Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuk okula başlıyor, bir süre sonra yaramazlık yaptığı gerekçesi ile öğretmeninden okkalı bir tokat yiyor. Çocuk o andan itibaren okula gitmek istemiyor. Korumacı yaklaşan annesi, babadan habersiz, çocuğun okula gitmemesine izin veriyor ve gitmediği günleri evde eğitim vererek telafi ediyor. Bir süre sonra baba durumdan haberdar oluyor ve çocuğu bir hayli hırpalıyor, tedavi gerektirecek kadar.
Çocuk artık zorla da olsa okula devam etmek zorunda kalıyor. Anne bu iş için keyifli bir özel araç ayarlıyor.
Bir gün çocuk tebeşir yutmanın apandisit ağrısı yaptığını duyuyor. Bunu okulu asmak için kullanmaya karar veriyor. Tebeşir yutuyor ve evde ağrıyor diyerek apandisit bölgesini gösteriyor. Ev halkı acilen Alman hastanesine yetiştiriyor. Doktor pek de muayeneye gerek görmeden apandisit olduğuna kanaat getirerek acil ameliyata alıyor. Çocuk okula gitmemek uğruna apandisidinden oluyor. Narkozcu çocuk ameliyatlarında tecrübeli olmadığından narkozu kaçırıyor. Çocuk iki gün sonra uyanabiliyor.
Şimdi bu hikayenin sonu nasıl biter ağalar?
Bu çocuktan adam olur mu? Olmazsa ne olur?
Okullar yakılmalı mı?
Vsvsvs
Demiştik. Devam edelim bakalım ne olmuş:
Yıl 1954dür. Çocuk tebeşir yuttuğu sıralarda Tuna nehrinden gelen buz parçaları boğazı kaplar. Kötü kıştır ve okullar tatil edilir. Çocuk tatili hastanede yatarak geçirir. Gerçekten apandisit boşa gitmiştir. Çocuk anne babası ölünceye kadar okul kırmak için tebeşir yuttuğunu hiçkimseye söylemez. Daha sonra son eşine söyler. Ben dahi ondan duymuşumdur.
Öğretmen annenin çocuğa okul çekici gelsin diye bulduğu yöntem süslü bir fayton ile okula gidip gelmesini sağlamak olmuştur.
Annenin evde çalıştırmasıyla çocuk Alman okulunu kazanır, sonra Robert kolejini. Mezun olunca berkeleydeki Kaliforniya üniversitesi fizik bölümüne kabul edilir. Oradan astrofizik doktorası yapmak üzere Şikago üniversitesine gider. Doktoradan sonra bikaç yıl Princeton ve maryland üniversitelerinde araştırma yapar ve ODTÜ ye gelir. Burada çok iyi bir genel rölativite araştırma grubu kurar. Doktora öğrencilerinden biri ile Einstein denklemlerinin dördüncü en önemli çözümü sayılan çarpışan gravitasyonel dalgalar çözümünü bulur.
Çocuğun adı Yavuz Nutku dur. Okulu asmasına göz yumup evde öğreten anne Naciye Hanım kimya öğretmenidir. Ne olursa olsun okula gidilmesi gerektiğini düşünüp çocuğu hırpalayan baba Ata Nutku bir subay, denizci, ordinaryüs Prof, İTÜ gemi inşaat fakültesi kurucu, şehir hatları vapurlarını tasarlayıp yapan bir ilk kuşak cumhuriyetçidir.
Şimdi yeniden değerlendirme için yeterince bilgi var sanırım.
Hasan Gumral