Ders Sayısı Azalınca Öğretmenlerin Durumu Ne Olacak? Açıklama Geldi

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Milli Eğitim Bakanlığı: Önümüzde ki dönemde ders sayısının azaltılacağı, derslerin yarı yarıya ineceğini açıklamıştı . Bakan Ziya Selçuk, ders sayılarının yarı yarıya indirilmesinden sonra öğretmenlerin durumunun ne olacağını açıkladı. 

İşte Bakan Selçuk'un öğretmenlerle ilgili yaptığı o açıklamalar

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, liselerde ders sayısının azaltılmasına yönelik çalışmaya ilişkin, "Dersler yarıya inince hiçbir öğretmenim boşta kalmayacak. Sadece çocuk derinleşecek" dedi. Bakan Selçuk, ‘Ziya Öğretmen ile Eğitim Buluşmaları’ kapsamında Haymana ilçesinde görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi. Bu buluşmaları çok değerli bulduğunu belirten Selçuk, 2023 Eğitim Vizyonu ile Türkiye'nin geleceği açısından çok daha parlak bir tasavvura imza atmayı amaçladıklarını anlattı.     

Selçuk, dünyayı bambaşka bir çağın beklediğini, gelecekte bütün üretim, iletişim sistemlerinin değişeceğini ve bu noktada bilimin, aklın, çocuklara bir gelecek hazırlamanın önemli olduğunu vurguladı.      Selçuk, öğretmenler için bir çocuğun hayatına dokunmanın insani, vicdani sorumluluk olduğunu belirterek, "Bir çocuğun hayatına dokunmayı sıradanlaştıramayız. Bunun tek yolu öğretmenin kendisini yetiştirmesi. Bir öğretmen yetkin değilse kendisini yetiştirmemişse gerçekten çocuk yetişmiyor. Şahsiyeti şahsiyet bina eder. Yani güçlü bir öğretmen şahsiyeti olursa çocukta güçlü bir şahsiyet oluşuyor" diye konuştu.     

TEMEL HEDEF ÇOCUĞU BÜTÜNSEL YETİŞTİRMEK

Türkiye'de eğitim alanında güzel işler yapıldığını vurgulayan Selçuk, "Artık zamanın ruhu başka bir şey yapmayı, çocukları bu geleceğe hazırlamayı gerektiriyor. Eğer biz bunu yapmazsak işlerin en az dörtte üçünü robotların yapacağı bir çağa çocukları hazırlamış olmayız. Sadece kendi kariyerimizi, günlük işimizi, marifetimizi temin etmiş oluruz, başka bir şey yapmış olmayız" dedi.     

Öğretmen olarak iz bırakmanın önemine ve eğitimde yapılması gerekenler için aslında birçok unsurun bulunduğuna vurgu yapan Selçuk, "Eğitimdeki temel hedefimiz, çocuğu bütünsel olarak yetiştirmek. Yani insan üç ayaklı bir varlık, duygusu, düşüncesi ve fiziksel bedeni yani eylemi var. Duygu, düşünce ve eylemi bütünleştirmeyen bir eğitim çocuğun tabiatına hürmetsizliktir. Eğer tek yönlü yaparsanız yani sadece soru çözdürürseniz çocuğun bir uzvu aşırı büyür, birisi cüce kalır" değerlendirmesinde bulundu.     

EZBER BİR BAŞARI DEĞİL

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, çocukların sadece şablonları, soruları ezberlemesinin bir başarı olmadığını ifade ederek, eleştirel düşünme, ekip çalışması, akıl yürütme, proje yönetimi, sayısal düşünce gibi becerilerin öğrencilere verilmesi gerektiğini aktardı.     

Selçuk, sınavla ilgili temel problemi oluşturan okullar arasındaki imkan farklılığının finansman ve öğretmen eğitimiyle çözüleceğini belirterek, 2023 Eğitim Vizyonu'nun temel hedefinin de bu farklılığı azaltmak olduğunu söyledi.     

En alttaki okulları yukarı çekmek, farklılıkları azaltmak konusunda Okul Profili, e-Portfolyo, Okul Endeks Dinamiği gibi çok sayıda model geliştirdiklerini anlatan Selçuk, vizyon kapsamında ortaya koydukları 3 senelik takvimi adım adım hayata geçirdiklerine dikkat çekti.     

