Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Prof.Dr. Mustafa Kandemir
Eğitim Fakültesi olarak, eğitimle ilgili olan her şey bizi birinci dereceden ilgilendirmektedir. Aslında eğitime dair olan her şey toplum olarak hepimizi aynı anda ilgilendirmektedir. Çünkü nüfusumuzun yarıya yakını okullu olup diğer yarımızda şu veya bu şekilde okullu olan çocuklarımızın yakınında durmaktayız. Eğitim içerisinde olumlu olan akademik, sosyal ve kültürel anlamda her türlü başarı ve gelişmeyi alkışlayıp gururlandığımız gibi olumsuz gelişmeler için de bu durumların nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm önerilerini ifade etme zorunluluğumuz vardır. Toplumda problem olarak gördüğümüz hemen hemen her bir durumu eğitim içerisinde çözebileceğimize inanıyorum. Burada sözü edilen olayları, nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm önerilerini irdeleme düşüncesindeyim.
Toplumda huzursuzluğa sebep olan olaylar ve durumlar şunlardır.
1) Kavga: Sözlü eylemlerle ya da çekişme yoluyla oluşan ve fiili olarak dövüşme durumudur.
2) Çatışma: Birden çok kişiler arasındaki uyumsuzluktur.
3) İntikam: Misilleme ve öç olma durumudur.
4) Mücadele: Zorlu çalışma savaş verme durumudur.
5) Saldırı: Her türlü kötülüğü yapmak kastıyla, karşısındakine herhangi bir şekilde eylemde bulunmaktır.
6) Zorbalık: Güç kullanarak, tehdit veya zorlama ile başkaları üzerinde egemenlik kurmak.
7) Şiddet: Bir baskın güç (kişi veya kişiler) tarafından tedirgin ve mağdur edilen, incitilen ve horlanan masum ve mazlum konumundaki kişi veya kişilere uygulanan sözlü veya fiili durumlardır.
Toplumu huzursuz eden bu olayların her birinin bağımsız değişkenleri aynı olup bu değişkenler şunlardır.
1) Cehalet: Bilgisizlik, farkında olamamak.
2) Bencillik: Sadece kendini ve kendi çıkarlarını düşünme durumu.
3) Gurur: Kendini beğenme, büyüklenme.
4) Fanatizm: Herhangi bir olguya aşırı bağımlılık duygularıdır.
O halde bu durumu fonksiyonel anlamda kısaca
F{cehalet, bencillik, gurur, fanatizm}
=(kavga, çatışma, intikam, mücadele, saldırı, zorbalık, şiddet)
şeklinde izah edebiliriz.
EĞİTİMDE ŞİDDETİN VE SALDIRGANLIĞIN NEDENLERİ
Toplumu huzursuz eden ve her bir boyutunu besleyen değişkenler ile şiddet ve saldırganlığında beslendiği değişkenler aynıdır. Yani
Şiddet=f(cehalet, bencillik, gurur, fanatizm)
Saldırı=f(cehalet, bencillik, gurur, fanatizm)
şeklindedir.
Eğitim ortamlarında yaşanan şiddet ve saldırganlığın değişkenlerinin büyümesine imkan sağlayan bütün sıkıntıların genel olarak üç tane kaynağının olduğu kanaatindeyim.
1) Eğitim yapılarında norm şartlarının olmayışı varsa da oturmamış olması veya işletilememesi.
2) Öğrenci eğitimi ve yönetimine dair norm şartlarının işletilememesi.
3) Eğitime dair aykırı müdahaleler.
1) EĞİTİM YAPILARINDA NORM ŞARTLARININ OTURMAMIŞ OLMASI VEYA İŞLETİLEMEMESİ
Ülkemizde eğitim yapıları aşağıdaki gibidir.
1) İlkokul yapısı
2) Ortaokul yapısı
3) Lise yapısı
4) Üniversite yapısı
5) Lisansüstü yapılar
Şimdi bu yapıları normlarını ve özelliklerini inceleyelim.
