Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Her yazdığı yüz binlerce kez okunan Ziraat Mühendisi Zooteknist Yasin Erdem bu kez iyi bir yönetici nasıl olmalı diye yazdı ve ekledi: Gelin halk içinde olalım, halkla elele ve onların neler istediklerine kulak verelim…
Günümüzde yöneticilik, ister kamuda olsun ister özelde olsun revanşta ve istenilen arzu edilen bir pozisyon. İnsanların yönetmek sevk ve idare etme arzusu bir dürtüdür. Her bireyin içinde olan kimisinin açık kimisinin de bilinç altında beslediği bir hali ruhiyettir. Peki yöneticilikte liyakat sahibi olmak, insanların veya personelin yaralarına ilaç olmak için çaba gösteriliyor mu? Çevremiz de bir çok yönetici var. Bu taşrada olsun merkezde olsun bildiğimiz yöneticiler illaki vardır. Bu insanlar atama ile gelen, mesleklerinde başarılı, liyakat sahibi olan bireyler.
Bir de insancıl yanı kuvvvetliyse, tam istenilen yönetici pörtföyü olarak karşımıza çıkar ki halkın da arzu ettiği tiplemedir. Lakin bazı yöneticiler var ki; erdem sahibi olmak bir yana dursun, kibir ve ego kaynağı, nereden geldiklerini unutmuş, halka yüksekten bakan bir tarzda işlerini ikame edip duruyorlar. İşin ilginci, bu insanlar kendilerini, üstlerine büyük tevazu sahibi göstermek için takla atarken, reelde bu apaçık yalan, bu bir aldatmaca; ama inanın kendileri kaybediyor. Çünkü görevleri bittiğinde tarihin ve yalnızlığın karanlık sularına gömülüp giderken, kendi ego dolu anılarıyla avunmaya devam edecekler. Niçin bu yazı derseniz?
Birinin çıkıp gerçekleri söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü geçmişte halktan kopuk, düşüncenin şuan ne kadar sefil olduğu apaçık orta da iken bunu yapma cesaretini nerden buluyorlar oldukca ilginç. Son zamanlar da Cumhurbaşkanımızın kibirden uzak durulması konusundaki uyarıları kulağım da çınlarken, yöneticilerin bu kadar vefasızca davranmaları canımı acıtıyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı halk içinde olurken, atanmışların bu kadar ego sahibi olması, ülkemize ve hükümete zarar veriyor. Onca sıkıntılar ber taraf edilmişken, yeniden hortlatılması, halktan uzaklaşılması neyin habercisi veya ne yapılmak isteniyor, denildiğinde içim ürperiyor. İnanın halktan kopuk yaşamak, insanı yalnızlığa iterken süper ego duygularını artırır. Halktan koptuğun an, gün gelir o halk seni eski yerine, yani halk arasına alır. Şimdi seçim sürecindeyiz. Halk yerelde kendini yönetecek bireyleri seçmek için sandığa gidecek.
Yerelde kendilerinden olduklarını hissettikleri, tevazu sahibi, halkın içinden saydıkları bireyleri seçecekler.Bu da gösteriyor ki halktan kopuk, bir çare kendi kibirleri içinde yüzen insanların ne kendilerine ne de halka faydalı olmayacakları aşikardır. En kısa sürede kendilerine çeki düzen vermeliler; çünkü bu ülke sıcak kanlı insanlardan oluşmaktadır. Kendilerine yakın, samimi olan insanları, ister siyasi olsun ister yönetici, hep baş üstünde tutmuştur, tutacaktır. Gelin halk içinde olalım, halkla elele ve onların neler istediklerine kulak verelim. Çünkü bu ülkenin milli değeri olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, halk içinden gelen ve her dem onların yanında olan, halk insanı olarak gördük ve halk her zaman onu baş tacı yaptı.
Milli değer halkın yanında iken, yöneticilerin kibir sahibi olması kabul edilemez bir davranıştır. Tüm makamlar halk için vardır. Onların refahı için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Çünkü onlar olduğu için o makamlardayız.
Onlar olmazsa makamlarda olmaz.