Çocukların Ev İşlerine Yardımcı Olması Nasıl Sağlanır?

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer pek çok Batı ülkesinde, çocukları daha çok yardım kaynakları olarak fazladan iş kaynağı olarak görüyoruz. Çocuklarımızın evde veya başka yerlerde bize yardım etmelerini sağlamanın, işe yarayacağından daha fazla çaba olacağını düşünüyoruz. 
Ancak araştırmacılar, küçük çocukların doğuştan yardım etmeye yatkın olduğuna dair güçlü kanıtlar buldular. Yardım etmelerine izin verildiği takdirde, çocuklukları ve yetişkinlikleri boyunca bu istekle yaşamaya devam ediyorlar. İşte bu kanıtlardan bazıları… 

Çocukların yardım etme içgüdüsüne sahip olduğunu gösteren kanıtlar 

35 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleştirilen ünlü bir araştırmada, 18, 24 ve 30 aylık bebeklerin çamaşır katlama, toz alma, yerleri süpürme, bulaşıkları yıkama ve etrafı toplama gibi rutin ev işleri esnasında anne ve babalarıyla nasıl etkileşime geçtikleri incelendi. Araştırma gereğince, ebeveynlerden normale göre daha yavaş hareket etmeleri ve eğer kendilerine yardım etmek isterlerse çocuklarına izin vermeleri istendi. Ancak çocuklarından yardım talep etmemeleri ve onları yardım ederken yönlendirmemeleri gerekiyordu. Çalışma sonunda, çocukların hepsi (80 çocuğun 80’i) ebeveynlerine gönüllü olarak yardım etmişti. Çocukların çoğu, işlerin yarısından fazlasına yardım etti ve hatta bazı çocuklar önlerindeki işi ebeveynlerinden önce yapmaya başladılar. Çalışmayı yürüten Rheingold bu durumu şöyle anlatıyor: “Çocuklar hızlı ve enerjik bir şekilde hareket ediyor, yardım etmekten heyecan duyduklarını belirten sesler çıkarıyor ve yüz ifadelerinde bulunuyorlardı. Yaptıkları işten memnuniyet duyuyorlardı.” 

Başka birçok çalışma, küçük çocukların yardım etme isteğinin evrensel olduğunu doğruluyor. Bu çalışmalarda uygulanan prosedür şöyle gerçekleşiyor: Çocuk laboratuvara getiriliyor, bir odanın bir köşesinde oyuncaklarıyla oynamasına izin veriliyor. Odanın diğer bir köşesinde ise deneyi yapan kişinin yardıma ihtiyaç duyduğu bir durum oluşturuluyor. Örneğin, araştırmacı “yanlışlıkla” yere bir şey düşürüyor, nesne bir bariyerin öteki tarafına, yani çocuğun olduğu tarafa düşüyor. Araştırmacı nesneye uzanmak için çabalıyor ancak başarılı olamıyor. Bu durumda çocuk nesneyi yerden alabilir ve bariyerin üstünden araştırmacıya uzatabilir. Anahtar soru şu: Çocuk kendiliğinden gelip yardım edecek mi? Neredeyse her vakada bu sorunun cevabı evet. Araştırmacının yapması gereken tek şey, çeşitli sesler çıkarıp nesneye ulaşmaya çalıştığını göstererek çocuğun dikkatini çekmek. 14 aylık küçük bebeklerin bile bu durumda yardım ettikleri gözlemlendi (Warneken & Tomasello, 2009). Araştırmacının ne yaptığını görüyorlar, neye ihtiyaç duyduğunu yorumluyorlar ve ardından kendi kendilerine bu ihtiyacı karşılıyorlar. 

Bu yardımcı olma davranışı, bir ödül beklentisi içinde yapılmıyor. 2008 yılında Felix Warneken ve Michael Tomasello tarafından yürütülen bir çalışma, yardım karşılığı ödül vermenin yardım etme davranışını azalttığını buldu. Bir deneyde, 20 aylık bebekler çeşitli durumlarda araştırmacılara yardım ettiler ve bunun sonunda bazı bebeklere ödül verildi (ilgi çekici bir oyuncakla oynamalarına izin verildi), diğer bebekler ise ödül almadı. Ardından, bebekler için yardım edebilecekleri farklı durumlar yaratıldı, ancak ödül teklif edilmedi. Sonuç olarak, önceki deneyde yardım karşılığı ödüllendirilen bebeklerin yardım etme oranı, diğerlerine göre oldukça düşüktü. Önceki deneyde ödül alan bebeklerin yalnızca yüzde 53’ü araştırmacılara yardım ederken, ödül almayan çocuklarda bu oran yüzde 89’du. 

