Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
21. yüzyılda yaşayacak kişilerde olması gereken en önemli yeterliklerden birisi de girişimciliktir. Amerikalı Mcdonalds, Burger King, Starbucks, Kentucky, Coca Cola, Pepsi vb. markalar girişimciliğin bir sonucudur. Bu markaları yaratan kişilerin çoğunluğunun Amerikalı olması, otomotiv sektöründeki girişimcilerin çoğunluğunun Alman, kozmetik ve moda sektöründeki girişimcilerin çoğunluğunun Fransız olması bir tesadüf mü? Facebook, Twitter, Instagram, youtube nasıl ortaya çıktı? Bu kişilerin girişimci olmasında genetik faktörler kadar aile, çevre, eğitim ve habitat ne kadar önemli?
2015 yılında Gebze TÜBİTAK – TÜSSİDE’de verdiğim bir eğitimde genç bir arkadaşla tanıştım. Girişimcilik eğitimi vermek amacıyla gelmişti. Konferansının içeriğini sorduğumda şunları anlattı: Konya’da yaşadığını, altı kardeşe sahip olduğunu, meslek yüksekokulu “bilgisayar programcılığı” bölümünden mezun olduğunu söyledi. Küçük kardeşinin müteahhit yanında kepçe kullandığını, acemi olduğu için kepçenin başını yere sert vurup kırdığını, müteahhidin kepçenin kırılan parçasını ödemelerini istediğini, ödemeyince mahkemeye verdiğini anlattı. Bu olay üzerine kepçenin operatör mahallini Konya sanayi sitesinde yaptırdığını, LCD ekran televizyon aldığını, kepçenin tüm eylemlerinin programını yazdığını ve acemi kişilerin kepçeyi, dozeri kullanmadan önce eğitilmeleri için müteahhitlere sattığını açıkladı. Kısaca, bu geç arkadaşın yazdığı programla, acemi kişiler aynı bilgisayar oyunlarında olduğu gibi sanal ortamda eğitim görüyor, sonra da gerçek makinaları kullanıyorlardı. Yakın zamanda Amerika’dan gelen bir şirkete yaptığı makinanın tüm yazılımlarını ve telif haklarını satıp iyi bir kazanç elde ettiğini söyledi. Bu arkadaşın davranışı yaratıcı düşünme ve olumlu bir girişimcilik faaliyetidir. Ancak bu tür başarı hikâyeleri az ve tesadüflere bağlıdır. Başarılı bir girişimcilik için eğitim sisteminde, girişimcilik eğitimi verilmesi önemlidir.
2023 Eğitim Vizyonunda “Öğrencilerin girişimcilik ile tanışarak toplumsal problemlere çözüm arama motivasyonu kazanması desteklenecektir.” ifadesine yer verilmiş olması, eğitim yoluyla girişimci bireylerin yetişmesi için, eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılacağı; sosyal girişimcilik düzeyindekiler için destek programlarının açılması uygulamalarının yaygınlaşacağı anlaşılmaktadır. Türkiye olarak girişimcilik eğitiminde Avrupa Birliği ülkelerine göre nerede olduğumuz önem taşımaktadır. Ancak bilindiği üzere millet olarak girişimcilik karnemizdeki puanlar oldukça düşüktür.
Avrupa’daki Okullarda Girişimcilik Eğitimi ile ilgili 2016 Eurydice raporları incelendiğinde; Girişimciliğe karşı tutumlar ve bireylerin kendi girişimcilik beceri algıları AB katılımcılarının yaklaşık dörtte biri (%23) girişimcilikle ilgili okulda bir kurs veya aktiviteye katıldığını söylemiştir. Bir girişimcilik kursu veya aktivitesinde yer aldığını belirten katılımcıların oranının en yüksek olduğu ülkeler Finlandiya (%39), Hollanda (%36), Slovenya (%36), Letonya (%33), İsveç (%33), Lüksemburg (%32), Avusturya (%31) ve Polonya’dır (%30). En düşük olumlu cevaplar ise Malta ve Birleşik Krallık (her biri %15), İtalya (%16) ve Yunanistan’dan (%17) gelmiştir. Türkiye’de ise “bir girişimcilik kursu veya aktivitesinde yer aldığını belirten katılımcıların oranı %20 civarındadır. Türkiye bu dağılımda en düşük kategoride yer almaktadır.
Bireylerin okulda aldıkları eğitimin, girişimcilik tutumlarını etkileme durumları ile ilgili veriler incelendiğinde; katılımcılarının yarısı, okulda aldıkları eğitimin girişimci duygularını ve girişimci tutumlarını geliştirmelerine yardım ettiğini belirterek ilk soruya olumlu cevap vermiştir. Katılımcıların yaklaşık yarısı (%47) aldıkları eğitimin toplumda girişimcilerin rolünü daha iyi anlamada yardımcı olduğunu ileri sürmüştür. Katılımcıların %41 ise girişimcilikle ilgili aldığı eğitimin kendisine, bir iş kurmak için gerekli becerileri sağladığını belirtmiştir. Türkiye’den katılanların sadece beşte biri (%21) aldıkları girişimcilik eğitiminin kendilerine katkısı olduğu görüşündedirler.
