. Uzatmayalım. Bu eğitim sistemi, bizi biz yapacak eğitimi vermekten uzak.
Gelin sadece bizim gerçekliğimize uygun eğitim sistemiyle geleceğimizi inşa edelim. Oradan buradan aşırmalarla bu iş olmaz. Düşürelim ders saatlerini. Öğrencilerimize zaman kalsın. Kalan zamanlarında çocukluklarını yaşasınlar.
Öğretmenlerimiz insanüstü çabalar içine sokulmasın. İlkokullarda mesela sadece Türkçe okuma yazmayı, kitap okuma alışkanlığını, ekip çalışmasının önemini, milli değerlerimizi, insan olabilmeyi, hayvanları sevmeyi, bir enstruman çalmayı, resim ve heykel yapmayı, özgüven geliştirmeyi, kendisini ifade edebilmeyi, hakkını aramayı, hayal kurmayı, teknolojiyi araç yapabilmeyi, çevresini temiz tutmayı ve korumasını öğretelim. Ortaokulda temel dersleri verelim. Seçmeli dersleri kaldıralım mesela. Destekleme yetiştirme kurslarını. Öğrencilerimizi okullarda açılacak gönüllü etkinliklere yönlendirelim.
Dramaya, Tiyatroya, araştırma etkinliklerine, gitar çalmasına, oyun oynmasına, yüzme kursuna katılmasına… Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır diyor Atatürk. Her türlü olumsuzluğa rağmen görevini en iyi şekilde yapan, geleceği sevgi ve saygı temeli üzerine oturtan, koridorda yürüyüşüyle bile rol model olan tüm öğretmenlerimizi yürekten kutluyorum. Şuna da değinmeden edemeyeceğim.
Öğretmenlere yapılan saygısızlıklar cezasız kaldıkça, öğretmenler sahipsiz bırakıldıkça başarılı olma şansımız olamaz.