Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bugün pek çok okul, yalnızca konsantrasyondaki ve daha iyi dikkatdeki öğrencilerin gelişimini, zorbalık olaylarını azalttığını, beyninizi eğitmek ve enerjiyi yakmak için özgüvenin ve tonlarca hareketin artmasını hayal edebilir. Bununla birlikte, Yeni Zelanda'da ve Finlandiya'da bir okul, bu kesin sonuçları daha uzun teneffüs süreleri ve öğrencileri için daha fazla riskli oyun alanları ile görüyor. Çocukların daha iyi kolejler ve daha önemli kariyer fırsatları için rekabet edebilmeleri için daha fazla çalışma ve daha az oyun yapma konusundaki tüm baskılar sayesinde, aslında çocuklarımıza üstünlük için ihtiyaç duydukları bilişsel gelişimi sağlayan tek şeyi elimizden alarak akademik çabalarımızla mücadele ediyoruz. daha yüksek bir düzeyde; girinti. Bu da “Yeni Zelanda gerçek olamayacak kadar iyi ne yapıyor, işe yarayacak kadar çılgın bir yaklaşım mı?” Sorusunu soruyor.
İlginçtir ki, araştırmacılar, okul çağındaki çocuklar arasında vestibüler, propriyosepsiyon, görsel planlama, el-göz koordinasyonu ve kaba motor gelişimini destekleyici gündelik ‘diyet’lerinde yeterince serbest oyun zamanı olmayanların sayısında bir artış gözlemliyorlar. Bunun bir sonucu olarak duyusal sorunlar da artıyor, bu da sağlıksız davranışlar ve sosyal problemlere yol açıyor. Buna ek olarak, okullar çocukların gelişimine katkı sağlayacak oyun alanlarını kullanmadıkları gibi, günümüzde çoğu okul en fazla 20 dakikalık teneffüsler veriyor. Teneffüsler çocuklar için bir ayrıcalıkmış gibi gözükebilir, ancak aslında sınıf ortamındaki öğrenmelerinin iyileşmesi ve bilişsel becerileri için son derece önemli. Bir çocuğun oyun alanında yaptığı çarpışma, dönme, zıplama, top atma, tırmanma barlarında sallanma ve seksek oynama gibi bütün aktiviteler sırasında beyin, sol ve sağ taraf arasında nöral bağlantılar kuruyor. Bu da, daha yüksek dikkat, odaklanma, konuşma ve dil becerileri, iletişim, bilgi girdisi ve çıktısı, el yazısı, okuma, harfleri tanıma ve öğretmeni dinleyebilmek için gerekli işitsel zeka için yüksek önem taşıyor.
Yeni Zelanda’daki bu okulda uygulanan iki adet, 40 dakikalık ve kuralların olmadığı teneffüsler akıllara tam bir kaos ortamını getirebilir, ancak bu sayede öğrencilerin sınıfta daha başarılı oldukları gözlemlendi. Oyun alanını şöyle bir gezdiğinizde ortalıkta çerçöpten başka bir şey görünmüyor ve ebeveynler bu eşyaların nereden geldiğini bilmiyorlar. Etrafta ölü ağaç kabukları, teller, çelikten borular, kutular ve buna benzer birçok şey bulunuyor. Çocuklar ağaçların pek de güvenli olmayan yüksek yerlerine tırmanıyor ve etraftan buldukları malzemelerle tahterevalli gibi oyun araçları yapıyorlar. Öğrencilerin bisiklet ve scooter sürmelerine, ipte sallanmalarına, kocaman tekerleklerin içine girip yuvarlanmalarına ve kendi oyuncaklarını yaratmalarına izin veriliyor. Yetişkinler için çöpe benzeyen malzemeler; bir çocuğun yaratıcılığını pekiştirmek, problem çözmek, hayal gücünü kullanmak, rol yapma oyunu oynamak, eleştirel düşünceyi geliştirmek ve bilişsel gelişimini sağlamlaştırmak için kullanabileceği sayısız olanak halini alıyor.
Birçok ebeveynin aklına şu sorular gelebilir: “Teneffüs sırasında neler oluyor? Yöneticiler bir çocuğun ciddi şekilde yaralanabileceğinden hiç mi endişe duymuyorlar?” Cevap, hayır. Teneffüs kavramına bu sıra dışı yaklaşımları hakkında fikirleri sorulduğunda Müdür Bruce McLachlan yalnızca gülümseyip şöyle söylüyor: “Ortada kural yok. Kuralları çocuklar oluşturuyor.” Peki, bu ‘kuralsızlık’ anlayışı nasıl oluyor da her şey bitip çocuklar sınıfa geri döndüklerinde böylesine zengin bir öğrenme ortamı hazırlamış oluyor?