Bakan Selçuk, liselerde ders sayısının azaltılmasına yönelik çalışmaya ilişkin, "Dersler yarıya inince hiçbir öğretmenim boşta kalmayacak. Sadece çocuk derinleşecek. Bir sınıfta iki saat fizik dersi veriyorsanız, 6 saat vereceksiniz, laboratuvara gideceksiniz" açıklamasında bulundu.     

"Hiçbir sistemin kalitesi öğretmenin niteliğini aşamaz. Öğretmene yatırım yapmak lazım"  diyen Selçuk, bu konuda geçen aylarda imzalanan protokol sayesinde YÖK'le iş birliğine gittiklerini, pilot olarak seçilen bazı eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeyle ilgili uygulamaların yapılacağını açıkladı.     

ÖĞRETMENE YATIRIM YAPMALIYIZ

Bakan Ziya Selçuk, ülkelerin gelecekte büyük bir kırılma yaşayacağını, bilime sahip olanlarla olmayanlar arasında uçurum oluşacağını söyleyerek, buna hazırlanılması gerektiğine dikkat çekti.      Selçuk, öğretmenlerin yetkin olması açısından uluslararası standartlarda hizmetiçi eğitimin önemine de işaret ederek, şunları söyledi: "Bizim öğretmene yatırım yapmamız lazım. Öğretmen eğer nitelikli olursa kaliteye önem verirse 'iki günüm eşitse üzülürüm' deyip kendini yetiştirirse, bu meselenin sadece kendini yetiştirmek olduğunu fark ederse, öğretmenliğin bir öğretme değil temsil meselesi olduğunu, öğretmenin kendi öğrenme yolculuğu olduğunu fark ederse o zaman bir noktaya varacağız."     

Ehliyet, liyakat temelli bir yapıyla Türk eğitim sisteminin çok mesafe alacağının altını çizen Selçuk, öğretmenlere şöyle hitap etti:     

"Bu ülkenin çocukları gururla, onuruyla, haysiyetiyle 'Biz de bu topraklarda dimdik ayakta duruyoruz' desinler. Hepimiz belli bir entegrasyona girelim, milletleşelim, ortak paydada buluşalım, bir sürü değerimiz var. Biz farklılıklarımız üzerinden çatışma yaratarak bir yere varmak durumunda olmamalıyız. Bu sizin temel mesajınız olmalı. Bu sizin kişisel meseleniz değil, bu insan meselesi temelde. Burada size çok ödev düşüyor."     

Türkiye genelinde başarı hikayelerine imza atan bin okul müdürünü belirlediklerini, bunlardan 150'sini Ankara'ya çağırarak üç gün birlikte çalıştıklarını dile getiren Selçuk, okullar kapandıktan sonra müdür eğitimlerinin başlayacağını söyledi.  Okul Profili çalışmasına da değinen Selçuk, 4 ana grupta 50 parametrede her okulu mobil olarak izleme imkanının oluşacağını, bu konuda her ilde destek birimleri kurduklarını ifade etti.      Bakan Selçuk, konuşması sonrasında kendisine takdim edilen hediyeyi salondaki en tecrübeli öğretmene takdim etti.     

Buluşmaya yoğun ilgi gösteren öğretmenler, toplantı sonunda Bakan Selçuk'la öz çekim yaptı.     

Bakan Selçuk, ‘Ziya Öğretmen ile Eğitim Buluşmaları’ kapsamında Polatlı'daki öğretmenlerle de bir araya geldi. 

‘DOLMUŞ ŞOFÖRÜNÜN ÇOCUĞUYUM’

Selçuk, kendisinin Haymana'nın sınırında bulunan Emirler Köyü'nde büyüdüğünü anımsatarak, çocukluğunda yaşadıklarını şöyle anlattı:     

"Ben anası okuma-yazma bilmeyen, babası ilkokul mezunu bir dolmuş şoförünün çocuğuyum. Bizi bu yola sokan ebemin, dedemin duası, anamın, babamın gayreti. Babamın iki, üç dolmuşu vardı, dolmuşları sattı. 'Bunlar dolmuşa gider, gözü oraya kayar. Ben bu dolmuşları satayım, onlar okusunlar' dedi. İlkokul mezunu ama bunu düşündü, biz okuyalım diye dolmuşu sattırdı. 6 kardeşiz ve hepimiz de okuduk. Bir yerlere geldik, uğraşıyoruz. Elimizden gelen gayreti de yapıyoruz. Memlekete hizmet için buradayız.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber