Çocuklar okulda yaşa değil becerilerine göre eğitilmelidir

Ayak uydurmak için mücadele etti ve kendini asla '' anlayamayacak '' çocuklardan biri olarak kabul etmek için büyüdü. Bu, liseye kadar cebir almaması anlamına gelirdi, bu da üniversite ve kariyer seçimlerini olumsuz yönde etkileyecekti.

Ancak Jack’in hikâyesi pek alışıldık bir seyir izlemedi. Zira okulu, sınıfını “harmanlanmış öğrenme” ortamına dönüştürmüştü. Khan Academy’nin online matematik derslerini ve alıştırmalarını haftada iki üç gün takip edince Jack, alt matematik grubuna gönderilmediği gibi sınıfının matematikte en iyi dört öğrencisinden birisi oldu. Kendi sınıf seviyesinin üzerindeki konular üzerinde çalışıyordu artık.

Jack’in kaydettiği bu gelişme sihirli ya da filmlerde karşımıza çıkabilecek bir şeymiş gibi görünse de, öyle değil. Bu sadece, her öğrenci için kişiselleştirilmiş online eğitimin gücünü gösteren bir örnek.

2015 yılı Ocak ayı başlarında iş dünyasıyla akademik çevrelerden önemli kimseler bir araya gelerek, “Dijital Ekonomi Üzerine Açık Mektup” başlıklı bir yazı yayınladılar. Yazıda, dijital yeniliklerin toplumu yeniden biçimlendirerek benzersiz bir büyümeye olanak tanırken, aynı zamanda ilk kez karşılaşacağımız görülmemiş zorlukların ortaya çıkmasına neden olduğu ifade ediliyordu.

Mektupta imzası bulunanlar, insanları böyle bir geleceğe hazırlamak için eğitim sistemimizde önemli değişiklikler yapmamız gerektiğini belirtiyordu. “Sadece eğitime daha fazla yatırım yapmak yeterli olmayacaktır. Dijital teknolojilerin gücünü kullanarak, her seviyedeki eğitimi yeniden tasarlamamız gerekiyor. Ezberci eğitimden uzaklaşarak bunun yerine yaratıcılık ve kişiler arası etkileşim gibi insana ilişkin değerlerden güç almalıyız.”

Jack’in hikâyesi, neyse ki böyle bir çözüm için çok fazla uğraşmamız gerekmediğini gösteriyor. Amerika çapında, harmanlanmış öğrenmeyi benimseyen okulların sayısı giderek artıyor. Taştan tuğladan binaları olan okullar öğrencilerine online dersler veriyorlar. Harmanlanmış öğrenme, makul bir ücret karşılığında istenen ölçüde ve kişiye özel öğrenme olanağı sağlarken aynı zamanda bildiğimiz anlamda okullu olmanın avantajlarını sunuyor.

Bu çok önemli çünkü her öğrencinin farklı zamanlarda farklı şeyler öğrenmesi gerekir. Harmanlanmış öğrenme sayesinde öğrenciler kendi çizgilerinde ve hızlarında öğrenirlerken, öğretmenler öğrencilerine ayrı ayrı mentorluk ve koçluk yapmak için zaman bulabiliyor.

Bunun sonucunda, okuldayken online öğrenen öğrenciler doğru zamanda doğru eğitim fırsatını yakalayabilir ve başka ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelebilir. Böylece öğretmenler de kendilerine zaman yaratarak öğrencilerinin anlamlı projelerde çalışmalarına, Sokratik tartışmalar yapmalarına, çevreleriyle ilgilenmelerine, tutkularını keşfetmelerini sağlayacak diğer etkinliklere katılmalarına, yaratıcı ve yenilikçi şeyler yapmalarına destek olabilirler.

Harmanlanmış öğrenmeyi kullanan okullar etkileyici sonuçlar alıyorlar. Öğrencilerin yüzde 90’dan fazlasının yoksul olduğu, bütün öğrencilerin siyah, hispanik ya da birden fazla ırka mensup olarak tanımlandığı Los Angeles’taki KIPP Empower sözleşmeli okulu, 2010 yılında harmanlanmış öğrenime geçti. Kaliforniya’daki okulların performansını ölçmek için, en yüksek puan 1000 ve hedeflenen puan 800 olmak üzere, Akademik Performans İndeksi kullanılıyordu. KIPP Empower, 2012-13 akademik yılında 991 puan aldı.

Benzer şekilde, Kolombiya Bölgesi Devlet Okulları’nın on yedisi harmanlanmış öğrenime göre yeniden düzenlendi ve o zamandan beri bu okulların öğrencileri, hem bölge çapındaki değerlendirmelerde hem de Ulusal Eğitimde Gelişme Değerlendirmesi’nde matematik ve okuma alanlarında çok sayıda başarıya imza attı.

Ancak harmanlanmış öğrenimin vadettiklerini sunabilmesi için eğitim sistemimizi zamana dayalı mevcut durumdan çıkarıp, öğrencilerin bir sonraki konu ya da üniteye zamanı gelince değil, yetkinleştikleri zaman geçebildikleri, uzmanlığa dayalı eğitim modeline dönüştürmemiz gerekiyor.

Mevcut zamana dayalı sisteme bağlı kalırsak, Jack gibi öğrencilerin diğerlerini yakalamak isterken yetkinleşmeye devam etmesine ve potansiyelini açığa çıkarmasına engel oluruz. Eğitim sistemimizi buna göre yeniden kurmak, bir öğrencinin kaç yıl okullu olacağına odaklanmaktansa –öğrenmeye değil zamana odaklanan hatalı ölçümler-, öğrencilerin bilgi, beceri ve tavırlarında ne kadar yetkinleştiğini görmemizi sağlar.

Öğrencilerin kredi saatlerinde ilerlemeye çalışmak yerine, ancak bir konu üzerinde gerçekten yetkinleştiklerinde bir sonraki aşamaya geçmeleri durumunda, öğrendikleri şeyleri daha iyi içselleştirdikleri görülüyor. Kulağa pek alışıldık bir yöntem gibi gelmese de, bazı okullar çoktan uzmanlığa dayalı eğitime geçiyor; hatta New Hampshire’daki liselerde öğrencilerin kredileri sınıfta geçirdikleri zamana göre değil, yetkinleşmelerine göre değerlendiriliyor.

Harmanlanmış öğrenme, uzmanlığa dayalı öğrenme için gerekli araçları sunabilir. Online öğrenme geliştikçe, okullar da her öğrenciye kendisi için uyarlanmış yüksek kaliteli bir eğitimi kesintisiz olarak sunabilen bu öğrenme biçimine güvenmeye başlayacak ve böylece öğrencilerin hayat başarıları için kritik olan diğer işlevlerini yerine getirmek için serbest kalabilecekler. Dijital yenilikler çevremizdeki dünyayı hızla yeniden şekillendirirken, bu yeniliklerin bazılarından, öğrencilerimizi bekleyen fırsatlarla onları zorluklara hazırlamak için bu şekilde yararlanabiliriz.

Kaynak: http://qz.com/432308/children-should-advance-in-school-according-to-skill-not-age/