Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sınıflarımız ve okullarımızda disiplin konusuna dair birçok farklı bakış açısı mevcut. Ben de, olumsuz çocukluk çağı deneyimleri yaşayan öğrenciler – travmaya maruz kalmış çocuklar – üzerinde “beyin bağlantılı disiplin” kullanma fikrini incelemek istiyorum.
Geleneksel cezalandırma yöntemlerini bu tür çocuklarda uygulamak, yalnızca güç mücadelelerini ve çatışma döngüsünü kızıştırır; beyin ve bedenlerinde strese karşı daha büyük tepkiler verirler. Ceza, itaati zorla sağlamak için kullanılır. Okul disiplini prosedürlerinin büyük bölümü, ona en az ihtiyaç duyan öğrencilerde en çok işe yarayan cezalandırma biçimlerinden oluşur.
Mevcut disiplin yöntemlerimiz sorunları artırıyor!
Okullarda en zorlu öğrencilerimizi disipline etmek için mevcut yöntemlerimiz, davranışlarında değişiklik yaratacak kadar etkili değil, hatta çoğunlukla sorunları artırıyor.
Disiplinin, cezanın aksine, önlem alma gücü vardır ve etkinliği sorunlar açığa çıkmadan önce başlar. Bu, çatışmayı problem çözme fırsatı olarak görmek demek. Disiplin rehberlik sağlar, önlem üzerine odaklanır, iletişimi güçlendirir, saygıyı temel alır ve doğal sonuçları kabul eder. Adaleti, sorumluluğu, hayat becerilerini ve sorunları çözmeyi öğretir.
Öğrencilerin bazen, saldırgan ve dengesiz davranışları yüzünden sınıftan çıkarılması gerekebilir. Ancak, sınıfa yeniden girdiklerinde bu davranışlarını beyin bağlantılı yöntemlerle ele alan bir eylem planı yapmalıyız.
“Zarar veren çocuk, zarar görmüş çocuktur”
Sürekli olumsuz deneyimler ve sıkıntılarla dolu bir geçmişin sebep olduğu nörobiyolojik değişimler beyinde korku tepkisini tetikleyebilir. Pam Leo’nun dediği gibi, “Zarar veren bir çocuk, zarar görmüş çocuktur. Davranışını, onu cezalandırarak değiştirmeye çalışmak boşa kürek çekmek olur. Sorunun kaynağına inmezsek, zarar verici davranış başka şekillerde kendini göstermeye devam eder.” Çocukların korku tepkisi genelde saldırgan, asi ve muhalif özelliklere sahiptir.
Olumsuz çocukluk çağı deneyimleri yaşamış gençler, sürekli alarm durumunda olan beyinlere sahiptir. Bu alarm durumunda, sonuçlar düzgün bir şekilde kaydedilmez. Disiplin ancak eğitimci ve öğrenci sakinken ve iki taraf da otokontrole sahipken uygulanabilir. Eğer öyle değillerse, davranış bozuklukları artacaktır.
Beyin bağlantılı bir disiplin modelinde, görmek istediğimiz davranışları, önleyici sistemler ve stratejiler ile zemin hazırlayarak öğretmeliyiz.
Önleyici “Beyin Bağlantılı Stratejiler”
Önleyici sistemler, prosedürler ve rutinler olarak öğretilir. İşbirlikçidir ve birçok seçimden oluşur. Bu sistemlerin amacı kısa süreliğine rıza veya itaat elde etmek değil; davranışta sürdürülebilir değişimler yaratmaktır.
Öğrencilerime sinir anatomilerini öğretiyorum ki stresli, öfkeli ya da kaygılı olduklarında beyinlerinde neler olduğunu anlasınlar. Çünkü bunu anladığımız zaman rahatlamış ve güçlenmiş hissederiz.
