Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Gemisini yürüten kaptandır.” Atasözü doğrultusunda eğitimin çocuklar üzerindeki etkisi ve sonucu. Değer kuralların ötesinde ve dünyevi olduğu gibi, adalet ve ahlak ilkesinin çok çok ötesindedir.
Özet; sosyal toplumda, uğrunda ne pislik yapılırsa yapılsın, son kertede cep doldurmanın ve yükselmenin her şeyden önemli olduğu yolun belirlenmesidir.
(Çocuklar daha küçük yaşta iken toplumun iki yüzlüğünü öğreniyorlar ve sosyal yaşamın maskeli balosuna dahil oluyorlar. Bu hayat bir nevi yemekten sonra tatlı olarak sunulan ve baştan çıkaran çikolata ile süslenmiş halı andırıyor. Önemli olan zamanında ahlaki kurallar doğrultusunda disipline sokmaktır. Çocuklar henüz Tanrılarına dua etmeyi öğrenmeden, aileleri onlara ilmihal kitaplarındaki doktrinler gibi sosyal hayatın kurallarını öğretiyorlar. Hem de vicdanları sızlamadan… Ve bu eğitim evdekine paralel olarak kısmen ailede de devam ediyor. Toplumun kutsal kitapları, moda dergisi olmuş. En önemli ahlaki kural, cemiyet içindeki statüleri, gençliklerinde halkın liderleri hayalini kuran bu çocuklar, içinde yetişkin birer erkek olanlara bakın! Bunların çoğu daha yirmili yaşlara gelmeden her türlü asil arayıştan vazgeçmiş, hayatın gerçeklerine ait inançlarını denize atmış. Toplumun onlardan da beklentisinin kusursuz bir dış görünüm yeterli olduğunu sanıyorlar. Toplumun bu ikiyüzlülüğünü öğrenmeye hevesli olanlara bu yüzden “umut vaat edilen bir genç” deniliyor. Oysa bu toplum düzenine tüm varlığı ile karşı çıkan, gözlerine ve kulaklarına her gün akıtılan zehre karşı kendini tüm gücüyle korumaya çalışan gençlere ise “ailenin yüzkarası” deniliyor.)
(Alıntı)