Neden Ölüm Konusu Okullarda Öğrencilerle Konuşulmalı?

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Bu, nadiren tartışılan ve öğretmenlerin bir aile üyesinin veya arkadaşının kaybıyla karşılaşan ve okula gelmeye çalışan öğrencilerle ölümü tartışmak için donanımlı olmasının nadiren tartışılan konusunu ele alan bir sonraki yazının başlangıcıdır.

En baştaki soruyu bana soran arkadaşım, çocuğunun okulunda olan bu olay hakkında benden tavsiye istedi. Hem arkadaşım hem de okul yöneticileri ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Olay çok trajik olduğu için konu hakkında konuşmak istemeleri beni memnun etti. Yardım arayışında olmalarından da memnun oldum.

Arkadaşımın isteği, bana oğlumun anaokulundaki sınıf arkadaşlarından birinin beyin kanserinden ölümünü hatırlattı. O dönemde oğluma, sınıf arkadaşının ölümü hakkında öğretmenlerin onlarla konuşup konuşmadığını sordum. Çocukların konu hakkında konuşmaya başladığını ama öğretmenin onları bu konuşmadan hep vazgeçirdiğini söyledi. Hayal kırıklığı ve endişe hissettim. Öğretmenlerin, çocukların sorular sormalarına ve duygularını ifade etmelerine izin vermenin önemini anlayacaklarını düşünmüştüm. Oğlumla sınıf arkadaşı hakkında konuşmuş olsam da, her çocuğun evinde bunu paylaşabileceği birileri yoktu muhtemelen.

Çocukları ölmekte olan ailelerle sürekli olarak yakından ilgilenen bir doktor olarak bu konuşmaları yapmaya alışkındım, ama biliyorum ki çoğu insan hiç de öyle değil. Konuya nasıl yaklaşacaklarını ya da neleri söylemenin uygun olduğunu bilemeyebilirler. Özellikle de çocuklarla konuşurken. Yas danışmanı Kristin James de aynı fikirde. James, çocukları ölen yüzlerce aileye rehberlik ediyor. Okullar da çocukların bir sınıf arkadaşı ya da okuldaki bir yetişkin öldüğünde kendisinden yardım istiyor.

Bu konuşmalar önemli. Ama aslında tıpkı hayat gibi ölüm de her yerde. Bir çocuğun izleyebileceği herhangi bir aksiyon filminde ya da televizyondaki haberlerde… Çocuklara hayvanları ve doğayı öğreten sevimli bir çocuk programı bile bir hayvanın hayatta kalması için başka bir hayvanın ölmesi gerektiği gerçeğinden kaçamıyor.

Ayrıca çocukların çoğu on sekiz yaşına basmadan önce bir aile üyesinin ya da bir arkadaşın ölümünün üzüntüsünün üstesinden gelmek zorunda kalıyor. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre o yıl Amerika’da her 10 öğretmenden 7’si sınıfında yas tutan bir öğrenci olduğunu bildirdi. Bu yıl ise K-12 okullarında yaşanan 25’ten fazla silahlı saldırıda çok fazla sayıda öğrenci, sınıflarında yaşanan ölüme çok yakından şahit oldu.

Bazılarınız, okullardaki silahlı saldırıların dışında okulların neden çocukların ölümle ve ölmekle başa çıkmalarına yardım etme konusunda sorumluluk almaları gerektiğini merak ediyor olabilirsiniz. Elbette bu tür konuşmaların yeri evdir. Konuşmanın içeriği ve odağı ebeveynlerin takdirine kalır. Ölüm hakkındaki değerlerini ve kültürel görüşlerini – mesela ölümden sonra hayat var mı yok mu gibi – çocuklarına aktarması gereken kişiler ebeveynler olmalıdır.

Ebeveynlerin çocuklarıyla ölüm hakkında konuşma konusunda başı çekmeleri gerektiği konusunda hemfikirim. Ancak gerçek şu ki çocuklar yine de güvenilir buldukları öğretmenlerine de başvurabilirler. Ve bu tür konuşmalardan kaçınmanın sonuçları çok oldukça önemlidir. Ölümden etkilenen çocuklar kaygı, depresyon, regresyon, kabus görme, altını ıslatma ve okul başarısının ciddi oranda düşmesi gibi sorunlar yaşayabilirler.

Her yas danışmanın da söyleyeceği gibi okulların, ölümle ilgili sorulara dürüstçe ve açık bir şekilde cevap vermeyi öğrenmeleri için eğitim kadrolarına destek olmaları ve öğrencilerin bu konuda konuşabilmeleri için güvenli bir alan yaratmaları öğrencilerin yararına olacaktır.

Öğrenciler, “Beraber oynadığımıza göre ben de kanser olup ölecek miyim?” ya da “Kötü bir adam okulumuza gelip bize zarar verecek mi?” gibi sorular sorduklarında ya da bir öğrencinin notlarında ciddi düşüşler olduğu fark edildiğinde, öğretmenlerin basit ve düz bir yaklaşımı tercih etmeleri gerekiyor.

Amerikan Psikoloji Derneği, okullarda silahlı saldırı ya da bir öğretmenin ya da bir öğrencinin ölümü gibi kötü şeylerin olabildiğini çocukların önünde kabul etmekte hiçbir sorun olmadığını söylüyor. Ama öğretmenlerin aynı zamanda, pek çok insanın (ebeveynler, öğretmenler ve bölge polisi dahil) öğrencileri güvende tutmak için çalıştığına dair onlara güvence vermeleri gerekiyor.

Bir öğrencinin tam olarak ne sorduğunu aydınlığa kavuşturmak da önemli. Bir çocuk “Jane’in sırası neden boş?” diye sorabilir. Belki onun ölümü hakkında konuşmak istiyordur ya da belki de Jane’in yerine oturup oturamayacağını bilmek istiyordur sadece. Öğretmenler, bunların tek seferlik nadir konuşmalar olduğunu unutmamalılar. Çocuklar trajik olayları zaman içinde sindirirler. Oğlumla hala eski sınıf arkadaşına ne olduğu hakkında konuşuyorum.

Öğretmenler bu konuda mutlaka destek ve tavsiye almalılar. Mesela yazılı kaynaklardan, online kaynaklardan, yas danışmanlarından ya da sağlık uzmanlarından… Öğretmenler çocukların hastalıkla, ölümle ve yasla baş etmelerine destek olurken kendilerini yalnız hissetmemeliler. Çocukları ölmekte olan ailelere yardım eden biri olarak ben bile çocuklarıma meme kanseri olduğumu söylemeden önce bir uzmandan destek aldım.

Hayatın trajedileriyle baş etmeyi öğrenmek, en az okumayı, yazmayı ya da aritmetiği öğrenmek kadar önemli. Çocukların yaşına uygun yollarla onlarla ölüm hakkında konuşmayı bilen öğretmenlerin olması, öğrencilerimizin daha kolay iyileşmelerini, öğrenmelerini ve büyümelerini sağlayacaktır.

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/news/answer-sheet/wp/2015/11/13/why-death-should-be-discussed-in-school-and-how-teachers-should-handle-it/

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Threads beğeni satın al

backlink Spor haberleri fen bilimleri vozol 10000 Likit

Bosna Hersekde Üniversite Okumak