Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
İnovasyon ve problem çözmek; farklı ve beklenmedik bir şey yaratmak için birbirinden tamamen farklı unsurları birleştirme becerisine dayanır. Buna merak, açık fikirlilik ve başta alakasız gözüken düşünceler arasında bağlantı kurmak dahildir. Ayrıca, çeşitli alanlarda geniş bir bilgi yelpazesi gerektirir. Hayatımızın tümünü tek bir disipline bağlı olarak yaşarsak, noktaları birleştirip bir sonraki çığır açan buluşu geliştirmek için gerekli olan yaratıcı becerileri kazanamayız.
Öyleyse, okullar için zorluk; disiplinlerarası öğrenmeyi teşvik ederken ve öğrencilerin sorunları birden fazla mercekten görme kapasitelerini artırmaya çalışırken aynı zamanda disiplinlere sadık kalmak. Bazı ülkeler bir süredir müfredatlar arası kapasiteyi geliştirmeye çalışıyor. Japonya’daki “Kosen” okulları ağı, bunun eşsiz bir örneği.
Genel müdür Isao Taniguchi, geçen hafta bana Tokyo kampüsünü gezdirdi. En ilham verici okul gezilerimden biri oldu. İlk bakışta, öğrenimin büyük kısmı uygulamalı, iş birliğine dayalı ve proje temelli olduğu için kampüs bir meslek okulunu andırıyor. Ancak, “yaşayarak öğrenmeyi” akademik açıdan daha zayıf müfredatlarla bağdaştıranlar için Kosen son derece farklı bir okul.
Hatta, bu 51 okul Japonya’nın en seçkin lise ve üniversiteleri arasında yer alıyor ve müfredatlarında teknik ve bilimin yanı sıra güzel sanatlar üzerine de dersler bulunuyor. Mezunlarının yaklaşık yüzde 40’ı üniversitede okumaya devam ederken, doğrudan iş dünyasına atılmak isteyen “mucitleri” ve mühendisleri ise ortalama 20 farklı yerden iş teklifi bekliyor. Tanıştığım hiçbir öğrenci, bu zorlu programı yarıda bırakan biriyle karşılaşmamış.
Kosen okullarını bu denli farklı kılan şey, sınıf temelli ve uygulamalı, proje temelli öğrenimin eşsiz karışımı. Kosen okullarında, öğrenim hem müfredatlar arası hem de öğrenci odaklı, öğretmenler ise birer koç, akıl hocası, kolaylaştırıcı ve değerlendirici. Bu, günümüzde dünyanın birçok yerindeki okullarda görülen o bir haftalık zoraki projelerden değil; aksine, Kosen öğrencileri genellikle büyük fikirlerini geliştirmek ve hayata geçirmek için yıllarca çalışıyorlar.
Elektrik mühendisliği okuyan Toshiki Tomihira, bana rafting üzerine inanılmaz bir sanal gerçeklik deneyimi yaşattı. Kimya öğrencisi Daisuke Suzuki, toprağın ağır metal kirliliğinden arındırılması konusuna düşük maliyetli bir çözüm getirmeye çalışıyor. Ve diğer birçok okul projesinin aksine, bu çalışmalar çöpe gitmiyor. Kosen öğrencilerinin çalışmaları genellikle ortak bir havuzda toplanıyor ve sonrasında pazara giriş yaparak Japonya’nın sayısız inovasyonlarından biri haline geliyor.
Proje bazlı öğrenme yalnızca son yıllarda geniş kitlelere yayılmışken, Kosen okulları 1960’ların başından beri faaliyet gösteriyor. Bu da dünyaya, bu okulların yalnızca gelecek vaad eden değil, aynı zamanda kendini kanıtlanmış birer kuruluş olduklarını gösteriyor.
Kaynak: https://oecdeducationtoday.blogspot.com/2018/03/japan-kosen-school-innovation-technology.html