Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bursa'da çobanın birinin bir hayali varmış. Hatta hayalini "sopayı atıp yere düşene kadar padişah olsam" diye tasvir eder dururmuş. Bu hayal öyle dillenmiş ki, bir gün Padişahın kulağına kadar gitmiş. Padişah tutmuş, çağırtmış bu çobanı. Buyur padişah sensin at sopanı demiş. Ferman buyrulmuş. Çoban atmış sopasını havaya "Bursa'daki kestane bahçeleri vakıf arazisi" demiş. Çünkü çobanın tek bir hayali var. Bursa'daki kestane bahçelerinde hayvanını otlatmak , otlatırken de oradan kestane toplamak. Çoban hayaline kavuşmuş.
Bana da bir sopa atımlığı müsade etseler. Sopa yere düşene kadar "Türk milli eğitim sistemi 80 öncesi sisteme dönsün" derim. Neden mi ? Buyrun hep birlikte düşünelim.
- Zorunlu eğitim 12 değil , 8 değil 5 yıl ile kalmalı. Herkes okuyacak diye bir kaide yoktur. Okumakta gözü olmayan, akademik açıdan sorunlu gençler okuma yazma bildikten sonra zanaat ve meslek ile uğraşmalı.
- Mesleki yönlendirme ilkokul 5'ten yapılmalı. Kritik dönemler ve yetenek alanları geçtikten sonra mesleki yönlendirme yapılmamalı. Bu sebeple fen liseleri, sosyal bilimler, Anadolu liseleri , imam hatipler ve meslek liseleri ortaokuldan öğrenci almalı. Orta sonda son bir bu kurumlar arası geçiş olmalı.
- Meslek edindirme kursları, akşam sanat okulları ile ilkokul 5. sınıfı bitirenler zanaata yönlendirilip belgeli zanaatkâr olmalı.
- Not sistemi adaletli olmalı , ortaokula yerleşmede ve üniversiteye yerleşmede sınava dayalı olmalı. Not sisteminin etkisi azaltılmalı.
- İş eğitimi , tarım, el işi gibi derrsler ile birlikte bölgesel temalı dersler de konulmalı. Yaparak , yaşayarak öğrenme yaygınlaşmalı. Özkültür çocuklara aktarılmalı.
Benim fikrim bu, kısmet olur mu bilmem. Kalın sağlıcakla
Halil Bayraktar
Psikolojik Danışman