Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Johanna'ya göre, Finli çocuklar birinci sınıfta yedi yaşında başlıyor. Okul günleri çoğu kez sadece dört saatti. Helsinki'deki birinci sınıf öğretmeni olan yakın Finlandiyalı arkadaşı, hazırlık zamanı da dahil olmak üzere haftada yaklaşık 30 saat
Yıllar boyu, eşimin bu anlattıklarına inanmayı reddettim. Amerikalı bir ilkokul birinci sınıf öğretmeni olarak benim yaşadığım “gerçeklik”, onun ve arkadaşının anlattıklarından çok farklıydı.
Benim ilkokul birinci sınıf öğrencilerimin çoğu Finlandiyalı akranlarına göre bir ya da iki yaş daha küçüktü. Bizim okulumuzun günlük programı yedi saat sürerdi. Johanna’nın arkadaşından farklı olarak, ben haftada 50 saatimi eğitim planlaması ve öğretime harcardım. Finlandiya’da öğretmenliğe başlayana kadar, bunun başka bir yolunun mümkün olduğuna inanmadım.
Finlandiya’daki okulumun koridorlarında genellikle, ilkokul birinci sınıf öğrencilerimin saat öğlen 12.00 olduğunda eve gitmek için kendi sırt çantalarını topladıklarını gözlemliyorum. Okul yılı Ağustos ayında başlamış olsa da, bu benim için hala farklı bir görüntü. Bu durumu, önceki çalıştığım okulda yarım-günlük programda gözlemlerdim. Fakat Finlandiya’da tüm ilkokul birinci sınıf öğrencileri için bu durum normal.
Amerika’dayken, bir ilkokul birinci sınıf öğretmeni olarak, öğleden sonralarını okulun bir günlük programının en zor bölümü olarak görürdüm. Öğrencilerim öğlen 13.00 civarında öğle yemeği ve teneffüsten döndüğünde, onların enerji seviyelerindeki keskin düşüşü fark ederdim. Ve sadece yorgun olan onlar değildi, ben de bitkin hissederdim.
Öğleden sonraları genelde öğrencilerime, yapılandırılmamış oyun oynamaları için zaman sunmam gerektiği konusunda kendimi zorunlu hissederdim. Bazı zamanlar öğrencilerimin, anaokulundayken nasıl serbest/yapılandırılmamış oyun oynadıklarını özlem dolu bir şekilde anlattıklarını duyardım. Nadir olan yarım günlerde, öğrencilerim her zaman heyecanla dolup taşardı.
Amerikalı ilkokul birinci sınıf öğrencilerim yapılandırılmamış zamana hasret olsa da, onlara yapılandırılmamış zaman sağladığım için kendimi suçlu hissederdim. Serbest oyunun bebeksi olduğunu düşünürdüm. Çünkü akademik değildi. Ben ve öğrencilerim öğleden sonraları yaşadığımız sıkıntıların üstesinden gelebilmek için farklı yollar bulmamıza rağmen, eşimin çok sevdiği ve sürekli övdüğü Finlandiya modelini de her zaman merak ederdim. İlkokul birinci sınıflar için okul ortamında hem çalışmaya hem de oyun oynamaya yeterli zaman ayırmanın bir yolu var mıydı?
***
Finlandiya’da bir ilkokul beşinci sınıf öğretmeni olmama rağmen, okulumda ilkokul birinci sınıflara birkaç saat boyunca yardımcı öğretmenlik yapma ve onları gözlemleme fırsatı bulabiliyorum. Finlandiya’nın ilkokul birinci sınıf eğitim programının aslında oldukça akademik olduğunu fark ettim. Finlandiya’da, henüz ders zamanını yapılandırılmamış oyun için kullanan ilkokul birinci sınıf öğretmenleri görmedim.
