Her Öğrenciyi Başarıya Götüren Yollar

Yaşamları dönüştüren öğretmenler sadece müfredatı nasıl öğreteceğini değil, aynı zamanda çocukların yetenekli, sevecen ve etkileşimli yetişkinlere nasıl geliştiğini de anlarlar. Öğrencilerin sağlıklı, üretken hayatlar yaşamalarına yardımcı olan temel yeteneklere yönelik niceliksel başarı ölçümlerinin ötesini görürler.

Ünlü eğitimci Maria Montessori şöyle diyor: “Bir öğretmen için en büyük başarı, ‘Çocuklar ben yokmuşum gibi çalışıyorlar’ diyebilmektir.”

Montessori’nin eğitime damgasını vurduğu 1900’lü yıllardan beri dünya dramatik bir şekilde değişti. Ancak hedef hep aynı kaldı: Çocukları kendine yeten yetişkinlere dönüştürmek. Bu hedefi gerçekleştirmek için bugün ne yapıyoruz peki? Özellikle de test sonuçlarının, iş hayatının zorluklarıyla baş etmeye hazır bir çocuğun gelişiminden çok daha önemli olduğu bir eğitim sisteminde…

Özetlemek gerekirse, bu hedefe ancak çocukların ve ergenlerin nasıl başarılı bir şekilde olgunlaşarak yetişkinliğe adım attıklarını ve en temel gelişimsel alanlarda büyümelerine nasıl etki edebileceğimizi anladığımız zaman ulaşabiliriz. Uzun yıllardır gerçekleştirilen çocuk ve ergen gelişimi, nörobilim, eğitim ve psikoloji alanlarındaki araştırmalara dayanarak, öğretmenlerin, ailelerin ve diğer destekleyici yetişkinlerin okul çağındaki çocukların kişisel yol gösterici sistemlerini nasıl edindiklerini belirlediğini söyleyebiliriz. Kişisel yol gösterici sistemlerimiz, birbiriyle bağlantılı becerilerle ve başarıya giden farklı yollarla doludur.

Bu becerilerin içsel bir kılavuz olduğunu düşünürsek, eğitimin ve çocuk gelişiminin nasıl elele yol aldığını daha iyi anlayabiliriz. Ve çocukların hem okul hem de hayat aracılığıyla nasıl yönlerini bulduğunu.

Bu amaçla; aileler, okullar ve topluluklar için bir çeşit “pusula” yarattım. Bu pusula, gençlerin olumlu gelişimi için gereken temel ilkeleri içeriyor. Çocukların birbiriyle bağlantılı olan bu becerilere neden ihtiyaç duyduğunu anlamamızı sağlarken, başarının dışsal ölçümlerinin ötesinde tam ve anlamlı bir hayat yaşamayı hak eden çocukların tarafında yer almamıza yönelik bir çağrı niteliği taşıyor.

Merak
Merak; yeni bilgiler, beceriler ve dünyayı anlama yolları arama ve edinme becerisidir. Çocukları öğrenmeleri için motive eden ve hayatları boyunca öğrenmeye devam etmelerini sağlayan şeyin ta kendisidir. Merak; odaklanmayı, eleştirel düşünceyi ve muhakemeyi kolaylaştırır.

Çocukların merakını ve diğer yaşam boyu öğrenme becerilerini, ilgilerine yönelik soruların cevaplarını aramaları ve belirlemeleri konusunda onları teşvik ettiğimizde besliyoruz. Hatayı ve başarısızlığı, keşfetmek için bir fırsat olarak görmelerine yardımcı olduğumuzda deneme yapmayı ve keşfi de teşvik etmiş oluyoruz. Keşfetmelerinin farklı yollarını fark ettiğimizde – dokunarak, tadına bakarak, tırmanarak, koklayarak vs. – ve cevaplar bulma konusunda sebat ettikleri için onları desteklediğimizde aslında odaklanarak öğrenmenin ilkelerini anlamalarına yardımcı oluyoruz. Onlara, parçaların nasıl birleştiğini ve bütün bir toplumu etkilediğini gösterdiğimizde, merakın ilişkileri geliştirdiğini, inovasyonu ateşlediğini ve sosyal değişimi harekete geçirdiğini keşfetmelerini sağlıyoruz.

Sosyallik
Sosyallik, başkalarıyla neşeli ve işbirlikçi bir ilişki kurma becerisidir. Çocukların, olumlu ilişkileri – aktif dinleme, kendini regüle etme ve etkili iletişim de dahil – kolaylaştıracak şekilde duyguları anlamasına ve ifade etmesine yardımcı olan sosyal ve duygusal becerilerden kaynaklanır.

Seçtikleri kelimelerin kurdukları ilişkilerde bir fark yarattığını anlamalarına yardım ettiğimizde, çocukların sosyalliklerine de etki etmiş oluruz. Her sosyal etkileşimin bir duygusal tepkiye bağlı olduğunu öğrettiğimizde, düşünmeden harekete geçmelerini engellemiş ve zor durumlarda eyleme geçmeden önce düşünmelerini sağlamış oluruz. Ayrıca işbirlikçi ekip çalışmaları konusundaki kapasitelerini de geliştirmiş oluruz.