1) İlkokul yapısı, eğitim süreçlerinin birinci kademesi olup bu kademenin norm özellikleri şunlardır.
a) Bu kademede çocuk toplum içinde olmanın kural ve kaidelerini, insani ve ahlaki değerleri öğrenmeye başlamalıdır.
b) Bu kademede çocuk en temel bilgi ve becerileri gereği ve yeteri kadar öğrenmelidir.
c) Bu kademede çocuk düşerse tutulmalı ancak kendi başına yürümesine de izin verilmelidir.
d) Bu kademede çocuğa okul mutlaka sevdirilmelidir.
e) Bu kademede çocuğun mutlaka öz güvene sahip olması sağlanmalıdır.
2) Ortaokul yapısı, eğitimin ikinci kademesi olup bu kademenin norm özellikleri şunlardır.
a) Bu kademede çocuk toplum içinde olmanın kural ve kaidelerini biliyor olacağından toplumun insani, ahlaki, sosyal ve kültürel değerleri ve özellikleri öğretilerek disiplin kurallarına kesinlikle uyması sağlanmalıdır.
b) Bu kademe çocuk temel bilgi ve becerilere sahip olup yeni bilimsel çeşitlilikleri öğrenmeye açık ve hazır olmalı ve hatta bilimsel alt yapılar oluşturulmalıdır.
c) Bu kademede çocuk gözden uzak tutulmadan onun desteksiz yürümesine izin verilmelidir.
d) Bu kademede çocuğa en yakın hedef olan Lise okuma hedefi verilmelidir.
e) Bu kademede çocuğun sahip olduğu öz güveni mutlaka artırılmalıdır.
3) Lise yapısı, eğitimin üçüncü kademesi olup bu kademenin norm özellikleri şunlardır.
a) Bu kademede çocuğun toplumun milli, manevi, sosyal ve kültürel değerlerini biliyor olması önemli olup, çocuğa tarih ve coğrafya anlamında ülke ve dünya gerçekleri öğretilerek toplumun insani ve ahlaki değerlerine ve okulun disiplin kurallarına kesinlikle uyması sağlanmalıdır.
b) Bu kademe çocuk sosyal bilimler ve temel bilimlere ait genel ve temel kavramları öğrenmeye açık ve hazır olmalı ve temel bilimlerin teorisi kısmen ve uygulaması çoğunlukla verilmelidir.
c) Bu kademede çocuğun ders çalışmanın, verilen dersleri öğrenmenin gereği ve zorunluluğu izah edilerek hedefler açısından yol gösterilmesi kaydıyla inisiyatif almasına izin verilmelidir.
d) Bu kademede çocuğun okuyacağı Üniversite ve Fakülte hedefi nispeten veya genel anlamda şekillenmelidir.
e) Bu kademede çocuk öz güvenli olarak toplumda önemli bir birey olduğunu kendisi, ailesi ve ülkesi adına sorumluluklar almasının gereğini bir taraftan öğrenmelidir.
4) Üniversite yapısı, eğitimin dördüncü kademesi olup bu kademenin norm özellikleri şunlardır.
a) Üniversite öğrencisi ülkenin tarihi gerçeklerine, toplumun milli, manevi ve etik değerleri gibi bütün özdeğerlerine hakim olup, ülkenin geleceğinde sorumluluk ve söz sahibi olabileceğini bilmelidir.
b) Üniversite öğrencisi okuduğu Bölüm veya Ana Bilim Dalı itibariyle bilirkişi olabileceğini anlamalı ve kendini ona göre yetiştirmelidir.
c) Üniversite öğrencisi okuduğu Bölüm veya Ana Bilim Dalının Lisans seviyesi anlamında hem teorik hem de uygulama açısından alanına hakimiyet sağlamalıdır.
d) Üniversite öğrencisinin okuduğu bölümü bitirmesi birinci ve en yakın hedefi olmak üzere onun ötesinde Lisansüstü eğitim gibi hedefleri olmalıdır.
