Gördüğünüz gibi E harfine geçtik. Vatana millete hayırlı olsun.

Duvara, sıraya, kapıya , bacaya her yere yazıp alıştırma yaptıktan sonra tahtaya tek tek çıkarıp yazdırdım. Herkes iki tane E harfi yazacak. Bir tanesi böyle yaptı.
-Sence biraz çizgiler fazla olmadı mı, dedim.
-İki tane yaz dedin ya, üst üste yazdım işte ,dedi.
Aslında teorik olarak bakınca doğru söylüyor.
Yazı bittikten sonra dördüncü ders girişinde baktım çantasını toplamış.
Beslenme çantasını almış, ceketi suluğu her şeyiyle gitmeye hazır. Yanıma geldi.
-Gidebilir miyim dedi.
Nereye , dedim.
-Eve gidebilir miyim ?
-Daha ders bitmedi olmaz canım dedim.
-Harfleri söyledin yazdım.
-Çizgi çalışmalarını yaptım
-Beslenmemi yaptım
-Balık verdin , boyadım
-Daha ne yapayım, eve gideceğim ben dedi.
Aslında doğru söylüyor kuzucuk.
Altı yaşında daha ne yapsın bu çocuk
-Tatlım haklısın ama okul saati henüz bitmedi, o yüzden sen biraz daha otur dedim.
Bu arada aralarında sohbet etmeye bayılıyorlar. Bir ağacın yanından geçerken kuşlar sesler çıkarır ya, sınıf aynı öyle. Böyle durumlarda kendimde de sık sık fark ettiğim, klasik öğretmen repliği vardır.
”Evettttttt niye konuşuyorsunuz bakayım” , diye biraz imalı ,susmalarını hatırlatırız.
Bir tanesi yanıma geldi, bana ciddi ciddi açıklama yaptı.
Benim anlamadığımı düşündü sanırım.
-Konuşabildiğimiz, için dedi.
Önce gerçekten anlamadım. “Ne diyorsun ?”, dedim.
Niye konuşuyorsunuz diye sordun ya.
Konuşabildiğimiz için konuşuyoruz dedi.
Demek ki neymiş? Fazla ima göz çıkarır. Siz siz olun , bir çocuğa lafı dolandırmadan edin .

Alıntı: Tülay Olcum facebook sayfasından