Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Teknolojinin iyi kullanılmadığı zaman çocuklarda ve bütün insanlarda bağımlılık yaptığını belirten pedagog İshak Orhan şöyle konuştu: “Çocuklarımızın eline bu aletlerin verilmemesi için büyüklerimizin bu konuda model olması gerekiyor. 6 yaşına kadar çocukların bu araçlardan uzak tutulmasında fayda var. Bu yaştan itibaren ise kontrol altında verilmesi gerekiyor. En fazla yarım saat, 1 saat kadar müsaade edebilirler ancak nereye girip çıktıklarını bilecekler. İnternette çok büyük bir tuzak var. Çocuklarımızı kullanıyorlar. Onlar ergenliğe girinceye kadar saf bir vaziyetteler. Anne babalar maalesef yeterli bilgiye sahip değildir. Bildiklerini de uygulamıyorlar. Davranışları bozuk. Anne babaların davranışları bozuksa, öğretmenlerimiz yanlış yapıyorsa bu çocuklarımızı sosyal medyada arkadaş bulmaya, o gruplarda kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Aldanıyorlar. Tuzaklara düşürülüyorlar”
Bilgisayar başında çocukların ne kadar çok vakit geçirirse beyinlerinin o kadar ipotek altına alındığını ifade eden Orhan, “Sosyal medyada da pek çok oyun var. Bilgisayar oyunlarının başında çocuklarımızı ne kadar çok oturtursanız o kadar çok enerjilerini atamayacaklar. Gerginleşecekler. Çocuklarımızın beyni tamamen ipotek altına alınacaktır.
Ailelerin çocuklara sert davranarak değil, onların gönüllerine girerek onların zamanlarını dolu dolu geçirmelerini sağlayarak bu işi çözmeleri gerekiyor. Değilse gençliğimiz elden gidecek gibi. Gidiyor da. Çocuklarımız çok zor durumda. Çocuk yanlış yapabilir. Çocuklara doğruları biz öğreteceğiz.
Anne, babalar kendilerine biz nerede yanlış yapıyoruz da çocuklarımız nasıl bu kadar bağımlı oluyor diye kendilerine sormalılar. Ben çocuğumu iyi yetiştiriyorum ama bir diğeri çocuğunu iyi yetiştirmiyorsa kuzu gibi yetiştirdiğin bir çocuk kurdun eline gidiyor. Ondan sonra kurt çocuğumuzu parçalıyor. Anne, baba, öğretmen ve medyaya bu konuda büyük görevler düşüyor” diye konuştu.
Çocukların internette oynadıkları oyunlar nedeniyle kendilerine zarar verdiklerini de belirten Orhan, şunları dedi:
“Özellikle 10-14 yaş arasındaki vakalar bana geldi. Çocuk kendini odaya kilitliyor. Yüksek sesle müzik dinliyor. Kimseyi duymuyor. Bu esnada oyundaki talimatlarda ellerine, kollarına zarar verilmesi isteniyor. Eline aldığı jiletlerle kollarını kesiyor. Kendileriyle konuştuğumda çocuk konuşmak istemiyor. Beyinleri sanki hiç çalışmıyor. Beyinleri ipotek altında sanki. Neden böyle yaptığını sorduğumda ‘bu acıdan zevk alıyorum’ diyorlar. ‘Zevkle kendimi kesiyorum’ diyorlar. Sorduğumda ‘mavi balina oyunu oynuyorum’ diyor.”
Çocukların her dediğine ‘evet’ denilmemesinin de altını çizen Orhan, “Aileler mutlaka çocukları kontrol etsinler. Çocuklar kapıları kapatıp ellerinde cep telefonu ya da bilgisayarın başındaysa ve bunu uzun süre yapıyorlarsa bu çocuklarda çok büyük sıkıntı olabilir.
Aman çocuk orada ne yaparsa yapsın yeterki sesi kesilsin diye istediği herşeyi yapıyorlar. Çocuk ağlayıp bağırırsa duygusal davranıp her istediğini yapmasınlar. Çocuk inatlaşabilir biz ‘hayır’ diyeceğiz ve asla ‘evet’ demeyeceğiz.
20 gün kadar devam edebilirsek çocuk alışmaya başlayacaktır. Sesini kessin verelim cep telefonunu tableti derlerse bu işin içinden çıkamazlar. Şimdiden çocuklarımızı kurtarmanın yoluna bakalım. Çocuklar ilerde evlenseler bile o çocuğun sıkıntısı yine kendilerini bulacaktır” dedi.