Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
MÜDÜR BEY
Ülkemizin en iddialı fen liselerinden birinde 9 sınıf öğrencileri yeni kazandıkları okulda minik bir sınav olmaktadırlar. Çocuklardan her biri 490 üzeri puan almış olduklarından doğal olarak geldikleri okulların en iyi öğrencileri.
Kız öğrencilerden birisi sınav esnasında diğer öğrencilerle birlikte soruları güzelce cevaplıyor ama sınavın sonuna doğru kağıdın yarısını siliyor.
Bu tuhaf davranış tecrübeli öğretmenin gözünden kaçmıyor.
-Kızım hayırdır ne yapıyorsun, niye sildin yaptığın soruları ? diyor.
Kız şımarık bir eda ile ağzını yamultarak;
- Ya hocaaam…Bilmiyorum ki.. Of! Canım sıkıldı… diyor ama tarzı son derece ukelaca.
Öğretmen kararlı bir ses tonu ile;
- Kızım bir daha sakın böyle bir davranışta bulunma. Ben dersime, bana ve öncelikle de kendisine saygı duymayan bir öğrenciyle çalışamam diyor.
Bundan sonrası zaten bildiğimiz klasik tablo. Öğrenci akşam yana yakıla durumu ailesine aktarıyor. Aile son derece öfkeli bir şekilde müdür beyi arıyor ve;
“ Çocuklarının sınıfta aşağılandığını, psikolojisinin bozulduğunu, öğretmenin davranışlarına daha dikkat etmesi vs “
Konusun da müdür beyi uyarıyorlar.
Müdür bey senelerin tecrübesi ile aileye;
- Siz hiç merak etmeyin konuyu araştıracağım ve sonrasında olayı değerlendirmek için sizi çay içmeye okula davet edeceğim diyor.
Bundan sonra klasik beklenen hareket, muhtemelen müdür beyin ilgili öğretmen arkadaşı davet etmesi ve konu hakkında bilgi istemesidir. Ama müdür bey asla öyle bir “HATA” yapmıyor.
O sınıftan 3 öğrenciyi odasına çağırıyor, öğrencilerle; yeni okulu nasıl buldukları, lisenin bambaşka bir dünya olduğu vs söz, sohbet ediyorlar. Sonrasında müdür bey ustaca sohbeti olaya kanalize ediyor. Konuyu o açmıyor, sadece çocukların konuşmasına ortam hazırlıyor, 15-20 dakikadır müdür beyle farklı konular konuşan çocuklar son derece rahat olarak konuyu tane tane müdür beye aktarıyorlar.
Aslında konu çok net. 9. Sınıfa gelen her bir çocuk kendi geldiği okulun en iddialısı yani kralı. Her bir çocuk yeni okulunda da krallık yapmak istiyor ama sorun şu. Oraya gelen her bir çocuk zaten kral ve hiçbir öğretmenin de onun krallığını, şımarıklığını çekecek hali yok.
Müdür bey aileyi davet ediyor ve tabloyu izah ediyor. Onlara ;
“Asla ve asla çocukların yanında öğretmeni ya da okulu eleştirmemelerini tembihliyor.”
Ama en önemlisi de aile ile öğretmeni karşı karşıya getirmiyor. Çünki biliyor ki öğretmende insan ve şikayet edilince çocuğa karşı bir önyargı geliştirebilir ya da tedirgin olan öğretmenin okul içi performansı düşebilir.
İşin ilginç ve güzel yanı ise sonraki günlerde çocuğun öğretmeni ile arasının olağanüstü düzelmesi, çocuğun ders başarısının zirve yapması ve sonunda öğrenci- öğretmen adeta iki kafadara dönüşmeleridir.
Tecrübe ve iyi niyetten daha değerli hiçbir şey yok bu koca dünyada.
Ne demiş Cervantes;
“ Tecrübe bilginin anasıdır.”
X Müdürüm, eğitim ordusunun koca yürekli öğretmeni...
İyi ki varsınız!.
Not; “Bay X” Sınav Süreci Eğitimi için gittiğimiz bir Fen lisesinin müdürüdür. İsmini yazmamam konusunda ricada bulundu. Ama çok merak edenlere özelden verebilirim.
DR FARUK ÖNDAĞ