Dayanıklılık
Dayanıklılık; genel ruhsal, zihinsel, bedensel ve duygusal sağlımızı korumak ve devam ettirmek için zorlukları karşılama ve üstesinden gelme becerimizdir. Cesaret, sebat, girişimcilik ve kararlılık gibi özelliklerin birleşimidir.

Öğrencileri yumuşak bir şekilde entelektüel, duygusal, sosyal ve fiziksel konfor alanlarının dışına doğru ittiğimizde, dayanıklılık geliştirmelerini sağlarız. Risk aldıkça, zorlukların üstesinden geldikçe ve hatalarından dersler aldıkça onları destekler ve cesaretlendirirsek, hayatın iniş çıkışlarında dengelerini bulmayı öğrenmelerine yardım ederiz.

Öz-farkındalık
Öz-farkındalık; çevremizdeki dünyanın bir parçası olarak kim olduğumuzu anlama ve inceleme becerisidir. İçgörü, anlamlandırma ve temel değerleri ve inançları saflaştırma becerileri ile gelişir. Kendi içimize bakma becerisidir. Öz-farkındalık, çocukların diğer insanlardan benzersiz bir şekilde farklı olduklarını görme kapasitelerini etkiler.

Öğrencilerin öz-farkındalığını harekete geçirmenin yolu, onları değerler, inançlar, tutumlar ve ahlaki ikilemler üzerinde derin tartışmalara yönlendirmektir. Entelektüel, duygusal, sosyal ve fiziksel benliklerini anlamalarını ve dikkatlerini bunlara vermelerini teşvik ederek, insani potansiyellerine değer verdiğimizi bilmelerini sağlarız.

Bütünlük
Bütünlük; sürekli olarak savunduğumuz değerlerle, inançlarla ve ilkelerle hareket etme becerisidir. Cesaret, dürüstlük ve kişinin günlük etkileşimlerine saygı duymak demektir. Ve kimse bakmazken bile doğru şeyi yapmak anlamına gelir.

Çocuklara saygılı ve haysiyetli davranırsak, onların duygularını ve endişelerini yargılamadan dinlersek, bütünlük duygularını şekillendirmiş oluruz. Kendi değerlerini, inançlarını ve ilkelerini eylemleriyle gösterdiklerinde onları takdir edersek, sadece bir sınav sonucundan ibaret olmayan etik insan olarak da bir değerleri olduğunu hatırlatırız.

Beceriklilik
Beceriklilik; hedeflere ulaşmak, problem çözmek ve geleceği şekillendirmek için mevcut kaynakları bulma ve kullanma becerisidir. Planlama, hedef koyma, stratejik düşünme ve organize etme gibi becerileri kullanır.

Öğrenciler için yüksek beklentiler ortaya koyar ve hedeflerine ulaşma konusunda onlara destek olursak, becerikli olmaları konusunda onları teşvik etmiş oluruz. Onlara stratejik düşünmeyi ve kolay adapte olarak problem çözmeyi öğretirsek, katı kurallar ya da peşin yargılı fikirler olmadan da yaşamayı öğrenirler.

Yaratıcılık
Yaratıcılık; özgün fikirler üretme ve paylaşma ve güzelliğin doğasını takdir etme becerisidir. Hayal gücünü, inovasyonu ve estetik duygusunu geliştirir.

Genç insanların kendilerini yazı, şiir, fotoğraf, sanat, dijital medya, yapılandırılmamış oyun ve benzeri şeylerle ifade etmelerini teşvik ettiğimizde, yaratıcılığa ilham vermiş oluruz. Kalıpların dışına çıkarak düşünebildiklerinde ve risk aldıklarında, bunu fark eder ve desteklersek, hayal güçleri gelişir.

Empati
Empati, başkalarının ihtiyaçlarına ve acılarına tepki verme, onları fark etme ve hissetme becerisidir. Değer verme, şefkat gösterme ve iyilik yapma niyetini kolaylaştırır. Genç vatandaşların sürdürülebilir bir hayat yaratmalarına destek olur.

Çocuklarla anlamlı ilişkiler kurarak, dersleri nasıl olursa olsun, görüldüklerini, hissedildiklerini ve anlaşıldıklarını bilmelerini sağlayarak, onların da kendilerinin dışındaki insanlara değer verme becerilerini etkileriz. Onları farklı dünya görüşleriyle karşı karşıya getirir, toplumsal projelere dahil eder ve gönüllü olarak topluma hizmet etmeyi sınıflara sokarsak, çok daha fazla empati ve şefkat geliştirmelerini sağlarız.

8 basamaklı bu pusula, eğitimi ve çocuk gelişimini bütünleşmiş bir süreç olarak görüyor. Bu süreç aileler, öğretmenler ve okul dışı programların işbirlikçi çabalarıyla besleniyor. Bu 8 becerinin gelişimine katkıda bulunduğumuzda sonuçları inanılmaz dönüştürücü olur. Çocuklar sadece yaşam boyu öğrenen olmakla kalmaz, Maria Montessori’nin öngördüğü gibi kendi hayatlarını yönlendirme konusunda kendine yeten yetişkinler olurlar.

Kaynak: http://www.edutopia.org/blog/8-pathways-every-students-success-marilyn-price-mitchell?utm_source=facebook&utm_medium=post&utm_campaign=blog-8-pathways-students-success-link