Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Hiç bir öğrencinin ceza yada ödül almadığı bir okuldan bahsedeğiz size
Öğretmenlerin sesini yükseltmediği ve öğrencilerin cezalandırılmadığı bir okul sistemi hayal edebiliyor musunuz? Hatta bir adım daha ötesini hayal edelim: Çocuklar iyi bir şey yaptıklarında da ödüllendirilmiyor.
Kulağa nasıl geliyor bu fikir?
Ashoka Farkyaratan Okullar Ağı’ndan İngiltere’deki Barrowford İlkokulu’nda benimsenen bu anlayışta çocukları “yaramaz” diye etiketlemek yok! Bu okulda kötü veya uygun olmayan bir davranışı için çocukları cezalandırmak yerine onları sorumluluk alıp kendi davranışları hakkında düşünmeleri için cesaretlendiren yapıcı bir anlayış hakim.
Bu yapıcı yaklaşımın 4 temel özelliği var.
Saygı Duy: Diğer düşünceleri anlamlandırmak ve saygı duymak için dinlemek
Sorumluluk Al: Kendi davranışlarının sorumluluğunu almak, kendi hataların için başkalarını suçlamamak
Onar: Kötü davranış sonucunda oluşan hasarı onarmak ve kötü davranışın tekrarlanmayacağından emin olmak için gerekli becerilerin geliştirilmesi
Yeniden Bir Bütün Ol: Planlı ve destekleyici bir süreç içerisinde çalışıp öğrencilerin sorun çözme ve dahil olma becerilerinin geliştirilmesi
21. yüzyılda başarılı olmanın tanımı geçmiş yıllardan iki temel noktada ayrılıyor. Birincisi, öğrencilerin başarısızlıklar karşısında ne yaptığı, nasıl davrandığı ve ikincisi de öğrenmeyi nasıl tanımladıkları. Carol Dweck TED konuşmasında, öğrencilerin üzerindeki “mükemmel olma, her sınavdan 100 alma/en yüksek skoru yapma” baskısından bahsediyor. Hep en iyi/en yüksek notu alma baskısının öğrencilerin bakış açısını geliştirmek yerine karıştırdığını ve hayatları boyunca bir şeyler yaparken sürekli birilerinden onay bekleme halinin ortaya çıkışını tetiklediğinden bahsediyor. Çocuklarımızı yetiştirirken onları nasılphoto_08-06-2015_11_06_50_0övdüğümüze düşündüğümüzden çok daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Bu zamana kadar yaptıkları ve bulundukları yer için onları takdir etmeyi unutmamız gerektiğini söylüyor Dweck.
Barrowford İlkokulu’nun yapıcı yaklaşımının altında çocukların hatalarından öğrenmelerine izin vermek yatıyor. Çocuklar hata yapmalı ve kendi hatalarından öğrenmeli. Okulun ceza ve ödül olmayan kültüründe, öğretmenler öğrencileri, öğrenmeyi sevmeleri ve kendi bakış açılarını geliştirmeleri için destekliyor.
Okulun yapıcı bakış açısını tamamlayan diğer parçası öğrenmeyi sevmek. Birincisi ise sevmeyi öğrenmek! Okul müdürü Rachel Tomlinson bunun genellikle yanlış anlaşıldığını özellikle dile getirmek istiyor.
Ve Tomlinson bunu şu şekilde açıklıyor. “Sevmeyi öğrenmek aslında öğrencilere duygusal okur yazarlık kazandırmak demek. Kendi duygularını kontrol edebilmeleri ve nasıl bireyler olduklarının farkında olmaları için sevmeyi öğretiyoruz. İyi öğrenciler olduğumuz gibi aynı zamanda iyi insanlar da olmalıyız.”
Barrowford İlkokulu’nda her öğrencinin kendini bulabileceği bir ortam var ve hiçbir öğrenci bu ortamın dışında değil. Tomlinson bunu bir örnekle şöyle açıklıyor: “Bir keresinde 4. Sınıflardan bir öğrencimiz derslere konsantre olmakta zorluk çekiyordu ve sürekli stresli ve agresif davranışlar sergiliyordu. Okulumuzun Barrowford Eğitim ve Bakım Takımı, bu öğrencimizin sorunun üstesinden gelmesi için birlikte çalıştı. Öğrencinin, annesinin evde şiddete maruz kaldığına tanıklık ettiğini ve kendinden küçük kardeşine bakması gerektiğini öğrendik. Bu durumu öğrendikten sonra öğretmen, öğrencisi ve ailesi ile nasıl iletişime kurması gerektiğini anlamış oldu. Okulumuzdaki oyun terapisi ve desteği ile bu öğrencimiz kaygı probleminin üstesinden gelebildi ve mutlu bir öğrencilik hayatı sürmeye başladı.”
Sevmeyi öğrenmek kavramını merkezine alan Barrowford İlkokulu, her bireyin özgünlüğüne ve farklılıklarına saygı duyan bir okul.
“Herkese eşit davranmak herkese aynı davranmak anlamına gelmiyor maalesef. Herkesin ihtiyacı birbirinden çok farklı ve bu farklı ihtiyaçlara cevap verebilmek oldukça önemli. Ceza ve ödülden uzak bir ortamda bir öğrencinin uygun olmayan bir davranış yaptığını düşündüğümüzde, öğretmenleri ile oturup nasıl yaklaşmamız gerektiğini derinlemesine düşünebiliyoruz. Bu çok kolay bir süreç değil fakat yapılabilir bir şey” diyerek açıklıyor okul müdürü Tomlinson. “Eğer çocuklarımıza farklılıkları tanıma ve takdir etme becerisini kazandırabilirsek, gelecekteki olası savaş ve mülteci sorunlarının çözümleri ve yaklaşımları değişecektir. “
Barrowford’un cezasız ve ödülsüz kültürü, öğrencilere hata yapma ve bundan ders çıkarma özgürlüğü tanıyor. Bu şekilde de öğrenciler hem dayanıklı hem de esnek olmayı öğrenirken gelişmeye açık bir zihin yapısı kazanıyorlar. Saygı ve empatinin öneminin sıkça vurgulanması öğrencilerin çatışmaları ve anlaşmazlıkları çözmesine yardımcı oluyor. Barrowford’un yapıcı yaklaşımı, öğrencilerinin hem kendi hayatlarında hem de başkalarının hayatları için farkyaratan olmalarını destekliyor.
Çeviri ve düzenlenme: Betül Özyılmaz – http://turkey.ashoka.org/
Kaynak: http://bit.ly/2cO53Ad