Yeni Zelanda’daki bu okulda araştırmalara başlanmasının ardından öğretmenler, çocukların daha dikkatli hale geldiklerini, sınıfta kıpırdanmaların azaldığını ve konsantrasyonun gözle görülür bir şekilde arttığını dile getirdiler. Zorbalık giderek azalıyor, yaralanmalar da daha az görülüyordu.
Belki de bu okul ve bu fikri devam ettiren diğerleri, çocuklarda fiziksel uyaranları ve hareketi artırmak için harika bir yönteme sahipler. Belki bu kuralsız program, risk kavramının genç beyinler üzerindeki olumlu etkisi sayesinde işe yarayacak. Çocukların harekete, hayal gücünü geliştirecek oyunlara ve ebeveyn kurallarının bulunmadığı bir özgürlüğe ihtiyacı var.
Kuralsız Teneffüs “Duygusal Temeli” Nasıl Geliştiriyor?
Çocuk beyninin risk yönetimi ve duygu kontrolünden sorumlu kısmı, risk ve değişik duygulara maruz kaldığında gelişir. Eğer çocuk, özellikle serbest oyun zamanında, sürekli kurallara bağlıysa, bu önemli gelişim engellenir. Bir öğrencide davranış bozuklukları, duygusal sorunlar, “savaş ya da kaç” psikolojisi veya yüksek anksiyete riski gelişmesinin sebebi budur. Beynin risk ve duygu yönetiminden sorumlu kısmı amigdaladır. Bu küçük kısım limbik sistemin bir parçasıdır ve aynı zamanda duygu, duygu yönetimi, motivasyon ve risk merkezidir.
Düzen, planlama, problem çözme, sosyal beceriler, davranış kontrolü ve bilinçli hareketlerden sorumlu prefrontal korteks de gelişimini çok hızlı bir şekilde sürdürür. Beynin bu kısmı çocukluktan genç yetişkinlik dönemine kadar gelişir. Çocuklar prefrontal korteksi kullandıkça, kendisini gelecekteki durumlar için geliştirir ve hazırlar. Prefrontal korteks, davranışlarımızın sonuçları hakkında simülasyonlar yaratır. Çocuk, ‘Eğer şunu yaparsam, şöyle sonuçlar doğacak’ şeklinde düşünmeye başlar. Kuralsız oyun alanında, kendini yönetme becerilerini geliştirme, hissederek deneyimleme ile duyguları ve davranışları kontrol etmeyi öğrenme ve tonla fiziksel aktiviteden oluşan bir karışım vardır. Kulağa harika bir karışım gibi geliyor!
Hareket Etmek Öğrenmeye Nasıl Yardımcı Olur?
Fiziksel hareket, davranışı ve beynin gelişimini doğrudan etkiler. Birçok çalışma gösteriyor ki, hareket etmek konsantrasyon ve odaklanmayı geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çocuğun kendini yöneme becerisini ve hafızasını da zenginleştiriyor.
Fiziksel hareket beyne şu yollardan etki ediyor:
Beyne daha çok oksijen akışı sağlanıyor.
Beyindeki nöron taşıyıcılar daha hızlı ve daha etkili çalışıyor.
Nerotrofin artışı, beyindeki nöronların öğrenme ve düşünebilme için gerekli alanlarda hayatta kalmalarını sağlıyor.
Teneffüse getirilen bu yeni yorumun bir sürü yararı var. Ancak, birçok okulun henüz bu tarz serbest oyuna hazır olmadığını da unutmamalıyız. Okullar, böyle bir “oyun temelli yapı”yı isteyebilir, ancak nihai kararı; oyun alanında daha az kural ve daha fazla sıra dışı oyun aleti olması fikrini destekleyen, kendi çocukları üzerinde daha az kontrol sahibi olmayı kabul edebilecek yöneticiler ve ebeveynler verecektir. Eğitmenler ve ebeveynler çocuklarının bu tarz bir yapılandırılmamış oyun ortamında bulunmalarına izin verdiklerinde, çocuklar da etraflarındaki ortamda ve akademik performanslarında daha başarılı hale gelmek için ihtiyaç duydukları duyu bütünlemesine sahip olacaklar.
Okulla ilgili videoyu izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=qG2MhjBOSLQ
Kaynak: https://ilslearningcorner.com/2016-04-no-rules-recess-school-encourages-dangerous-free-play-for-better-attention-and-emotional-grounding/?fbclid=IwAR1q67ZNjA2yJ_uj039ukry5TXTMsXsLDJ3iwPrzpqsPMp6X0skBfWu4IyM