Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Ülkemizde, milli maçlar gerçekten milli bir mesele olarak algılanır. Takımımızın başarısı için yediden yetmişe herkes gönül birliği içindedir. Başarılı olmak için herkes en iyi oynayan oyuncaların takımda yer almasını ister. Hiç kimse kötü de oynasa tuttuğum takımın bir oyuncusu milli takıma girsin diye düşünmez. Kimse kötü de oynasa benim adamım, akrabam takıma girsin diye uğraşmaz.
Maça çıkılınca millet tek yürek olur. Önemli olan başarılı olmaktır. Hatalı bir pas verdikmi herkes üzülür, gole yaklaşırken herkes heyecanlanır. Bir de gol atılınca 80 milyon o golü kendisi atmış gibi sevinir. Gol atanın dini, mezhebi, memleketi, siyasi düşüncesi önemsenmez. Çünkü o gol Türkiye için atılmıştır.
Milli maçlarda takımımız da ekip ruhuyla hareket eder. Canla başla mücadele edilir. Kimse illaki golü ben atayım diye maçı riske sokmaz. Gerektiğinde pas verir. Takım içinde de bu solcudur, bu alevidir, bu milliyetçidir, buna pas atmayayım gibi bir düşünce asla taşınmaz. Orada tek gerçek vardır. O da herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğudur. O takımın 80 milyon vatandaşımızı temsil ettiğidir. Orada ayrı gayrı yoktur. Tek millet, tek yürek vardır.
Gelelim milli eğitime; Milli eğitim işleri, ülkemizin geleceği açısından önemli bir milli meseledir. Maalesef ülkemizde bir türlü amaçladığımız eğitim hedeflerine ulaşılamamaktadır. Son yıllarda defalarca Bakanlık bürokratları topluca görevden alınmış, yerlerine yeni atamalar yapılmış (takım değiştirilmiş) ancak sorun asla çözülememiştir. O zaman sorunu doğru teşhis etmek gereklidir. Bu güne kadar milli takım oyuncularından herhangi birinin siyasi düşüncesi, memleketi veya meşrebinin gündeme geldiği görülmemiştir. İşte Milli Eğitimimizin ıslah edilememesinin temelinde yatan yegane sorun milli eğitime bu ruhla yaklaşılmamasıdır.
Milli eğitim işlerine de milli takım ruhuyla yaklaşırsak tüm sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Kimliğiyle uğraşmadan, işini en iyi yapacak eğitimcileri yönetime getirirsek onların başarıları ülkemiz adına olacaktır. Yoksa bizim partiden olsun, bizim şehrimizden olsun, bizim akrabamız olsun, bizim sendikadan veya bizim dernekten olsun, arkadaşımız olsun mantığıyla yapılacak yönetici görevlendirmeleriyle hayırlı bir netice almak mümkün olmayacaktır. Olmadığı da defalarca görülmüştür.
Eğitimdeki başarısızlık sorununu çözmek için, öncelikle takım oluşturmadaki hatalar kabullenilip, milli eğitime milli maç ruhuyla yaklaşılmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devlet yetkililerinin, siyasilerin, STK’ların ve vatandaşların meseleye bu gözle bakmaları mühimdir.
Milli eğitim meselemiz, milli maçtan daha önemsiz değildir.
Kasım 2019
Kaynak: Doğan Ceylan