Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin kültürde, sanatta ve edebiyatta hatta düşünce ve siyaset hayatında, ekonomi dünyasında son iki asırdır en temel meselesinin, millî kültürel bağımsızlığı elde etme meselesi olduğunu söyledi.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitimin dünden kalan sorunlarımızın da yarına ilişkin yürüyüşümüzün de ana omurgası olduğunu ifade ederek, “Eğitimin hedefi, yeni nesle katkıda bulunmak, nesli imar ve ihya etmektir. Eğitimin amacı çocuklarımızdır. Bu anlamda eğitimin merkezinde bulunanlar öğretmenlerimizdir. Eğitimin omurgası öğretmen üzerine kurulur” dedi.
Bakan Kurtulmuş: Son iki asırdır en temel meselemiz, millî kültürel bağımsızlığı elde etme meselesidir
‘Eğitim’ temalı 4. Kısa Film Yarışmamızın gala ve ödül töreni İstanbul’da yapıldı. Milletvekilleri, şube başkanları, jüri üyeleri ve çok sayıda davetlinin katıldığı törende konuşan Bakan Numan Kurtulmuş, daha önceki görevlerinde de kısa film yarışmasının ödül törenlerine katılmaya gayret ettiğini belirterek, Türkiye’de eksiklik duyulan en önemli alanlardan birinin de kültür ve sanat olduğunu kaydetti. Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Bunu inşallah hızla ve süratle tamamlıyoruz. Yönetmenimiz Semih Kaplanoğlu’nun da ümitvar şekilde ifade ettiği gibi, bu ve benzeri yarışmalar, gerçekten var olan marifeti ortaya çıkarmak için hazırlanmış olan iltifattır. Sadece yarışmaya eser gönderen 276 kişiyi değil, çok sayıda arkadaşımızı teşvik etmek için ortaya konulmuş olan ödülleri de sürdürmeye devam edeceğiz.”
Gençleri sanatın her alanında desteklemeyi sürdüreceklerini dile getiren Kurtulmuş, çok sayıda olumlu sonuç aldıklarını ifade etti. Türkiye’de sinemaya bakanlık olarak ciddi destekler verdiklerini hatırlatan Kurtulmuş, 2017’de 150’nin üstünde yerli filme destek olduklarını söyledi. Kurtulmuş, sinema alanında gençleri teşvik ettikçe çok daha güzel sonuçlar alacaklarını kaydederek, “Bu ülkenin aslında kültürde, sanatta ve edebiyatta hatta düşünce ve siyaset hayatında, ekonomi dünyasında son iki asırdır en temel meselesi, millî kültürel bağımsızlığı elde etme meselesidir” şeklinde konuştu.
Batı taklitçiliğini eleştiren Kurtulmuş, “Batı medeniyetinin ürünlerini ve sonuçlarını taklit ettikçe, adam olacağımızı, güçleneceğimizi ve bizim de uygarlık yarışında bir şekilde var olacağımızı zanneden bazı zihin çevreleri ortaya çıktı. Bunun için büyük bir mücadele verildi. Kendisine ait olandan utanan, sırt çeviren, köklerini kendisine yabancı hisseden ve sanki mümkünmüş gibi buradan kesmiş olduğu bir dalı başka bir ağacın gövdesi üzerinde yükseltmeye çalışan nice fikir ve sanat adamları geldi geçti. Tabiri caizse ‘İslam mani-i terakki midir’ tartışmasıyla iki asırdır boğuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
Yeniden köklerimizle buluşuyoruz
Kurtulmuş, ait olunmayan bir tahayyül dünyası üzerine bir tasavvur oluşturulamayacağına dikkat çekerek, bu anlayıştan uzaklaşıldığını dile getirdi.
“Çok şükür yeniden köklerimizle buluşuyoruz” diyen Bakan Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: “Yeniden bu medeniyete ait olanlarla hemhal olmaya çalışıyoruz. Bunları söylerken de dünyadan kopmadan, fikirde, sanatta, edebiyatta, teknolojide ve siyasette dünyadaki gelişmeleri ıskalamadan kendimiz olmayı yeniden başarmaya çalışıyoruz. Aslında öze dönüşümüzü, aslımıza dönüşümüzü, köklerimize dönüşümüzü savunmaya gayret ediyoruz. Biliyoruz ki, millî kültürel bağımsızlığımız olmadan bizim ekonomik olarak da başarılı olmamız, bağımsız olmamız mümkün değildir. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah ilerleyen yıllarda bu yarışma çok daha ileriye gidecek. Türkiye’nin marka değeri yüksek bilim yarışmalarından biri olacak ve dünyada adından söz ettirecektir.”