Bu bulgu, çocukların yardım etmek için dışsal olarak motive edilmekten ziyade içsel bir motivasyon duyduklarının kanıtıdır – yani yardım ederler çünkü yardım etmek isterler, bunu bir karşılık almak için yapmazlar. Ödüllerin içsel motivasyonu düşürdüğünü kanıtlayan başka araştırmalar da mevcut. Örneğin, 1973 yılında yapılan ünlü bir çalışmada, çizdikleri resim karşılığında ödüllendirilen çocukların, ödül almayan çocuklara göre giderek daha az resim çizdikleri gözlemlendi. Ödüller, insanların önceden zevk alarak yaptıkları aktivitelere karşı tutumlarını değiştiriyor gibi görünüyor: Başta kendisi için yaptığı bir şeyi, bir ödül alma aracı olarak görmeye başlıyor. Bu durum yetişkinler için de geçerli.  

Ebeveynler olarak, çocuklarımızın yardım etme isteği ile ilgili iki büyük hata yapıyoruz. Birincisi, acelemiz olduğu ve çocuklarımızın bizi yavaşlatacağını veya işi yapmayacaklarını düşündüğümüz için, yardım tekliflerini geri çeviriyoruz. İkincisi, çocuklarımızın yardımına gerçekten ihtiyaç duyduğumuzda, onlara bir anlaşma ya da ödül sunuyoruz. İlk durumda, çocuğumuza bize yardım edecek yetiye sahip olmadığı mesajını veriyoruz. İkinci durumda ise, bir insanın yalnızca karşılığını aldığında yardım etmesi gerektiği fikrini aşılıyoruz. 

Ebeveynlerine yardım etmelerine izin verilen çocukların ileride yardımsever insanlara dönüştüklerini gösteren kanıtlar 

Yerli kültürleri ve yerli halkları inceleyen araştırmacılar, bu topluluklara ait ebeveynlerin çocukların yardım etme isteklerine pozitif tepkilerde bulunduğunu keşfetti. Çünkü, çocuklardan gelecek yardım onları “yavaşlatsa” bile, yardım etmenin çocuklarını mutlu ettiğine ve çocuklarına yardımsever olmayı öğrettiğine inanıyorlar. Araştırma, bu topluluklarda yetişen çocukların 5-6 yaşına geldiğinde etkili ve istekli yardımcılar haline geldiklerini gösteriyor. Aslında “yardımcı” kelimesini kullanmak da bu duruma pek uymuyor. Yapılan iş ev işi olduğu ve evde yaşayan herkesin sorumluluğuna girdiği için “ortak” kelimesini kullanmak daha doğru olur. 

2014 yılında Guadalajara, Meksika’da yapılan bir çalışma, 6 ila 8 yaşındaki çocukların annelerini inceledi. Annelerden 19’u Amerikan yerlisiydi ve kültürlerine hala sıkıca bağlılardı. Geri kalan 14 anne ise, Batılılaşmış ve daha kozmopolit bir topluluktan geliyorlardı. Çocukların hepsi okula gidiyordu, ancak yerli topluluktan gelen ebeveynler diğer ebeveynlere göre daha az okul eğitimi almıştı. Araştırma, iki ebeveyn grubunun çocuklarının ev işlerine katkısını tanımlamasında büyük farklılıklar olduğunu ortaya koydu. Ebeveynlerin raporuna göre, yerli topluluktaki çocukların yüzde 74’ü, düzenli olarak kendiliğinden ev işlerine yardım ediyordu. Ancak bu oran kozmopolit toplulukta sıfırdı. Yardım eden çocukların anneleri durumu şöyle anlatıyor: 

