MATEMATİK DERSİ HER SINAVDA KABUS OLMAK ZORUNDA MI?

COVİD-19 gölgesinde 20/06/2020 tarihinde yapılan son LGS sınavında ilk defa maskeyle sınava giren öğrenciler matematik test soruları ile iyice ters köşe olmuş görünüyor. Sınavlar gittikçe çocuklarda bir değersizleştirme aracına dönüşmüş gibi. Birçok öğrenci ile yaptığımız görüşmelerde öğrenciler “sözel testimiz çok iyi, fen testimiz de fena sayılmaz ama matematik testinden ya hiç yapamadım ya şu kadar boş, ya da şu kadar yanlışım var” diyor. Sınavlarda tabi ki bazı dersler başarıyı belirlemede etken olmalı ama bu ders her yıl, her sınavda Matematik olmamalı. Bizim toplum olarak sözel zekamız daha etkin. Yıllık başarı kriteri bir sınavda Fen dersi ,bir sınavda Türkçe ya da Sosyal Bilgiler dersi olabilir. Öğrenciler henüz sınavlara müfredattan mı yoksa müfredat dışı yayınlardan mı çalışacağına karar verememiş durumdalar. Bu sürece veliler de dahil . LGS’ de soruların %60 ı okul müfredatına bağlı olarak bilgiyi ölçen sorular diğer sorular ise eleyici sorular. Öğrenciler, veliler ve de öğretmenler; öğrenciler için özel öğretim kursları mı, özel okullar mı , online (Youtube) gibi kanallar mı yoksa devlet okullarının yada özel derslerin mi faydalı olacağı konusunda kararsız. Soruların özelliği de farklılaştı, sürekli test çözen çocuk yoruma dayalı sorular karşısında bocalıyor ve onca zamanı onca emeği boşa gidiyor. Diğer yandan yoruma dayalı çalışan çocuk -genelde bu kısım daha az oluyor- bu çocuklar da teste dayalı sorularda bocalıyor. Yani ne çocuklar ne de veliler soru çözme tekniklerini oturtmuş değiller. Yani LGS’ de çıkan matematik sorularını çoğu matematik öğretmeni birkaç dakikada zorlanarak çözerken sınavdaki çocuk iki dakikada nasıl çözebilir. Böyle olunca sınava giren çocuklarda sözelciler zeka olarak normal sınıfa, sayısalcılar özellikle de matematik çözenler çok zeki sınıfına giriyor. Çocuklar arasındaki bu ayrım, sayısalcılar kendi kategorisinde, sözelciler de kendi kategorisinde değerlendirilmeli.

Alıntı: Akademik Eğitimciler Derneği