Yalçın: Eğitimin omurgası öğretmen üzerine kurulur
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, her zaman milletin yanında ve emperyalizmin karşısında olduklarını vurgulayarak, “Kıtalar ötesi odakların iş birlikçi hainleriyle birlikte yaşadığımız coğrafyayı ateş ve kanla kuşatıp bir terör koridoru açma planlarını, Fırat Kalkanı ile başlayıp Afrin’de Zeytin Dalı Harekâtı’yla bozan kahraman ordumuza zafer dileklerimle söze başlıyorum. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sabır ve metanet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Afrin harekâtı üzerinden süren mücadele, kimi devlet ve terör örgütlerinin kirli, karanlık ittifakına karşı bir güvenlik ve ileri savunma hattı oluşturması, yıkım, kıyım ve katliama maruz bırakılmış mazlum milletlerin kurtuluşu adına hayatî önemdedir” şeklinde konuştu.
Yarışmanın temasının ‘eğitim’ olarak belirlendiğini hatırlatan Yalçın, şöyle devam etti: “Eğitim, dünden kalan sorunlarımızın da yarına ilişkin yürüyüşümüzün de ana omurgasıdır. Eğitimin hedefi, yeni nesle katkıda bulunmak, nesli imar ve ihya etmektir. Eğitimin amacı çocuklarımızdır. Bu anlamda eğitimin merkezinde bulunanlar öğretmenlerimizdir. Eğitimin omurgası öğretmen üzerine kurulur. Dolayısıyla eğitime ilişkin bütün düzenekler, bakanlıklar, il müdürlükleri öğretmenlerin işini kolaylaştırmak üzerine kurulmuş yapılardır.”
Sorunlar mutlaka paydaşlarla istişare edilerek çözülmelidir
Eğitime ilişkin kararlar alınırken, paydaşların görüş, eleştiri ve önerilerinin alınmasının, istişareye önem ve öncelik verilmesinin, toplumsal kabulü yüksek politikaların üretilmesinin, hem sorunların en aza indirilmesi hem de geleceğe güvenle yürümemiz açısından gerekli olduğunun altını çizen Yalçın, “Öğretmen odaklı olmayan bir eğitim sistemiyle başarının gelmeyeceği artık anlaşılmalıdır. Son zamanlarda sınıfta öğretmene karşı sergilenen kimi nahoş, çirkin hareketler, yaralama ve ölüme yol açacak düzeyde öğretmeni hedef alan şiddet, öğretmeni günah keçisi olarak savunmasız bırakan anlayışın sonuçlarıdır. 20 milyon çocuk ve gencimize rol model olması gereken öğretmenlerimiz, örneğin performans değerlendirmesi gibi kimi uygulamalarla gözden düşürülmekte, saygınlığı azaltılmakta, itibarsızlaştırılmaktadır. Hepimizin bugününü ve yarınını ilgilendiren bir faaliyetin ve sistemin sorunları mutlaka paydaşlarla istişare edilerek çözülmelidir. Ortak bir bakış, ortak bir akıl ve ortak çözümler üretmemiz gerektiğine olan inancımızı kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Sürekliliğe dönüşen çabalara tanık olmak bizi memnun etmektedir
Eğitim çalışanlarının özlük, mali ve sosyal hakları için mücadele etmenin yanında entelektüel, sanatsal faaliyetlere de oldukça yakın durup, yoğun ilgi göstererek sendikacılığı alışılmış tarzının dışında bir üslupla yaptıklarını kaydeden Yalçın, şunları söyledi: “Daha başından, kültür ve sanat, kurucu üyelerimizi bir araya getiren ortak faaliyet alanı olmuştur. Bu alanı asla ihmal etmeyen inşa ve ihya süreci bugün de devam etmektedir. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan’ın, ülkemizin önde gelen şair, düşünce ve sanat adamlarından biri olması bizim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Akif İnan’dan bu yana varlığımızın esas amaçlarından biri olarak kabul ettiğimiz fikri, sanatsal çalışmaları hiç ihmal etmedik, hep teşvik ettik, bu alana giden yolları açmaya gayret ettik. Bu anlamda bizim sendikacılığımız akademik ve kültürel sendikacılıktır. Bu maksatla, dört yıldır kısa film yarışması yapıyoruz. Çeşitli konu ve seviyelerde yaptığımız hatıra yarışmaları ve ‘Eğitimden Bir Kare’ mottosuyla düzenlediğimiz fotoğraf yarışması, insanımızı, sanat ve edebiyat alanında yazma yetenek ve cesaretlerini harekete geçirip verimli kılmak içindir. Bütün bu faaliyetlerimiz sebebiyle gittikçe artarak sürekliliğe dönüşen çabalara tanık olmak bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir.”