Sabah toplantılarında ya da tüm ders boyunca, öğrencilerimle prefrontal korteks, amigdala ve nöroplastisite hakkında konuşurum. Duygusal tetikleyicilerimizi ve başa çıkma stratejilerini belirliyor ve listeliyoruz. Öğrencilerime, stres tepkilerini hafifletmek için nefes ve beden hareketlerini kullanmayı öğretiyorum.
Okulda, böyle öğrencilerle bağlantı kurabilen biri ve öğrencinin toparlanması ya da sakinleşmesi gerektiğinde gidebileceği uygun bir alan var mı? Bu prosedürleri öğrencinin dersten uzaklaştırılması gereken zamandan önce mi öğretiyorsunuz?
Okulunuz, hem öğretmenler hem de öğrenciler için duygusal durumlarını yeniden düzenlemeleri gerektiğinde gidebilecekleri bir alan oluşturabilir mi? Bu alan kağıt, keçeli kalem, pastel boya, su, hafif müzik ve aydınlatma, atlama ipi, kondisyon bisikleti, lavanta kokulu pamuklar, onay ve endişeler için bir kavanoz ya da sallanan bir sandalye ile doldurulabilir. Öğrencilerin bu alanı nasıl kullanmaları gerektiğiyle ilgili önceden bilgilendirilmeleri gerekir. Burayı, yeniden odaklanmış ve derse dönmeye hazır hale gelmek için yalnızca beş dakika kadar kullanabilecekler.
Cezalandırıcı Olmayan Doğal Sonuçlar
Alaycı isim takma: Öğrencilerin ders için olumlu ifadelerden oluşan bir kitap hazırlamasını ya da “nazik kelimeler”den oluşan bir liste yapmalarını ve bunu kendilerinden daha küçük bir sınıfa öğretmelerini isteyin.
Düşük seviyede fiziksel saldırganlık (itme, tekmeleme, vurma): Öğrenciye sınıfta yeni bir öğrenme alanı ya da sırada yeni bir yer vermeyi düşünebilirsiniz. Ya da zarar gören kişiye nazik bir davranışta bulunmaları istenebilir.
Eğer bu, teneffüste meydana gelirse, öğrenci teneffüs boyunca öğretmenin okul bahçesini gözetlemesine yardım etmekle görevlendirilebilir. Bu şekilde hala bahçede dolanıyor ve ihtiyaç duyduğu egzersizi yapıyor olur. Ya da zarar verdiği öğrenciye nazik bir davranışta bulunabilir.
Uygunsuz dil: Bu, hem öğrenci hem de öğretmen sakin bir durumdayken değinilmesi gereken bir mesele. Bazen okulda uygunsuz görülen kelimeler evde kullanılıyor, buradaki kültürel bağlamı anlamalıyız ve öğrenciyle ona göre bir iletişime geçmeliyiz.
Yaşça daha büyük bir öğrenci kullandığı kelimeleri araştırabilir ve okulda neden kullanılmaması gerektiğiyle ilgili size bir rapor hazırlayabilir. Küçük öğrenciler ise ne iletmek istediklerini okul dostu kelimeler kullanarak yazabilir ya da çizerek anlatabilirler.
Tamamlanmamış ödevler: Bu davranışın size ne ilettiğini aktarmak için öğrencinizle birebir konuşun. Okulda ya da evde bir değişiklik olup olmadığını ve öğrencinin ödevi anlayıp anlamadığını sorun. Öğrenciyle ve mümkünse bir ebeveyni ile ödevi tamamlayabilmesi için bir plan yapın. Ve öğrenciye yardım etmesi için bir “danışman öğrenci” görevlendirmeyi düşünün.
Araştırmalar son derece açık. Beyinlerimiz rahatlamış bir durumdayken en iyi şekilde öğreniyor. Disiplin sistemlerimiz, okul topluluğumuzun her üyesinde bu rahatlık durumunu yaratacak şekilde değişmeli.
Kaynak: https://www.edutopia.org/article/aiming-discipline-instead-punishment