Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir eğitimci olarak bugünlerde aldığım en güzel ve en isabetli haber köy okullarının yeniden açılması ile ilgili olan haberdi. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’un TBMM Eğitim Komisyonuna sunduğu Köy Okullarının açılması ile ilgili teklif eğitimde gecikmiş bir dönüşümün başlangıcı olacak.
Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğiyle kapatılan 17 bin köy okulunun yeniden açılışının önünü de açmış oldu. Sekiz yıllık zorunlu eğitim sisteminin eğitime vurduğu bir darbe de köy okullarının kapanmasıydı. O dönemde yürürlüğe giren taşımalı eğitim uygulaması kısmen kaldırılıyor.
Yeni düzenlemeye göre ulaşım şartlarının elverişsiz olması veya öğrenci velilerinin çocuklarının taşıma yoluyla eğitime erişim kapsamında öğrenim görmelerini istememeleri hâlinde öğrenci sayısına bakılmaksızın valilikçe uygun görülmesi durumunda bakanlıkça bu ilkokulların açılması kararı alındı. Birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan ilkokullarda en az 1 derslik ve 1’inci, 2’nci, 3’üncü ve 4’üncü sınıflarda toplamda en az 10 öğrenci bulunması yeterli olacak.
Taşıması yapılan öğrenciler için bakanlık bir önceki dönemde yaklaşık beş milyar TL servis ve yemek ücreti ödedi. Taşımaya verilen ücretlerle köy okullarının fiziki yapıları ve inernet alt yapıları düzeltilebilir. Böylelikle uzaktan eğitim veya internete erişim noktasında da sıkıntılar giderilmiş olur.Taşımalı eğitimde okula yeni başlayan 6 yaşındaki çocuk ve diğer 2.3. ve 4.sınıf öğrencileri bedenen,zihnen ve ruhen gelişim yönünden oldukça olumsuz etkilenmektedirler.
Sabahları erken kalkmadan, yolda geçen zamanı daha verimli kullanmak adına ailesinin yanında kendi köyündeki okulun da doğayla baş başa ,okul bahçesinde güven içinde okula giden oyun oynayan çocukla birkaç yerleşim yerinden gelen ve bilmedikleri bir okul ortamında eğitim görmek çocuğun başarısını olumsuz etkiler. Yıllık maliyeti ekonomik açıdan oldukça külfetli olan 'taşımalı eğitim' ve bu kapsam dahilindeki 79 il de; 32 bin servis aracıyla 654 bin öğrenci taşınıyor.
Taşınan öğrencilerin 273 bini ise ilköğretimin 1-5 sınıfları arasındaki yaş grubundan oluşuyor. Bakanlığın yeni düzenlemesiyle, taşınan toplam öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 40'ına denk gelen bu grupta önemli bir küçülme meydana geliyor.
Zamanında bilinçsiz kentlileşme atakları köylülerin eğitimle kalkınamayacağını iyice kanıksatmış oldu. Öğretmen zihni ve idealistliği ise bu savunmayı tersine çevireceğine iyice teslim oldu. Eğitim Fakültelerinden itibaren öğretmen adaylarının idealistliklerini şehirde çalışma ve şehir okullarına göre temellendirmeleri sanki köylerde eğitim öğretim bitmiş algısını yerleştirdi. Köy okullarına atanan öğretmenler ise bir şeyler yapma ,bir şeyler üretme yerine bu köyden nasıl kurtulurum diye günlerini tamamlayıp tayinle gitmeye odaklandılar.
“Orada bir köy var uzakta” sözünün zamanında kentleşme adına söylenişinin köyler ve köy okulları için öldürücü bir söz olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. Bu sözü çöpe atıp “Orada bir köy var uzak yada yakın mutlaka o köye gitmeliyiz o köy bizim köyümüzdür” diyerek yeniden köyleri ve köy okullarını faaliyete geçirilmeli. Köy okullarının kapatılması sadece çocukları köyünden uzaklaştırmadı çocuklarla beraber aileleri de köylerinden uzaklaştırdı.Aileler köyde okul kapatılınca çocuklarını okula göndermek için mecburen şehirlere geldiler.Köylerdeki üretkenlik ,hareketlilik şehirleşme adına kurban edildi.
Bazen musibetler nasihatlere dönüşebiliyor. Virüs belasının musibeti bizleri düşünmeye sevk etti köy okulları açık olsaydı köylerdeki çocuklar okullarına gideceklerdi çünkü az sayıdaki öğrencileri ile en korunaklı okullar olacaktı. Virüsün olması olmaması bu okulları eğitim öğretimden mahrum etmeyecekti. Yeni nesil eğitim sistemi köy okullarını ve köydeki hayatı daha verimli hale getirebilir.Teknolojik alt yapı düzenlemesi yapılırsa yeni nesil öğretmenlerinin teknolojik bağının güçlülüğü anlık değişimleri köylerde de hayata geçirebilecektir.
Geçmişteki köy enstitüsü mantığını bugüne uyarlayarak öğretmenlerin köy yaşamına da katkı sağlamaları yönünde hizmet içi eğitimlerden geçirilebilirler.Yani öğretmenler köylerde köy misyonerleri gibi çalışabilirler.Hatta köy öğretmenlerinin köylerde kalmaları için yine lojmanlar inşa edilebilir.Okul dışında da köyde kalan öğretmen köyler için bir öncü lider olabilir. Belki de yıllardır bocaladığımız eğitim sistemimiz köy okulları ile yeni bir çıkış yakalayabilir. Köylerde mesleki gelişimi artırmak için Mesleki Eğitim Merkezlerine bağlı olarak özellikle tarım hayvancılık gibi köylere uygun atölyeler kurulabilir. Köyleri gelişen ülkelerin kendiside gelişir.