Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eski dönemlerdeki öğretmenlerin, günümüz öğretmenlerinden çok daha şanslı olduğu bir gerçektir değerli emekli öğretmenim...
ben,geçmişteki öğretmenlerin günümüz öğretmenlerinden daha az yorulduğunu , daha az çalıştığını düşünüyorum.buna rağmen bizden daha etkili oldular. Bu da ayrı bir gerçek.
bunun nedeni, o dönemde toplumdaki yozlaşma ve ahlaki çöküntünün az olması, çevrede onları etkileyen uyaranların azlığıdır..
günümüzde ise televizyon -İnternet gibi aklı kullanmayı engelleyen olguların varlığı;orada gördükleri yaşantılara, kişiliklere ve durumlara ailenin de çocukların da adapte olmaya çalışırken , benliklerini yitirmeleri, yapay, agresif , kavgacı kişilere veya boşlukta yitip giden kişilere dönüşmeleri...sanal dünyada gördükleri ego savaşlarını , velilerin hep olmak istedikleri erk, öğretmen !!! üzerinde gösterme uğraşlarıdır..
yine o dönemde ana -baba ve çocuk İçin dünyaya açılan tek kapı ,tek köprü öğretmendi.çocuğun dünyasına hatta ailenin dünyasına tek dokunabilen kişiydi .Bu nedenle çok değerliydi öğretmen.buna rağmen hiç birimizin tasvip etmediği sıra dayağını atan da ,o öğretmendi..dayak yiyerek büyüyen nesillerin bilinçaltında !!öğretmene kin duyması ve bazen ortada sebep yokken bile öğretmeni suçlayacak neden araması bundan değil midir!!!
şimdi eski öğretmenlerin günümüz öğretmenlerinden çok daha iyi olduğunu söyleyebilir miyiz..
o dönemin yanlışlarının sonuçlarını şimdiki öğretmenlerin çektiğini unutmayalım..o dönemde birtakım yanlışlar yapıldı ve biz, toplum olarak bu haldeyiz...sapla samanı biribirine karıştırmayalım..gerçekleri görelim..
Yine,
o dönemde bir öğretmenin bir çocuğun saçını okşaması,hikayelere konu olur;öğretmene minnet duyulur, dilden dile anlatılırdı..günümüz öğretmenleri çocuk İçin ne fedakarlıklarda bulunuyorlar da bunların hiçbiri için bir teşekkürü bile duyamıyorlar..
burada bir yanlışlık yok mu şimdi..
Sürekli değişen eğitim sistemi, okulların yetersiz fizik şartları , nüfusun ve dolayısıyla sınıfların kalabalık oluşu, ders kitaplarının gerekli niteliğe sahip olamayışı, küçücük bireylerin düşünmekten , yorumlamaktan , cümle kurmaktan aciz bir şekilde ,çoktan seçmeli soru mantığı dışında mantık yürütmelerinin sağlanamamış olması ;tüm bunlar ,öğretmenlerin dışında gelişen durumlar ve bu durumun en masum öğelerinden biri konumundayken,tüm bu durumlar İçin öğretmenlerin suçlanması , ne kadar gerçekçidir???
ancak bazen bunu da görüyorum (ki ) çok yanlış buluyorum..günümüz öğretmenlerinden bir kısmı var ki mesleği şaklabanlık haline getirdi..rap yaparak konu öğretmeler, en basit anlatılabilecek bir konuyu bile parti havasında vermeler, sınıfta yer fişekleri,abartılı Doğum günü partileri (ki her öğrenciye yapılmayacaksa ve aynı ölçüde olmayacaksa asla yapılmamalı) gereksiz ve abartılı sınıf süsleri, neredeyse her yıl yapılan mezuniyet!!!törenleri ve neredeyse her yıl giyilen kepler ve cüppeleri!!!
okumayı öğrenmek , çocuğun gelişim sürecinin bir parçası olmasına rağmen abartılı okuma bayramı!!!törenleri...
durup bir düşünelim. Tüm bunlar çocuğa neyi katmaktadır...
verilen mesaj “her şeyi abartılı yap”...
zaten tüketim toplumunun bir parçası olacak bu küçük bireylere bu yaşlarda bunu vermek???
Ve daha ne tür yanlışlıklar..
biz çocuklara insan olmayı mı vermeliyiz, her şeyi eğlenceye dönüştürmeyi mi..
Bir de bir grup öğretmen var ki sanal dünya fenomeni olmak gibi bir amaç gütmekte gibi..bir etkinlik yapılırken, o anda video veya fotoğraf çekimi, gerçekte işin doğal akışını bozmakta. Anı yaşamaktan çok, yaşanılan anı ,kurguya dönüştürmekte..
bu da doğru bir uygulama değil..
Artık bu meslek, öyle düşürülmeye çalışılıyor ki,sosyal medyada yaptıklarını gösteren veya çok basit bir durumu bile abartarak gösteren öğretmenler, yılın öğretmenleri!!!adaylığı İçin gösterilmekte...
peki işini hakikaten iyi yapan, her anı , durumu kurgulamadan yaşayan , yaşatan , çocukla birlikte geçirilen eğitim dönemini sosyal medyada paylaşmayı doğru bulmayan öğretmenler, işini yapmayan öğretmenler mi oluyorlar..
Peki her şeyi geçtim, sınıf içi durumlar öğretmene ve öğrenciye özel iken, bunu kurgu malzemesi yapmak, her durumu paylaşmak , biz öğretmenlerin mesleki değeri,onuru bakımından ve öğretmenlik mesleğinin önemi bakımından ne kadar doğru....
bizler bunu yaparak öğretmenlik mesleğini nereye götürüyoruz..
mesleğimizin önemini , yaptığımız işin değerini veliye , çevreye göstermek olmamalı amacımız..
bir öğretmeniz biz, şaklaban değiliz..
bizler öğretmeniz, çocukların Arkadaşı değiliz.
Öğrencinin Sınıfa girişini dans Show a dönüştürmemeliyiz..rap yapıp rapçi pozları vermemeliyiz öğrencilerle..
eğitimin temelinde disiplin var. Biz bu disiplini kendimizde oluşturmazsak , çocukların iç disipline sahip olmasını nasıl sağlayacağız..problemlere, durumlara doğru yaklaşım sağlamalarını; bunca şaşalı durum!!arasında durup düşünmelerini nasıl sağlayacağız???
maalesef ki doğru bilinç düzeyine sahip olmayan bir toplumun mensubuyuz ve bu toplum , yine maalesef ki tüm bunların DOĞRU!!! sistem ya da yöntem olduğunu zannediyor..
Çıkan sonuç şu, toplumdaki her yanlışın sorumlusu öğretmen değil ..ancak öğretmen de yerini, mesleğinin değerini bilmeli ki bu meslek, eski itibarına kavuşsun..böylece akılcı , bilimsel düşünen , olması gerektiği gibi yetişen nesiller oluşsun...