Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Geçen gün Rize’den İstanbul’a seyahat ederken, Samsun’da bir aile işletmesinde açlığımı giderdim. Sekiz-dokuz yaşlarında bir çocuk kolonya şişesi elinde yanıma geldi. Bir şey söyler diye biraz bekledim. Susmaya devam edince ona “Bana kolonya ikram edeceğin için çok mutlu oldum. Ama “afiyet olsun” deyip de dökersen daha mutlu olurum” dedim. Gülümsedi ve “afiyet olsun” dedi. Teşekkür ettim o da görevini yaptı.
Kendimi tanıtıp öğretmen olduğumu söyledim. Birkaç soru ile onun da kendisini tanıtmasını kolaylaştırdım; bu sene dördüncü sınıfa geçmiş, en çok fen ve matematik derslerini seviyormuş. Yaz tatilinde babasına yardım etmek için oradaymış.
Çocuğa bir müşteri olarak bana nasıl davranırsa memnun olacağıma dair birkaç şey söyledim. Sonra da ona “Öğrendiklerini de katarak kolonya dökme işini yeni baştan uygulamak ister misin?” diye sordum. Çocuk da sevinerek “evet” dedi.
Birkaç metre geri gitti, yanıma gelip “afiyet olsun” dedi, elimi açtım kolonya döktü, ben de ona teşekkür ettim. Söylediklerimin tümünü uygulamış olmanın ve öğrenmenin verdiği mutlulukla yüzü gülüyor, çok mutlu görünüyordu. “Siz çok iyi bir öğretmensiniz” dedi. Ben de ona teşekkür ettim ve bu yargıya nasıl ulaştığını sordum. Çocuk da durumu şöyle açıkladı:
“Bana sadece söyleseydiniz unutabilir ve diğer müşterilere “afiyet olsun” demeden ve memnun kalacakları diğer davranışları yapmadan kolonya dökmeye devam ederdim. Ama artık iyi öğrendim ve bundan sonra öğrendiğimi her zaman uygulayacağım.” dedi.
Ebeveyn ve öğretmenlerin en iyi eğitmeninin çocuklar olduğunu bana bir kere daha öğreten küçük arkadaşıma teşekkür ettim, ona minnettarım.
Saygılarımla.
Muhammet YILMAZ
Eğitimci-Yazar