Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Amerikan Aile Terapisi Dergisi'nde Çarşamba günü yayınlanan araştırma, ilkokul yıllarının başlarındaki öğrencilerin, eğitim liderlerinin önerdiğinden önemli ölçüde daha fazla, bazı durumlarda önerildiğinden yaklaşık üç kat daha fazla ev ödevi aldıklarını ortaya koydu.
Geçtiğimiz günlerde sonuçları açıklanan yeni bir araştırma bu stresi net bir şekilde ortaya koydu.
Amerikan Aile Terapisi Dergisi‘nde yayınlanan araştırma, ilkokulun ilk yıllarındaki öğrencilere eğitim otoriteleri tarafından tavsiye edilenden belirgin bir şekilde daha fazla ödev verildiğini açıkladı. Üstelik bazı durumlarda tavsiye edilenden yaklaşık üç kat daha fazla ödev verildiği ortaya çıktı.
Ulusal Eğitim Birliği ve Ulusal Veli-Öğretmen Birliği tarafından kabul edilen standardın adı “10 dakika kuralı”. Her sınıf için her akşam 10 dakika. Bu şu anlama geliyor: Birinci sınıf için günde 10 dakika, ikinci sınıf için 20 dakika ve bu şekilde ödev süresi liseye kadar 120 dakikaya kadar çıkıyor. Her iki organizasyon da anaokulu için ödevi desteklemiyor.
Araştırmada, İngilizce ve İspanyolca konuşan, anaokulundan 12. sınıfa kadar 1,100’den fazla çocuğun ailelerine doldurmaları için anketler dağıtıldı. Araştırmacılar bu anketler sonucunda birinci sınıftaki çocuklara Ulusal Eğitim Birliği ve Ulusal Veli-Öğretmen Birliği tarafından tavsiye edilenden üç kat daha fazla ödev verildiğini ortaya çıkardı.
Ebeveynlerin bildirdiğine göre birinci sınıf öğrencileri, ödeve her akşam tavsiye edilen 10 dakikanın aksine 28 dakika harcıyor. İkinci sınıf öğrencileri için ise ödev süresi tavsiye edilen 20 dakika yerine yaklaşık 29 dakikaya çıkıyor.
Brown Üniversitesi, Brandeis Üniversitesi, Ulusal Çocuk Merkezi ve New England Pediyatrik Psikoloji Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir başka araştırmaya katılan ebeveynlerin söylediğine göre anaokulu öğrencisi olan çocuklar ev ödevlerine her akşam 25 dakika ayırıyor.
“Özellikle hiçbir ödev verilmemesi gereken anaokulu öğrencilerinin, üçüncü sınıf öğrencilerinin yapması gerektiği kadar fazla ödev yapıyor olması benim için tam bir şok oldu” diyor New England Pediyatrik Psikoloji Merkezi klinik direktörü Stephanie Donaldson-Pressman.
“5 yaşındaki bir çocuğu okuldan sonra ödev yapması için bir masa başında tutmaya çalışan herkes bunun nasıl bir şey olduğunu bilir. Çocuklar ödev yapmak değil, dışarıda oyun oynamak, diğer insanlarla etkileşime geçmek istiyorlar. Ve aslında yapmaları gereken şey de bu. Çünkü gerçekten önemli olan şey bu.”
“Öğrenme Alışkanlığı: Ödev ve Öğrenmeye Çığır Açan Bir Bakış” kitabının yazarlarından Donaldson-Pressman, Ulusal Eğitim Birliği’nin bu tavsiyelerini ödevin etkileri ve çok fazla ödevin aileler üzerindeki etkileri ile ilgili bir dizi araştırmanın sonuçlarına dayandırdığını söylüyor.
“Bunun bedeli çok ağır” diyor Donaldson-Pressman. “Araştırmanın verilerine göre bu miktarın üzerindeki ödev, öğrencilerin notlarına ve okul başarılarına hiçbir fayda sağlamadığı gibi okula karşı tutumlarına, notlarına, özgüvenlerine, sosyal becerilerine ve yaşam kalitelerine zarar verdiğine dair gerçek anlamda bir bilimsel kanıt bolluğu bulunuyor.”
Geçen sene sonuçları açıklanan bir başka araştırma ise lise öğrencilerine verilen aşırı fazla ödevin etkileri arasında yüksek düzeyde stres, çocukların hayatında bir denge eksikliği ve ülser, migren, uyku eksikliği ve kilo kaybı gibi fiziksel sağlık problemleri olduğunu gösterdi.
Ödev ve öğrenci performansı arasındaki ilişkinin, en az kesinliğe sahip veri olduğu ortaya çıktı.
2006 yılında ödev üzerine yapılan tek bir araştırma, ödeve harcanan zaman ile başarı arasında bir bağ olduğunu ancak bunun ilkokulda değil ortaokul da daha güçlü olduğunu açıkladı.
Aileler üzerindeki stres
Yeni araştırma ödevin ailelere yaşattığı stresi de inceledi. Ebeveynlerin çocuklarının ödevlerine yardım etme konusundaki özgüvenleri düştükçe, evdeki stresin yükseldiği ortaya çıktı.
Araştırmaya göre ödev üzerine yapılan kavgalar ve yaşanan çatışmalar, ebeveynlerin en az birinin üniversite mezunu olmadığı ailelerde yüzde 200 oranında daha fazla gerçekleşiyor.
Üniversite diploması olan ebeveynler kendilerine biraz daha fazla güveniyor. Çocuklarına ödev konusunda mutlaka yardım etmeseler de, ödev düzeyinin çocuklarına uygun olmadığı konusunda okulla iletişim kurarken özgüvenleri daha yüksek oluyor.
“Eğitim seviyesi daha düşük olan aileler, çocuklarının her ödevi yapabilmeleri gerektiğine inanıyor. Bu yüzden aileler çocuklarıyla tartışıyor, çocuklar kendilerini yenik ve aptal ve öfkeli, hatta çok öfkeli hissediyor. Ardından ebeveynler birbirleriyle kavga ediyor. Bu tam bir felaket senaryosu.”
Donaldson-Pressman son olarak şunu ekliyor: “Araştırmamızın tüm sonuçları, bugün verilen haliyle ödevin, ebeveynleri üniversite mezunu olmayan çocuklara karşı, ebeveynlerinin ana dili farklı olan çocuklara karşı ve ebeveynleri yoksul olan çocuklara karşı ayrımcılığa sebep olduğunu ortaya koyuyor.”
Kaynak: http://edition.cnn.com/2015/08/12/health/homework-elementary-school-study/index.html