Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
LGS'nin örnek soruları yayınlamasının ardından uzmanlar soruların öğrencileri çok fazla zorlayacağı görüşünde.
Özellikle bazı sorularda metinlerin uzun olması öğrencileri zorlu bir sınavın beklediği ipuçlarını veriyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2020 Liselere Geçiş Sınavı’nın (LGS) 7 Haziran’da yapılacağını açıkladıktan sonra, öğrenciler için örnek sorular yayınladı. Ardından öğrenci ve uzmanlardan yorumlar gelmeye başladı. Öğrenciler genel anlamda, soruların uzunluğundan ve karmaşıklığından şikâyetçiler. Uzmanlar ise sorularla ilgili görüşlerde ikiye bölünmüş durumda.
Üsküdar SEV Ortaokulu, Oğuzkaan Koleji ve Doğa Koleji’nden gelen görüşlere göre sayısal bölüm de dahil, sadece bilginin yeterli olmayıp, örnek sorularda, yorum gücünün de ölçüldüğü sorular yer alıyor. Eğitimciler, görsel yorumlama, metinden ya da görselden çıkarım yapma, metinler arası ilişki kurma, bilgiden çıkarım yapma gibi ölçme unsurlarının kullanıldığı örnek soruların, bilgi düzeyinden daha çok analiz-sentez düzeyinde olduğunu, muhakeme yapma yeteneği gerektirdiğini söylüyorlar.
Eğitimcilerin bir kısmı ise soruların çok zor olduğuna, metinlerin uzunluğu nedeniyle sınavda öğrencilere verilen sürenin yetmeyeceğine dikkat çekiyorlar.
‘Doğru yöntem değil’
LGS’nin öğrencinin sadece akademik bilgisi değil, yorum ve analitik düşünme becerilerini de ölçen nitelikteki sorularıyla uluslararası PISA ve TIMSS sınavlarına benzediği yönünde yorumlar öne çıkıyor. Ancak İrday Eğitim Matematik Bölüm Başkanı Mehmet İrday, aynı görüşte değil. Sorulara dışarıdan bir gözle bakıldığında bir benzerlik olduğu algısı oluşsa da detaylı incelendiğinde böyle olmadığını kaydeden İrday, şunları söylüyor:
“PISA dünyadaki 15 yaş grubu öğrencilerine matematik ve diğer alanlardaki okur yazarlık kavramını ölçmek için yapılmakta. LGS ise 13 yaş grubundaki öğrencilere hitap etmekte. PISA ve TIMMS, öğrencilerin matematik ve diğer alanlarda kazandıkları bilgi ve becerilerin sorgulandığı sınavlar olmasına rağmen, LGS yaklaşık 1,5 milyon adayın bir üst eğitim kurumuna geçişte girdiği bir sınav. Dolayısıyla LGS’deki tüm soruların bu sınavlardaki gibi hikâyeleştirilerek modellenmesi çok doğru bir yöntem değil.”
“Örnek sorulardaki 1, 3 ve 7. sorular hariç, 7 örnek sorunun tamamında gerçek hayatla anlamlı bir ilişki kurulamamış, kazanım bilgisini sorgulamak için sorular görsellerle hikâyeleştirilmiş” diyen İrday, soruların metinleri okuyabilen ve matematiksel çıkarım yapabilen öğrenciler için çok rahat yapılabilecek düzeyde olmasına rağmen, soru metinlerini tam olarak okuyup anlayamayan öğrenciler içinse çok zor algısı yarattığına dikkat çekiyor.
Bu soruları çözecek öğretmen var mı?
Matematik testinde iyileştirmeler yapılması gerektiğini söyleyen Mehmet İrday’ın önerileri şöyle:
Matematik soru sayısı yaklaşık 10 soru artırılmalı. Sadece en üst düzey başarı grubuna uygun soru hazırlanarak sınav oluşturulması uygun bir yöntem değil. Adayların büyük bir bölümünün yapabileceği sorular da bulunmalı. Örneğin, aynı hikâyeyle bağlantılı 2 ya da 3 soru bulunmalı. Bu sorulardan ilki, metni okuyan büyük çoğunluğun cevaplayabileceği nitelikte; 2. veya 3. sorular ise bu metni okuyup ayrıca çıkarım yapabilenlerin çözebileceği sorular olmalı.
Sorular hikâyeleştirilirken de sınava girenlerin 13 yaş grubunda olduğu dikkate alınmalı. Soruların metinlerinde daha açık bir dil kullanılmalı ve soruyu okuyan her adayın sorudan aynı çıkarımları yapmasını sağlayacak şekilde bir tasvir yapılmalı.
Soruların tamamının eskiden olduğu gibi ağırlıkla işlem gücüne yönelik olması doğru olmadığı gibi, tamamının görsellerle desteklenmesi de doğru yöntem değil. Çünkü gerçek hayatla ilişkili soru demek gerçek hayattan alınmış görsellerin üzerine klasik matematik sorularını uyarlamak değildir. Gerçek hayattaki senaryoları, o yaş grubuna uygun şekilde hikâyesini verip bunun üzerinden soru sorabilmektir.
Sorular üzerinde verilen formül veya bilgiler çok temel bilgiler olduğundan bu formüller sınavda ya hiç verilmemeli ya da verilmek isteniyorsa dünyadaki bazı örneklerinde de görüldüğü gibi testin en başında tamamının birlikte verilmesi daha doğru bir yöntemdir.
Eğer matematik testi revize edilmezse ilerleyen yıllarda matematikten daha da uzaklaşan ve çalışmasına rağmen matematiği yapamadığını gören öğrenci sayısında ciddi artış gözlenecektir.
Sosyal medyada yapılan yorumlarda, soruların çok zor olduğuna dikkat çeken veliler, endişeli. İşte o yorumlar:
- Dehşetle soru tiplerine, soruş şekillerine bakıyorum. Bu tarz soru çözmedi ki bizim kuzular. Nasıl altından kalkacaklar? 8 ay var daha ama kafalar farklı kodlandı.
- Sorular üst düzey kavrama, muhakeme gerektiren sorular. Bu sorulara doğru cevap vermelerini beklediğimiz çocuklar ise sistem değişikliği sebebiyle zamanından 1 yıl daha erken okula başlamak zorunda kalmış çocuklar.
- Sorular gerçekten zor, sınav stresi ile çocuklar bu tarz soruları nasıl yaparlar bilemiyorum.
- Bu çocuklar şimdiden ALES’e eş değer soruları çözmek zorunda mı?
- Bu matematik sorularını çözen çocuğu direkt üniversiteye almayı düşünüyorlar herhalde?
- Şu soruları hele de süresi içerisinde çözecek öğretmenimiz var mı?
- Soru tipleri, müfredat içeriğinden ve okulda derslerde çözülen sorulardan çok uzak. (Milliyet)