Sanatsal, kültürel çabalara katkı veriyoruz
Kültür ve sanatın toplumu besleyerek canlı tutan ana damarlar olduğuna işaret eden Ali Yalçın, “Bir toplumun diğer alanlardaki kalkınmasını duygu ve tasavvur dünyasındaki derinlikli, estetik kavrayışlar tamamlar. Toplumun maddi ve manevi varlığının süreklilik kazanan toplamı demek olan kültür damarını ne yapıp edip canlı tutmalıyız. Ekmeğimizi büyütmek için gösterdiğimiz gayret kadar, duygumuzu, sezgimizi, umudumuzu, hayalimizi büyütmek için de gayret göstermeliyiz. Bunun da en etkili, elverişli yolu sanat, görsellik ve yaygın etkisi, etkileyici gücü bakımından da sinemadır. Eğitim-Bir-Sen’in yaptığı, topluma daha fazla estetik hüviyet kazandıracak sanatsal, kültürel çabalara katkı vermektir. Bu bizim için onurlu, asil bir görevdir” diye konuştu.
Sanatın yeni sayılan fakat kuşatıcı tesiriyle gittikçe yayılan sinemayı genç ilgilerin odağına yerleştirmek için düzenledikleri yarışmaların her seferinde büyüyerek devam ettiğini belirten Yalçın, “Her kesimden her yıl daha fazla ve daha nitelikli filmler gelmektedir. Yapım ve yarışmaya hazırlık süresince gösterilen çabalarla, okullarımız ve sınıflarımız adeta birer film setine dönüşmekte, öğretmen ve öğrencilerimiz değişen durumlara göre yapımcı, yönetmen, senarist, rejisör, aktör veya aktris olmaktadır. Genç sanatçılar eğitimle ilgili bir hikâyeyi filme dönüştürebilmek için sokakları film platosuna çevirmekte; eğitimciler sinemacı, sinemacılar eğitimci rolüyle katkıda bulunmaktadır. Bu çabalar, sanatçı insanlar yetiştirmenin yanında, yakın gelecekte başarılı film yapımlarının imkânını da hazırlamaktadır. Bu bağlamda birçok imkânın oluştuğunu ve hayata geçtiğini de memnuniyetle görmekteyiz. Bu güzel amaçlarla dördüncüsünü düzenlediğimiz kısa film yarışması, gelecek için beslediğimiz başarma ümit ve heyecanımızı çoğaltmıştır. Görselliğin anlamla bütünleşmesini sağlayacak çabalar, bizi hakikate taşımaya vesile olabilir. İnsanımızın öz değerlerini yeni bir görme biçimiyle yakalayarak perdeye ya da ekrana daha yoğun yansıtılmasını umuyor, bekliyoruz. Değerli jüri üyelerimizi de ince bir dikkatle sürdürdükleri titiz, yorucu çalışmalarından dolayı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Yaptıkları kısa filmlerle ödüle layık görülen kardeşlerimizin bu çabalarının artarak devam etmesini bekliyor, her birini tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaplanoğlu: Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ediyorum
Yarışmanın jüri başkanı, yönetmen Semih Kaplanoğlu ise, yarışmanın konusunun eğitim olması üzerine değerlendirmelerde bulunarak, kendi eğitim hayatı hakkında bilgi verdi. Bugün her şehirde bakanlığın desteğiyle film festivallerinin yapıldığını anlatan Kaplanoğlu, “Bu festivallerde sinemamızın genç yetenekleri ve yönetmenleri ortaya çıkıyor. Bu yarışma da yeni yönetmenlerin gelmekte olduğunu gösteriyor. Ariflerden devralınan sözü, şiiri ve aşkı paylaşacak gençler geliyor. Bundan gurur duyuyoruz. Gençlere böyle bir kapı açtığı için Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ediyoruz” dedi.