2012 yılında yayımlanan özel AB ve ötesinde Girişimcilik çalışması, Avrupa genelinde girişimcilik ve girişimciler hakkında algıları ve fikirleri ortaya koymaya yöneliktir. Katılımcılara girişimcilikle ilgili birtakım ifadelere katılıp katılmama durumları sorulmuştur. Sonuçlar, yüksek oranda katılımcının “girişimcilerin iş kurucular olduğunu” (%87 tamamen katılıyorum) ve “bizim için faydalı yeni ürünler ve hizmetler sağladığını” (%79 tamamen katılıyorum) belirtmişlerdir. Öte yandan, katılımcıların büyük bir kısmı girişimcilerin “diğer insanların çalışmalarından faydalandığını” (%57 tamamen katılıyorum) ve “yalnızca kendi ceplerini düşündüklerini” (%52 tamamen katılıyorum) belirterek girişimciler hakkında olumsuz düşüncelerini açıklamışlardır. Her ülkenin kendi sonuçlarına bakıldığında farklılıklar olduğu görülmektedir. Örneğin, Danimarka ve Avusturya’da girişimcilerin “diğer insanların çalışmalarından faydalandığı’ ifadesine (%20 Danimarka ve %33 Avusturya) daha az katılımcı tamamen katıldığını belirtirken, diğer ülkelerde bu oran oldukça yüksektir. Polonya (%91), Letonya (%80) ve Slovakya (%80). “Girişimcilerin yalnızca kendi ceplerini düşündükleri” ifadesine katılanların oranı yine Danimarka’da (%26) oldukça düşüktür. İrlanda (%36) ve Finlandiya’da (%38) ise Danimarka oranından biraz daha yüksektir. Ancak Kıbrıs (%70), Yunanistan (%67) ve Litvanya’da (%67) bu ifadeye katılımcıların büyük bir çoğunluğu girişimcilere karşı olumsuz algı içerisindedirler. Girişimcilerle ilgili bu karmaşık ve bazen farklılaşmış algılar, yalnızca politika yapıcılar ve diğer paydaşlar değil öğretmenler ve öğrenciler arasında da girişimcilik eğitimine karşı olan farklı tutumları açıklamaktadır. Girişimcilere yönelik olumlu ya da olumsuz algıların oluşmasında eğitimin, medyanın, sosyal çevrenin çok büyük etkisi olduğu ileri sürülebilir.
Eurydıce raporuna göre, Avrupalı gençlerin yarısından fazlası (%52) kendi işlerini kurma isteklerinin olmadığını belirtmiştir. Yalnızca her beş kişiden biri (%22) bir iş kurmak istediğini ama bunun çok zor olduğunu ileri sürmektedir. Genç Avrupalıların yalnızca dörtte biri (%25) bir iş kurma konusunda daha aktiftir. Araştırmaya katılanların beşte biri (%17) gelecekte bir iş kurmayı planlamaktadır.
Eurydıce raporuna göre, müfredatta girişimcilikle ilgili eğitim durumları incelendiğinde; ilkokul eğitiminde ülkelerin neredeyse yarısı girişimcilik eğitimini herhangi bir derse bağlamaksızın, çapraz ve yatay hedefleri vurgulayarak çapraz müfredat yaklaşımını benimsemiştir. 14 ülkeye ait eğitim sisteminde, girişimcilik eğitimi zorunlu derslere dahil edilmiştir. Girişimcilik eğitiminin seçmeli bir ders olarak verilmesi veya seçmeli derslere dahil edilmesi oldukça az görülen bir durumdur. Yalnızca beş ülkede bu durum görülmektedir. Seçmeli dersler ilkokul eğitiminde yaygın olmadığı için şaşırtıcı bir durum değildir. Bu seviyede, girişimcilik yalnızca Bulgaristan ve Romanya’da ayrı seçmeli bir ders olarak öğretilmektedir. 21 ülke girişimcilik eğitimi için çapraz müfredat hedeflerini benimsemektedir. Ortaokul eğitiminde, 17 ülke girişimciliğin zorunlu veya ayrı bir ders olarak veya da başka bir derse dahil edilmiş olarak verildiğini belirtmektedir. İlkokul eğitiminden temel farkı 15 ülkenin de belirttiği gibi girişimcilik eğitiminin müfredatta seçmeli bir öğe olarak yer almasının daha yaygın olmasıdır. Bu durum seçmeli derslerin ortaokul düzeyinde daha sık olarak yer almasından kaynaklanmaktadır. Yalnızca sekiz ülke girişimcilik eğitiminden bahsetmemektedir. İlkokul, ortaokul ve lise seviyesinde, girişimcilik eğitimi genellikle sosyal bilimler derslerine, ekonomi ve işletme derslerine dahil edilmektedir. Türkiye, ilkokul ortaokul ve lise düzeyinde girişimcilik eğitimine resmi belgelerde yer vermemektedir. Başka bir anlatımla, girişimcilik eğitimi Türkiye’de ne zorunlu ne de seçmeli bir özellik taşımaktadır.