5) Lisansüstü yapılar, eğitimin beşinci ve son kademesi olup bu kademenin norm özellikleri şunlardır.
a) Lisansüstü eğitim yapan kişiler çalıştığı Ana Bilim Dalının hem teorisine hem de uygulamasına hakimiyet sağlamalıdır.
b) Özellikle doktora eğitimi sırası ve sonrası bilimin etik değerlerine riayet ederek bilimsel üretim yapmalıdır.
c) Lisansüstü çalışma yapan ve bitiren bir kişi bildiklerini öğretme açısından hedeflerini belirleyip bilimsel devamlılığın önemli bir parçası olduğunu bilerek hayatını buna göre şekillendirmelidir.
Burada belirtilmesi gereken önemli bir husus: Eğitim yapısının norm şartları ile eğitim sürecinde yapılan bazı uygulamalar karıştırılmamalıdır. Eğitim yapısına konulan norm şartları tartışmasız şartlardır. Ancak bazı uygulamalar yerine göre değiştirilebilir. Örneğin ders geçmek için yapılan puanlama uygulamaları eğitimin bir norm şartı değildir. Bir başka örnek olarak tek ders veya iki ders gibi ders geçme uygulamaları yine bir eğitim normu olmayıp bir uygulama biçimidir.
O halde eğitimde yapılacak uygulamalar eğitimin hedefleri ve eğitim yapılarının norm şartları çerçevesinde geliştirilmeli ve pekiştirilmelidir. Çok zorunlu olmadıkça uygulama değişikliğine bile gidilmemelidir.
Burada dikkat edilirse her bir eğitim yapısının ana ortak norm özellikleri
a) Toplumun insani, ahlaki, sosyal, kültürel, tarihi, milli ve manevi değerleri gibi özdeğerlerini bilmek ve buna uygun yaşayabilmektir.
b) Bilimsel olarak ön bilgilerin öğrenilmesi, üzerine konulması ve üretilmesidir.
c) Bireysel hedeflerin konulmasıdır.
Ülke olarak sahip olmak istediğimiz güçlü bir toplum yapısı kurmak veya elde etmek istediğimiz teknolojik bir ürün veya bilimsel üretimde güçlü bir akademik bireyler topluluğu oluşturmak için bugün bir planlama yapmak istesek sonuçlarını görebilmek için en az 25-30 yıl beklememiz gerekecektir. Çünkü bu hedefleri yerine getirecek kişilerin bugün İlkokul birinci sınıfta olduğu kabul edilirse bu çocukların toplum adına sorumluluk alabilmesi için en az bu kadar zaman ve Lisansüstü üretim yapabilmesi için daha fazla bir zamana ihtiyaç vardır.
Eğitim Yapılarına Ait Normlara Dair Uygulamalar
Eğitim yapılarının normları belirlendikten sonra bu norm şartları çerçevesinde uygulama esasları hazırlanıp ders programları, öğrenciyi yönetme usulleri ve hedef tespitleri yapılmalıdır. Bunlara dair bazı örnekler aşağıdaki gibi olabilir.
1) Eğitim yapılarının bütünlüğü dikkate alınarak yapay zeka ve robotik teknoloji üretimi önemli hedefler arasına konulmalıdır. Bu durum en az 25-30 yıllık planlama yapma zorunluluğunun bir gerekçesidir.
2) Türkçe ve matematik dersleri kesinlikle zorunlu ders olup hiçbir şekilde öğrenmeden geçme imkanı olmamalıdır.
3) Lise öğrencileri kesin bir çizgi ile sayısalcı ve sözelci diye ayrılmamalıdır. Sayısal derslere çalışan öğrenciler kısmen sözel derslerden ve sözel çalışan öğrenciler de kısmen sayısal derslerden sorumlu olmalıdır.
4) Dünya ülkeleri ile entegre olabilecek ve onları takip edebilecek ders ve uygulamalara yer verilmelidir.
5) Her bir eğitim yapısı süreci sonunda hedef tespit mekanizmaları oluşturulmalı ve mutlaka çalıştırılmalıdır.
6) Lisansüstü başarıları ve hedefleri tespit ve belirleme açısından enstitüler bünyesinde özel birimler oluşturulmalıdır.
Sonuç olarak, öncelikle eğitim yapılarını belirleyen norm şartları oluşturulmalıdır. Her bir eğitim yapısı sonunda ulaşılması istenilen hedefler belirlendikten sonra oluşturulan norm şartlarına göre uygulama esasları hazırlanmalıdır. Hedef süreçleri çok uzun zaman dilimleri olduğundan bu süreçler zorlu, zahmetli, engebeli, pahalı ve insan ömrünün en güzel yıllarını alan süreçler olup hiçbir şey heba edilmemelidir. Bunun için tekrar başa dönülmesini gerektiren norm şartları değişikliği düşünülmeden belki sadece uygulama güncellemeleri yapılabilmelidir.
-Eğitim yapılarında norm şartları ve uygulama esasları belirlenmediği veya belirlenip uygulanmadığı sürece öğrencileri akademik, sosyal ve kültürel anlamda yetişmişlik seviyesine getirme imkan ve ihtimali yoktur.
2) ÖĞRENCİ EĞİTİMİ VE YÖNETİMİNE DAİR NORM ŞARTLARININ İŞLETİLEMEMESİ
Yönetici: Kamuya ait bir işi yönetmek üzere atanan veya seçilen kişidir.
Yöneticinin görev ve sorumluluğu: Yasal, insani, ahlaki ve vicdani çerçevede sadece devlet ve millet menfaatini gözeterek verilen bir işi yapmaktır.
Her bir işin sistematik yapılmasının gereği gibi öğrenci yönetiminin de sistematik yapılmasında mutlak fayda vardır. Kural ve kaidenin olmadığı yerde dağınıklık vardır. Otuz milyona yakın okullu insanının bulunduğu ülkemizde esasında ülke yönetircesine eğitim yapılarını oluşturan ve değiştirilmesi hemen hemen düşünülmeyen norm şartlarına ihtiyaç vardır. Konulan norm şartlarına dair uygulama esasları hazırlanmalıdır. Ayrıca idareciliğin temel esaslarına riayet edilmelidir. Bu esaslar
A) İdareci öğrenciye hizmet ederken devlet ve millet adına iş yapma şeklindeki yönetim anlayışını göstermek zorundadır.
a) Kurum içerisinde tedirginlik ve kırılganlık oluşturmamalıdır.
b) Liyakat ehli olabilmek ve buna riayet edebilmek adına uğraş vermelidir.
c) Kararları danışarak ve ortak verebilmektir.
d) Daima kamu ve ülke menfaatini göz önünde bulundurmak zorundadır.
e) Her bir makam ve mevkinin geçici ve emanet olduğunu bilebilmelidir.
f) Hoş görü ve tevazu sahibi olabilmelidir.
B) İdarecinin yasal, bilimsel ve mantıki uygulamaları
Öğrenci eğitimi ve yönetimi normları:
N1={Bilimsel değerler}
N2={İnsani ve ahlaki değerler}
N3={Medeniyet değerleri}
N4={Disiplin değerleri}
1. Bilimsel Değerler Edinimi
Bilimsel değerlerden kasıt, eğitim yapılarında her bir döneminde öğretilmesi ve öğrenilmesi gereken dersler ve bu derslere ait konulardır. Bu anlamda
a) Bilimsel kazanımların üst limitini belirlemek ve bunu zorunlu bilmek
b) Ana dil olan Türkçenin öğrenimi konusunda taviz vermemek
c) Her insanın farkında olsa da olmasa da birlikte yaşadığı matematiği zorunlu tutmak. Çünkü kişi, fonksiyonel düşünebilmeyi, sınıflandırma yapabilmeyi ve dizayn edebilmeyi bu vasıtayla öğrenebilecektir.
d) Diğer bilim dallarında hayata dair uygulamaların farkında olmasını sağlamak.