“Kızım bazı günler eve geliyor ve ‘Anne, sana bugün tüm işlerde yardım edeceğim,’ diyor. Sonra kendi isteğiyle tüm evi topluyor. Bazen ben ev temizliğini bitirmeden yanıma geliyor ve ‘Anne, sen bugün eve geldiğinde çok yorgundun. Hadi evi birlikte temizleyelim,’ diyor. Ardından radyoyu açıyor ve ‘Sen bir şeyi yap, ben de başka bir şeyi yapayım,’ diyor ve ben mutfağı temizlerken o da diğer odaları topluyor.” 
“Evde herkes ne yapması gerektiğini biliyor ve ben kızımdan talep etmeden o yanıma gelip ‘Anne, okuldan eve yeni geldim. Büyükannemi ziyarete gideceğim ama gitmeden önce ev işlerine yardım edeceğim,’ diyor ve evden işini bitirdikten sonra çıkıyor.”
Buna karşılık, kozmopolit anneler çocuklarının nadiren kendiliğinden yardım ettiğini ve bu yardımın da geri çevrildiğini belirtti. Annelerden biri bunu şöyle anlatıyor: 

“Banyoya giriyorum ve her yerin sabun yüzünden kayganlaştığını görüyorum. Kızım bana ‘Temizlik yapıyordum,’ diyor. Ben de ona ‘Bak ne diyeceğim. Sen en iyisi benim için temizlik yapma, yoksa burada kayıp düşeceğim.’ diyorum.” 

Sonuç olarak, yerli kökenli anneler çocuklarını becerikli, özerk, kendi kendine harekete geçen ve istekli ortaklar olarak nitelendirirken; kozmopolit anneler çocuklarını, ne yapması gerektiğini bilmeyen gönülsüz yardımcılar olarak nitelendiriyorlar. Araştırmacılar, “Yerli topluluktan gelen annelerin yüzde 87’si, çocuklarının serbest zaman aktivitelerini (çalışmak, yapılandırılmamış oyun, ödev, aile ve akrabaları ziyaret etmek vb.) kendilerinin seçtiğini ve planladığını belirtti. Bu oran kozmopolit annelerde yüzde 16’ya düşüyor.” Çocukları ev ortamında inceleyen birinci elden çalışmalar da, bu raporları destekliyor. Kültürümüzdeki çoğu insan için ebeveynleri tarafından en az yönlendirilen ve kendi etkinliklerini seçmekte özgür olan çocukların, ailenin refahına en çok katkıda bulunan çocuklar olduğu gerçeği şaşırtıcı olsa gerek.

Çocuklarınızı aile işlerine yardım etmesine izin vermenin yolları

Özetlemek gerekirse, çocuğuzun aile işleri için sorumluluk almasını ve size ortak olmasını istiyorsanız, şu adımları izlemelisiniz: 

İşin yalnızca size değil, tüm aileye ait olduğunu kabul edin. Yani bu işten sorumlu tek kişi siz değilsiniz ve işlerin nasıl yapılacağını kontrol etme isteğinizi de bir kenara bırakmalısınız. Eğer bir şeylerin tam olarak sizin istediğiniz gibi yapılmasını istiyorsanız işi kendiniz yapmalı ya da sizin yerinize yapacak birini tutmalısınız. 
Çocuğunuzun yardım etme çabalarının gerçek olduğunu ve onu biraz cesaretlendirip yardım etmesine müsaade ettiğinizde bu işte giderek daha iyi hale geleceğini varsayın. 
Yardım talep etmekten, yardım için pazarlık yapmaktan ve yardımı kontrol etmeye çalışmaktan kaçının. Tüm bunlar çocuğun yardım etmek için duyduğu içsel motivasyona zarar verir. Memnun olduğunuzu belirten bir şekilde gülümsemeniz ve teşekkür etmeniz iyi olur. Çocuğunuzun istediği de budur, tıpkı sizin ondan beklediğiniz gibi. Çocuğunuz, sizinle olan bağını güçlendirmek için size yardım etmek istiyor. 
Çocuğunuzun, yardım ettiği takdirde olumlu gelişmeler gösterdiğinin farkına varın. Yardım etmek sadece sizin için değil, çocuğunuz için de oldukça iyi bir davranış. Aileye katkı sağladığı için yetkinlik, öz-değer ve aidiyet gibi değerli beceri ve hisler edinir. Aynı zamanda, yardım etmesine izin verildiğinde, çocuğunuzun başkalarını düşünme becerisi de gelişir.  
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/freedom-learn/201809/toddlers-want-help-and-we-should-let-them?utm_source=FacebookPost&utm_medium=FBPost&utm_campaign=FBPost&fbclid=IwAR1DsQq-jrnYfXCyfOURGYIRlCQWcgXZPTmBvHmJ-bl3_wRDo7XfAWBDEG8

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber