Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuklarımızın küçük yaşlarında, onları sağlıklı bir şekilde büyütmek ve ihtiyaçlarını karşılamak ana amacımızken, büyüdükçe aynı oranda değişen ihtiyaçlarla geliyorlar karşımıza.
Bazen de en önemli ihtiyacı iyi bir dinleyici oluyor. Sizlere, şu an lise birinci sınıfta olan kızımla dün akşam yaptığımız bir konuşmayı aktarmak istiyorum.
“ Anneee, moralim çok bozukkkk..” diyerek eve girdi. Her gün yaptığımız bir ritüelle hiç konuşmadan bir süre sarıldık. Sonra anlatmaya başladı ;
“ Bugün İngilizce sınavından düşük not aldım anneee …”
“ Düşük not almana sebep olan ne sence kızım ?”
“Anne, İngilizce dersinde betimleme yapmayı öğreniyoruz. Öğretmen, örneğin bir oda hayal etmemizi söylüyor ve o odayı şekil, renk, boyut gibi özellikleri anlatarak betimlememizi istiyor. Ben bunu yapamıyorum.”
“ Betimleme yaparken nasıl bir sorun yaşadığını anlatır mısın bana ?”
“Öğretmen sadece betimleme yapın diyor ama ben yazmaya başladığımda kendimi tutamıyorum ve hikayeye dönüştürüyorum.”
Ne diyor kızım fark ettinizmi ? Öğretmeninin istediğini yapamadığını anlatırken, yapabildiği inanılmaz bir beceriyi başarısızlık gibi değerlendirip anlatıyor. Bunu çok dikkatli dinlediğim için duyuyorum ve konuşmanın seyri değişiyor.
“ Betimlemeyi hikayeye hangi sebeple dönüştürüyorsun sence ?”
“Bilmiyorum anne, içimden geliyor yazmadan duramıyorum.”
Cevaba bakar mısınız……Kızımın düşük not almasını sağlayan sebebe bayıldım.
“ Peki İngilizce dersi dışında fark etmiş miydin, hikaye yazma isteğin olduğunu ?”
“ Hayır anneeee, anlamıyorsun. Ben öğretmenin istediğini yapamıyorum. Bu yüzden düşük not aldımmmmm….”
O üzgün hala ama ben onun anlattığı şeylere, gösterdiği başarısızlık sebebine mutlu oluyorum.
“ Anne bir de bu öğretmen çok garip, hem bana düşük not verdi, hem yazdığım hikayeyi en sevdiği hikayeler arasına koyduğunu söyledi. Ne istiyor bu öğretmen benden, gıcık bir adam zaten, offf anne yaaaaa, moralim bozukkkk……”
Aaaaaa, duyduklarımla keyfim artıyor. İngilizce dersinde yaşadığı başarısızlığın onu kendinde neler ortaya çıkarmaya ittiğini, yapamadığı betimlemenin onun hikaye yazabilmek gibi bir yeteneğinin açığa çıkmasına sebep olduğunu, öğretmenin sınavdan beklediği betimlemeyi alamadığı için düşük not verdiğini ancak yeteneği fark edip takdir ettiğini anlatıyor. Tabi bunları isyankar ergen kızım olarak anlatıyor.
Bunları aynen kendisine anlatıyorum. Zaten tüm konuşma boyunca konuşmanın gelişme şeklinden ve benim yaklaşımımdan duygusu değişiyor ;
“ Anneeee, aslında ben betimleme yapmak için düşünmeye başladığım da çok farklı hayaller canlanıyor gözümde ve ben yazmadan duramıyorum. Yazarken de mutlu oluyorum. İngilizce ödevleri dışında da bunu yapmayı deneyeceğim. Hadi ben odama gidiyorum. Sağol annneee…..” diyerek odasına ne yapmaya gitti sizce …..
Eğer kızımla bu derin iletişimi kuramamış olsaydım, onun aldığı nota değil, neler anlattığına odaklı dinlemeseydim ve kendini bu derece farkındalıkla anlatabilen bir iletişim yolunu ona açmamış olsaydım, bu iletişim nasıl olurdu ?
Duyabilir miydim söylediği her şeyi ?
Yoksa duyduklarım sadece şunlar mı olurdu ?
“ Anne, İngilizce sınavından düşük not aldım.”
SADECE BUNU DUYAN EBEVEYNLERİN VERDİĞİ TEPKİLERİ HEPİMİZ BİLİYORUZ ZATEN.
Sevgilerimle..
Kaynak: Sema Deniz / Öğretmen Anne