2. İnsani ve Ahlaki Değerler
a) Hoşgörülü olmak
b) Saygı ve sevgi esasına dikkat etmek
c) Toplumda hoş görülen veya hoş görülmeyen davranışları bilmek
d) Üslup, edep, adap ar ve haya çizgilerine dikkat etmek
e) Bencillik, benim olsun, ben olayım, zahmetsiz elde edeyim gibi duyguların törpülenmesi.
f) Güvenebilmek ve güvenilir olabilmek en önemli insani vasıflardandır.
g) Toplumda birlikte yaşamanın gerektirdiği görev ve sorumluluklara sahip olmak.
h) Üzülmek, acımak, ağlamak, merhamet göstermek gibi insani duygulardır.
3. Medeniyet Sistemleri
Bir medeniyet sistemi bir milletin fertleri ile milletin normu tarafından oluşturulan bir milli yapıdır. Bir medeniyeti oluşturan sistemlerin karakteristik özelliği, sistemleri oluşturan milletin kabul ettiği dinidir. Dolayısıyla bir medeniyete ait sistemlerinin normu da sistemi oluşturan milletin hayat biçimi olarak seçtiği ve mensubu olduğu dini olmuştur. Genel olarak batı medeniyetlerinin normu Yahudilik veya Hristiyanlık ve doğu medeniyetlerinin normu İslamiyet’tir. Bir medeniyeti oluşturan sistemler ayrık olmayıp birbirini destekleyen özelliklere ve ortak milli değerlere sahiptir.
Açıktır ki Türk Milletinin İslam dinine geçişinden sonra (Karahanlılar dönemi, 840-1212) Türk Medeniyeti sistemlerinin normu İslam dini olmuştur. Diğer taraftan Türk Medeniyetine ait bütün sistemlerinin ortak özelliği ve olmazsa olmaz şartı Türk tarihinin ihtişamıyla sembolleşen vatan, bayrak ve millet sevgisi gibi Türk Milli hassasiyetleridir. Hatta bu milli hassasiyetler mutlak bir sahiplenmenin sonucu olarak Türk Medeniyeti ailesinde bir sistem olma hüviyetini kazanmıştır.
Türk Medeniyetini oluşturan sistemler şunlardır.
1) Türk Kültür Sistemi,
2) Türk Dili Sistemi ve Türk Alfabeleri,
3) Türk Milli Hassasiyetleri Sistemi,
4) Türk Eğitim Sistemi.
Not: Türk medeniyeti sistemlerinden Türk Eğitim sistemi ve özellikleri isimli yazımıza bakılabilir.
4. Disiplin değerleri: Öğrencinin bilmesi ve uyması gereken zorunluluklardır. Bu zorunluluklar eğitim yapılarında eğitim yapısının norm şartları dahilinde hazırlanması ve herkesin bilgisine sunulması öngörülen uygulama esasları olarak ilanen duyurulması gereken prensiplerdir.
1) Öğrenci okul içerisinde yasal olmayan eylem ve söylem davranışı gösteremez.
2) Öğrenci okul içerisinde hiçbir kimseye saygısızlık yapamaz.
3) Öğrenci okulun ve dersin ahengini bozamaz.
4) Öğrenci okul içerisinde hiçbir kimseye küfür ve hakaret edemez.
5) Öğrenci hiçbir yerde devlet malına zarar veremez.
6) Öğrenci uyuşturucu gibi yasaklı maddeler ve kesici, yaralayıcı ve tehlikeli alet ve ekipmanları bulunduramaz ve kullanamaz.
