Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Köy Enstitüleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınma ve aydınlanma projelerinin belki de en başta gelenidir.
ATATÜRK öldükten sonra ATATÜRK'e yakın kadroların nerdeyse tamamı tasfiye edilmiştir. Köy Enstitüleri, devletten henüz atılamamış kadrolar tarafından 17 Nisan 1940 tarihinden itibaren kurulmaya başlanmıştır. Ancak her ne kadar 17 Nisan 1940 tarihinde kurulmaya başlandıysa da, okulların düşünsel temelleri ta 17 Şubat 1923’te yapılan İzmir İktisat Kongresi’nde bizzat ATATÜRK tarafından atılmıştır. ATATÜRK Kongre’de yaptığı konuşmada eğitim konusunda şunları söylemiştir; ‘Evlâtlarımızı o derece talim ve terbiye etmeliyiz, onlara o derece ilim ve irfan vermeliyiz ki, ticaret, sanat ve tarımda ve bunlarla ilgili tüm alanlarda yararlı, uygulamacı birer unsur olsunlar. Bunun için gerek ilköğretimde, gerekse orta öğretimde verilecek bütün şeyler bu görüş açısına uygun olmalıdır…’
ATATÜRK’ün görüşleri doğrultusunda, Kongrede alınan kararlardan biri de ‘Ziraatte Eğitim Meselesi’ başlığını taşımaktadır. Kararda benimsenen ilkelerin özü ve hedefi şöyledir;
– Her ilde birbirine yakın köyler için yeterli derecede arazisi olan birer yatılı okul açılmalı ve bu okullarda teorik ve uygulamalı dersler verilmelidir,
– Köylerdeki ilkokulların 5 dönümlük bir bahçesi, iki ineklik bir ahırı olmalı, bahçe ve tarlalar öğretmenin gözetiminde öğrenciler tarafından işletilmeli, geliri köy öğretmenlerine ait olmalı ve bu yolla aydın kişilerin köylere yerleşmesi teşvik edilmelidir.
KÖY ENSTİTÜLERİ BAĞIMSIZLIK REÇETESİYDİ
ATATÜRK’ün Türkiye Cumhuriyetini yönetirken uyguladığı ekonomik–politik sistem, Maurice DUVERGER’in deyişiyle, ‘Batı dışı toplumlar için, her ülkenin kendi sosyal, kültürel, ekonomik koşullarına göre Batı’ya muhtaç olmadan uygulayacağı bir ekonomik–politik sistemdir’
Bu sistemin en önemli uygulamalarının belki de en başta geleni Köy Enstitüleri’ydi. Köy Enstitüleri, sadece Türkiye için değil, bütün mazlum milletlerin de kalkınmasını sağlayacak bir eğitim devrimi, bir bağımsızlık reçetesiydi.
Köy Enstitüleri, kurulduktan sonraki ilk 4 yıllık süre içinde, 1.726 ilkokul yapmıştır. 2.757 öğretmen, 163 gezici başöğretmen, 265 gezici sağlık memuru yetiştirmiştir.
Köy Enstitüleri kendi olanaklarıyla 37 kamyon almış, 6 enstitüde elektrik üretmiştir. Köylerde 741 atölye, 993 öğretmen evi, 406 bölge okulu, 100 km yol ve değişik türlerde 700 bina yapmıştır ’Ezbere dayalı eğitim yerine, eğitim içinde üretim, üretim içinde eğitim’ ilkesinin uygulandığı Köy Enstitüleri’nden, resmen kapatıldığı 1954 yılına kadar 1.308’i kadın, 15.943’ü erkek olmak üzere toplam 17.251 öğretmen yetişmiştir. Öğretmenlerin bazıları şunlardır; Fakir BAYKURT, Talip APAYDIN, Mahmut MAKAL, Mehmet BAŞARAN, Ümit KAFTANCIOĞLU, Pakize TÜRKOĞLU, Ali DÜNDAR, Hatun Birsen BAŞARAN, Mehmet USLU.
Kaynak: Fuat Duymaz