Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bu fotoğrafı çok sevdim.
Bu fotoğraf; bizim kuşağın ve bizden önceki kuşakların belleklerine bir roman kadar çok anı getirebilir...
Heyhat!
Her birimiz işte o sobalı sınıflardan geliyoruz biz!. Hayata tırnaklarımızla tutunarak, uçurumlardan uçurumlara atlayarak, kendi kaderimizi kendimiz yazarak geliyoruz...
Annelerimiz silgilerimiz kaybolmasın diye boyunlarımıza asardı. Bizler boyunlarında silgi ipi izi taşıyan, daha ucuz diye sarı saman kağıdı defterlere yazan çizen kuşağız...
Bizim için her şey çok pahalıydı ve her uzandığımızda alamazdık... Babalarımızın annelerimizin sınırları vardı. O sınırları bilir, boynumuzu bükerdik.
Yerli malı haftalarında evde bulduğumuz her şeyi getiren ve paylaşan bir kuşaktık biz...
Bu paylaşımcılık hayatımızın her dönemine yansıdı. O NEDENLE eşitlik fikrine inandık. Haksızlığa karşı olduk...
Bir de, kaybedecek hiç bir şeyi olmayan kuşaktık, korkusuzluğumuzun kaynağı da buradan gelmekteydi...
Bir de öğretmenlerimiz vardı bizim. Müfredatı yaşam olan, yokluktan varlık yaratan, paraya pula, eve arabaya tamah etmeyen öğretmenlerimiz...
Atatürk'ün öğretmenleriydi onlar. Sokakta görsek on beş metreden ceketlerimizi düğmeler saygı duruşuna geçerdik...
Şimdi çok uzaklardayız. Sanki küresel kötü bir rüzgar bizi başka bi gezegene attı.
Özlüyorum o günleri...
ELİMDEN GELSE BU FOTOĞRAFI TÜM OKULLARIN GİRİŞİNE ASARDIM... ÖZELLİKLE DE ÖZEL OKULLARA...