7) Öğrenci edep ve adap dışı hal ve hareket içerisinde olamaz.
-Öğrenci eğitimi ve yönetimi normları çerçevesinde yetiştirilemeyen öğrencilerimiz, milletimiz adına kaybedilmiş en önemli değerlerimiz olarak çok derin sızımız olacaktır.
3) EĞİTİME DAİR AYKIRI MÜDAHALELER
Eğitim yapılarına dolaylı veya dolaysız olarak olumsuz bir şekilde etki eden faktörler ve norm şartlarının dışında yamanmış bazı uygulamalar eğitime yapılan aykırı müdahalelerdir.
Bu aykırı müdahaleler şunlardır.
1) Yeni nesil öğrenci tipi türetmek:
Bu nesil, belki farkında olunmadan üst seviyede şımartılmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu sonuç olumsuz anlamda iki farklı tip neslin oluşmasına sebep olmuştur.
a) Yeni nesil öğrenci tipi, bir kuşak değişiminin ötesinde kendine buyruk, özellikle ahlaki değerleri dümdüz eden ve sadece insanlara mahsus olan saygı, edep, adap, ar ve haya duygularından tamamen sıyrılmış pervasız ve itici tip nesildir.
b) Bir diğer yeni nesil öğrenci tipi, kurulmuş bir robot gibi saldırgan, tehlikeli, ürkütücü, şefkatsiz ve merhametsiz tip nesildir.
2) Yeni nesil aile tipi türetmek:
Yeni nesil ailelerde yeni nesil öğrencilerle birlikte türemiştir. Yeni nesil ailelerde bencil, görgüsüz, çok bilen ve adap sınırlarını zorlayan bir aile örneği vermişlerdir. Elbette ki her anne ve baba için evlatları çok önemli ve çok özeldir. Aileler çocukları koruma adına keşke okullara yaptıkları müdahaleler kadar okul dışına da müdahaleci olabilselerdi.
3) Ders geçme adına öğrencilere verilen sınırsız haklar
Ne olursa olsun ders ve sınıf geçebilme imkanı öğrenmeyi geriletmiş ve akademik seviyeyi oldukça düşürmüştür. Öğrenciler arasında nasıl olsa geçilebiliyor havası ders çalışmayı ortadan kaldırmıştır. Bu durumun verdiği zararlar şunlardır.
a) Öğrenci öğretmene karşı minnetsiz hale gelmiştir.
b) Öğrenci öğretmene karşı diklenmeye başlamıştır.
c) Öğrenci zapt edilemez konuma gelmiştir.
d) Öğrenci hakkı olmayan şeyin hakkı olduğunu kabullenmeye başlamıştır.
e) Öğrenci üslubu küfür, argo ve hakaret anlamında ne yazık ki en üst seviyelerdedir. Halbuki eğitim gören bir kişiden birinci dereceden beklenilen hal ve hareket üsluplu, adaplı, saygılı ve saygın olmaktır.
4) Öğrenciye verilen giyim, takı serbestliği ve okul şikayet hattı
Bunların hiçbirisi olacak iş değildir. Bu serbestlikler ve telefon hattı öğrenciyi temelli olarak öğrenci çizgisinden çıkarmıştır. Artık öğrencinin kesinlikle lehine olan telkin ve tavsiyeler yapılamaz hale gelmiştir. Öğrenci öğretmeninin karşısında sigara içse bile dokunulmazlığı oluşmuştur. Bu sigara içme meselesi oldukça yaygınlaşmış ve sıradanlaşmıştır. Bu sıradanlık öğretmenleri ve toplumu gerçekten rahatsız etmektedir.
