Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Matematiğin bugününü anlayabilmek için tarihsel sürecine kısa bir göz atmamız iyi olabilir. İnsan türü bilişsel devrimi, tarım devrimini ve son olarak bilimsel devrimi gerçekleştirerek yaşam şeklini her defasında yeniden dizayn etti.
Yeryüzünde sadece 3 defa ciddi devrim ortaya koydu ve hâlihazırda 3. devrimin süreç olarak içerisindeyiz. Bilimsel devrim yeryüzündeki hayatı her geçen gün biraz daha yapay hale getirirken sürecin en büyük katalizörlerinden birisinin matematik olduğunu düşünebiliriz.
Matematiğin süreci ilkel atalarımızla başladı denebilir. Temel saymaları ilk atalarımız da yapıyordu ama bunu bir sembolle ifade etmiyorlardı. Muhtemelen avcılık yaparlarken ‘’miktar’’ nosyonu gelişmişti ve bu ise bir tür matematik eylemi denebilir. Elbette ilkel atalarımız mağarada yaşarken birden üçgenin iç açılarının toplamından bahsetmeye başlamadılar. On binlerce yılda ortaya çıkan bilişsel ve zihinsel kapasite süreci her defasında daha ileriye taşıdı.
Yerleşik hayata geçmiş olmak tarım devrimini, tarım devrimi ise sahip olunan eşya ya da yiyeceği koruma, saklama ihtiyacını beraberinde getirdi. Korunan ve saklanan gıdaların fazlası ise ilk başlarda değiş tokuş ile ticarete ortam hazırladı. Değiş tokuş ticareti ise sürekli daha karmaşık hale gelerek dar ve geniş alanlarda ticareti var etti. Ticaret iletişimi, ortak kültürü ve parayı ortaya çıkardı. Süreç hız kesmeden devam ederek sayıları, negatif sayıları, cebirsel matematiği doğurdu.
Bugün geldiğimiz noktada matematik her anımızda bize eşlik ediyor. Yukarıdaki sürece bakacak olursak matematik sonradan yaratılmış, bir zümrenin kendi aralarında iletişim kurmak için ortaya koydukları, soyut, uzak, alengirli, anlaşılmaz, sadece sınavları yapılan, zor bir şey değildir diyebiliriz.
2016 yılında yapılan üniversite öncesi ulusal sınavlarda matematik ve geometri skorları bazı anlamlara geliyor. Sadece üniversite değil eğitimin daha aşağı kademelerine doğru indiğimizde de benzer anlamları bulabiliyoruz ama üniversite sınavlarının sonucunun reytingleri daha yüksek oluyor.
Yukarıda paylaştığımız grafiklerin anlamına bakılırsa matematik hiç de iyi olmadığımız bir disiplin. Sorgulanması gereken bir şeyler olduğu ortada.
Matematik hayatımızın neresinde?
Matematiğin geldiği noktaya baktığımızda, anlaşılması güç, ürkütücü tarafları olan bir disiplin gibi duruyor olabilir ama matematik hemen yakınlarımızda bir yerlerde. Bunu ispatlamanın çok fazla yolu var. Öyle ki hepsini yazacak olsam muhtemelen hemen sıkılırsınız. Belki fark edilmiyor olabilir ama matematiğin su anda dahi sizi doğrudan etkilediğini biliyorum.
Birkaç örnek vermek gerekirse, sokağa çıktığınızda birçok örüntü bulabilirsiniz. Yolda yürürken kaldırımın kenarları dahi bir örüntü ile boyanmış olabilir. Simetri zaten olmazsa olmazımız. Evden çıkmanıza gerek yok aynaya bakmanız bile yeter. Ölçüler herkesin hemen her gün kullandığı bir matematik alanıdır. Yaz geldi kiloları kontrol etmek çok ünlü bir konu olabilir ama o kiloları var ederken pişirdiğimiz kekler de bir takım malzemelerin belirli ölçülerde bir araya gelmesiyle oldu.
Yollardaki hız limitlerine uyum sağlamak zorunda olmamız da matematiğin hemen yanı başımızda olduğunu gösterir. Zaman nosyonu da matematikle ilgilidir. Bu yazının yazılma günü ve saati ile ilgili bilgi almak istiyorsanız hemen şimdi en aşağıya bakabilirsiniz.
Olasılık dediğimiz şey zaten iddia bayilerinin fikirsel alt yapısını oluşturuyor. Paranın gerçek hayata yakın bir şey olduğunu anlatmaya çalışmak zaten çok gereksiz bir şey. Geometrik şekiller zaten yapay çevremizin en sık kullanılan şekilleri denebilir. Eve sipariş edilen pizzanın dilimleri kesirler diye bağırıyor olmalı.
Eğer yukarıdaki örnekler yetmediyse, bu metni okumak kullanmakta olduğunuz elektronik cihazın yaklaşık 50000 defa matematik işlemi yapıldıktan sonra size ulaştığını tahmin ettiğimizi de bilmelisiniz. Bu tahmini yaparken uluslararası ticaret, web sitesi alt yapısı, taşımacılık, mağazacılık gibi alanlar ile ilgili yetkin kişilerden görüş aldığımı belirtmek isterim. Matematik bu kadar yanımızda bir yerlerde işte. Hatta şu anda kullanmakta olduğunuz cihaz bir takım işlemler yapmaya devam ediyor ve bu da yine matematik sayesinde oluyor.
Matematiğin sembolü Sayılar olmasaydı ne olurdu?
Son olarak bütün bu ifade ettiklerimizi matematik dilinin sembolleri olan sayılarla ifade ederiz. Şu anda sayıları yeryüzünden tamamen silseydik ne ile karşılaşırdık bir düşünelim. Yeryüzündeki yapay olan her şey çökerdi. Futbol maçlarının sonuçlarını ifade edemezdik, otobüsler karışırdı, zamanı algılayamazdık, alışveriş yapamazdık, ayakkabımızın büyüklüğünü dahi hesap edemezdik, yanlış kapıdan başka bir uçağa binmek hiç de iyi bir fikir gibi durmuyor ve daha bir sürü şey… Sayılar olmasaydı sadece inekler süt vermeye devam ederdi ya da onun gibi bir şeyler işte.
Eeee eylem planımız ne? Ekibi toplayıp, kapı kapı dolaşmayacağız tabii ki ama matematiğin sinir bozucu uzaklıktaki soyut bir şey olmadığının düşünülmesi çocuklarımızın matematik becerilerine olumlu katkı yapabilir. Bu fikrin yayılması dileğiyle…