Fakat şimdiye kadar gördüğüm şey, çocuklara oyun oynamak için daha fazla olanak sunan bir okul programı yapısıydı. Her bir ders bir saat uzunluğunda ancak Finlandiya kanunlarına göre öğrenciler her ders arasında 15 dakika uzunluğunda bir ara verme hakkına sahipler. Hemen hemen her zaman, daha küçük öğrenciler bu araları dışarıda arkadaşlarıyla birlikte geçiriyor. 2008 yılında Child and Adolescent Development for Educators dergisinde yayınladıkları makadele, Judity Meece ve Denise Daniels, okul günü süresince sosyal etkileşim ve fiziksel aktiviteler için düzenli aralar yaratımasını övgüyle savunuyorlar.
Finlandiya’da ilkokul birinci sınıfa giden öğrenciler okulda sadece 4 saat kalmalarına rağmen, bu aralar onların sınıfta kaldıkları toplam süreyi belirgin bir şekilde azaltıyor. Yani öğrenciler sadece günde üç saatlerini sınıf içinde geçiriyor. Önceki okulumda, yarım günlük programda bile Amerikalı birinci sınıf öğrencilerim, tam günlük programa kayıtlı Finlandiyalı akranlarından daha fazla süreyi sınıf içinde geçiriyordu.
Öğlen 12.00 ya da 13.00’de eve gitmek, Finlandiyalı küçük öğrencilere daha derinlemesine oyun oynama fırsatları sunuyor. Bu tarz oyunlar ise çocukların yaratıcılıklarını ve analitik düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Delaware Üniversitesi İnsan Gelişimi ve Aile Çalışmaları bölümünde çalışan Yrd. Doç. Dr. Myae Han’a göre derinlemesine oyun yaklaşık 30 dakika içinde ortaya çıkmaya başlar. Araştırmacılar, çocukların bu tarz yüksek kaliteye sahip oyunları, herhangi bir kesinti ya da müdahale sezdiklerinde oynamayı bıraktıklarını gösteriyor. Çocuklara serbest oyun oynayabilmeleri için daha fazla zaman tanımak, onların oyunun daha derin seviyelerine inmelerini sağlar.
Elbette bunu, Finlandiya’dakiler dahil çoğu okulda uygulamak çok zor bir iş. Bu yüzden küçük çocukların okulda geçirdikleri zamanı azaltmak çok mantıklı. Böylece bu çocuklar okul sonrasında daha derinlemesine oyun oynayabilme fırsatı bulabiliyorlar. Amerikalı öğrencilerin okulda geçirdikleri süreyi artırmak içinde çok fazla baskı var.
Örneğin New Jersey valisi Chris Christie son konuşmasında şöyle dedi: “New Jersey’deki okulların günlük program ve yıllık program sürelerini artırmanın zamanı geldi. Bu, öğrenci çıktılarını geliştirmek ve rekabet gücümüzü artırmak için çok önemli bir adımdır.” Vali Christie’ye göre mevcut okul takvimi “antika”. Görünen o ki kendisi, okulda geçirilen süreyi artırmanın öğrencilerin eğitim kalitesini de artıracağını düşünüyor.
Ama yanılıyor. Modası geçmiş olan bir okul yılının süresi değil, Amerika’nın en küçük öğrencilerinin okulda bir gün içinde geçirdikleri sürenin uzunluğudur. Neden ilkokul birinci sınıfa giden çoğu öğrenci, daha üst sınıflara giden çocuklarla aynı süre okuldalar? Finlandiya’da küçük çocuklar yaşça büyük olan çocuklara göre okulda daha az süre geçiriyorlar. Hatta ironik olan, Helsinki’deki beşinci sınıf öğrencilerimin önceden öğretmenlik yaptığım Amerika’daki ilkokul birinci sınıf öğrencilerimden daha az süre okulda vakit geçirmeleri.
Finlandiya’da her gün daha kısa okul günleriyle büyüyen ilkokul birinci sınıf öğrencilerini görüyorum. Okul bittikten sonra uzun saatlerini derinlemesine oyun oynayarak geçirebiliyorlar (ki genelde öyle yapıyorlar) ve bu da onların yaratıcılıklarını ve analitik düşünme becerilerini geliştiriyor.
Çeviri: Merve Özgünlü
Kaynak: http://taughtbyfinland.com/first-grade-in-finland-every-day-is-a-half-day/