5) Öğretmen değerlendirmesi
Bir ara uygulanması düşünülen öğretmen performans değerlendirmesine öğrenci ve öğrenci velilerinin puan verecek olması garipliği. Akademik hiyerarşinin en belirgin kriteri, bir kimseyi akademik anlamda sadece kendine eşdeğer veya daha yüksek unvandaki kişiler değerlendirebilir. Bu kriter aynı zamanda kanuni bir durumdur. Hal böyle olunca öğretmen adeta öğrenci ve velinin inisiyatifine bırakılmıştır. Sanki dünya tersine dönüyor.
SONUÇLAR
1) Bütün bunlardan dolayı öğrenci okulda baskın karakter haline gelmiş ve öğrenci diklenmeye başlamıştır.
2) Öğretmenler yavaş yavaş küstürülmeye başlanmıştır.
3) Meydanı boş bulan öğrenciler kabalığa, kabadayılığa ve aşırılığa başlamış ve akademik ortam tamamen zayıflamıştır. Halbuki okul ortamı öğrencinin inisiyatifine bırakılamaz. Çünkü onlar daha hiçbir şeyin farkında değildir.
4) Sokağın konuşma ağzı çok değişmiştir. Her adımda küfürlü konuşan insanlarla karşılaşmak mümkündür.
5) Artık ele avuca sığmayan öğrenciler kendilerine kim ne demiş ve kim ne yapmışsa onu hasım bilmişlerdir.
6) Öğrenci velileri de bu ortama müdahil olup bencillik, adapsızlık, görgüsüzlük ve cehaletin bir sonucu olarak hiç olmamaları gereken olumsuzluk ortamlarında kendilerine yer bulmuşlardır.
7) Bundan sonrada istenmeyen şiddet ve saldırı durumları ve maalesef ölümlü olaylar görülmeye başlanmıştır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1) Eğitimde, eğitim adına yapmadıklarımız veya yapamadıklarımız için toplum olarak çok kırılgan bir grafik çiziyoruz. Kırılganlık olan noktalarda süreklilik vardır fakat düzgünlük yoktur. Yani bu bahsedilen noktalar için aslında diyalog var gibi gözükür ama hiç te öyle değildir. Deprem bile sert kayaların kırılganlık özelliğine sahip olması nedeniyle yüksek basınç altında kırılmasıyla oluşur. Yerkabuğundaki bu kaya kırıkları fay olarak adlandırılır. Depremler, kayalık bir alanda oluşan gerilmenin ani bir harekete yol açacak kadar yükselmesiyle olur. O halde kırılgan noktaları elemine edip diğer noktaları birleştirmek gerekir.
2) Eğitim yapıları ciddi anlamda revize edilmeli ve mutlak norm şartları geliştirilmelidir.
3) Eğitim yapılarına ait norm şartları dahilinde uygulama esasları hazırlanmalıdır. Bu uygulamalar ilanen herkese duyurulmalıdır.
4) Öğretmenliğin kutsal sıfatı öğretmenlere tekrar geri verilmelidir.
5) Öğrenci öğrenciliğin tanımına uygun çizgisi içerisinde kalmalıdır.
6) Ailelerin eğitim ortamında anlamsız ve gereksiz bulunuşları kesilmelidir.
7) Adı ne olursa olsun aykırı müdahalelerin önü hemen kesilmelidir.
8) Ders kitapları, konuları ve içerikleri mutlaka işin ehline yazdırılmalıdır. Özellikle konu ve kavram çıkarılmasını, sıralamasını veya izah şeklini dersi bilmeyen kişi nasıl yapacaktır.
-Okulu, öğretmeni, insani ve ahlaki değerleri hafife almak toplumun mihenk taşlarını parçalamak demektir.
-Bilim ehli olmayan kişilere bilimsel işlerin teslim edilmesi, bilime inanmamak demektir.
-Eğitim kriterlerinin uygulanmadığı bir ortamda eğitimli insan yetiştirilemez.
Not: Eğitim yapılarına ait normlar, norm şartları ve onların analizi ile ilgili “Eğitimde ileri analiz” isimli yazımıza bakılabilir.
Prof. Dr. Mustafa Kandemir