Eurydıce raporuna göre, okul müfredatında uygulamalı girişimcilik deneyimi, projeye dayalı çalışma şeklindeki uygulamalı girişimcilik deneyimleri on iki ülkenin müfredatında yer almaktadır. Bulgaristan, Bosna Hersek ve Karadağ bu uygulamayı her eğitim seviyesinde uygulamaktadır; Estonya, Avusturya, Polonya ve Finlandiya üç seviyede; İspanya, Letonya, Romanya ve İsveç iki seviyede; Fransa, Litvanya ve Norveç yalnızca ortaokul seviyesinde ve Danimarka yalnızca okula dayalı mesleki eğitimde uygulamaktadır. Böylelikle projeye dayalı çalışma en yaygın uygulamalı girişimcilik deneyimi örneklerinden biridir. Bu durum, Avrupa ülkelerinin yaklaşık üçte birinde görülmektedir. Örneğin, Finlandiya’da “Ben ve Şehrim” dersi toplum, çalışma hayatı ve girişimcilik konularını ele alır ve 12-13 yaşlarındaki altıncı sınıf öğrencilerinin bir meslekte çalışıp tüketici ve vatandaş gibi davrandıkları minyatür bir şehir şeklindedir. Ayrıca, öğretmen eğitimini, 10 derslik öğrenme materyallerini ve “Ben ve Şehrim” öğrenme ortamına bir günlük ziyareti içerir. Her program bölgenin belediye ve işletmeleriyle yakın iş birliği içinde uygulanır. Ancak zorunlu değildir, uygulamalı olarak 6. sınıflar katılırlar. Uygulamalı girişimcilik deneyiminin ikinci en yaygın örneği ise küçük bir şirket kurmaktır. Yaş olarak daha büyük öğrenciler için daha uygun olduğu için yalnızca tek bir örnek olarak İspanya’da ilkokul eğitiminde de uygulanmaktadır. Yalnızca beş ülkede (Estonya, İspanya, Fransa, Litvanya ve Finlandiya) ortaokuldan itibaren müfredatta yer alır. Öte yandan, genel lise eğitiminde ve okula dayalı mesleki eğitimde bu tür deneyimler 16 ülkede yer almaktadır. Öğrencilerin küçük şirketlere katılımı genellikle özel kurumlar tarafından desteklenmektedir. Danimarka’da hükümet her seviyede öğrenciler için yaratıcılık ve yenilikçiliğin eğitimin temel bir parçası olmasını sağlamaya yardımcı olmak için 2010’da Danimarka Girişimcilik Kurumunu kurmuştur. Eurydıce raporunda Türkiye’de girişimcilik eğitimin yapıldığına dair hiçbir bulguya rastlanılmamıştır.
Sonuç olarak dünyada küreselleşme yaygınlaşmakta, küresel rekabet artmakta, küresel rekabetin artmasıyla birlikte girişimcilik ayrı bir önem kazanmaktadır. Türkiye’nin gelecekte açık bir pazar olmasını engellemek, rekabet kapasitesini artırmak için okullarda öğrencilerin yaratıcı düşünme, problem çözme, inovatif düşünme ve girişimcilik konusunda yeterliklerini artırmak gerekir. Avrupa Birliği ülkeleri arasında girişimcilik konusunda daha etkin olmanın yolu müfredata girişimcilik dersi koymak yerine, girişimcilik becerisini kazanacakları başka alanları işe koymak gerekir. Öğrencilere her beceriyi kazandırmanın yolu, müfredata ders koymak değildir. Dersin dışında diğer derslere girişimcilik konusunu entegre etmek, girişimcilik kulüpleri kurmak, girişimciliği esas alan tiyatro oyunları yazmak ve sahneye koymak, kompozisyon yazmak, girişimcilik günleri düzenlemek gibi daha çok sosyal – kültürel faaliyetlere yönelmek gerekir. Aynı zamanda öğrenci seviyesine girişimcilikle ilgili hikâye kitapları, romanlar, makaleler yazılıp öğrencilere ulaştırılabilir. Bu süreçte anne-baba eğitimleri de ihmal edilmemelidir. Girişimciliğe yatkın ailelerde yetişen çocuklar, daha fazla girişimci özellikler göstermektedir. Aynı zamanda öğrencinin sosyo-kültürel çevresi de girişimciliği onaylayan, kabul eden ve destekleyen şeklinde düzenlenmesi gerekir. Bu şekilde oluşturulan bir habitat istendik davranış değişikliğinin oluşmasında etkili olur. Eğitim politikalarının belirlenmesi ve öğretmenlere eğitim verilmesi gerekir. Bu eğitimler; strateji, fonlama, müfredat, öğretmenler ve sonuçlar üzerine yapılması önerilmektedir.
Kaynakça
Avrupa KomisyonuEACEA/Eurydice, 2016. Avrupa Okulda Girişimcilik Eğitimi. Eurydice Raporu. Lüksemburg. Avrupa Birliği Yayın Ofisi. (http://ec.europa.eu/eurydice). Erişim tarihi (23 Mart 2019).