Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bayramdan bir hafta kadar önce tanık olduğum bu olayı çeşitli açılardan ele alıp kritiğini yapmaya çalışacağım. Sosyal medyadan da paylaştığım bu olay hakkında okurlardan çok farklı yorumlar geldi. Örnek olarak masaya yatırdığım bu olayı farklı bakış açılarından değerlendirip siz değerli okurlarımın görüşlerine de sunmak istedim.
Gece saat 23.00 sıralarında kuzenimle birlikte yürüyüş yapıyorduk ki parkta çimlerin üzerinde ailesiyle oturan kız çocuğunun oturduğu yerden kaldırma oradan da yoğun bir trafiği olan caddeye doğru yürüdüğünü fark ettim. Mesafe koşup da yetişebileceğim kadar yakın değildi. O anda kuzenimle olan konuşmama ara verip arabalara durun diye bağırmaya başladım. Kızın nereye doğru gittiğine anlam vermeye çalışırken yolun ortasında duran arabaların arasından geçerek babasının olduğunu tahmin ettiğim arabanın arka kapısını açıp arabaya bindi. Neyse ki sürücülerin dikkati sayesinde küçük kız kazayı ucuz atlattı. O anda derin bir nefes alıp rahatladım demeye varmadan arkasından koşan annesi, kızı bir anda arabadan çıkarıp azarladıktan sonra okkalı bir tokadı yüzüne aşk etti. Durumun farkında olmayan dört yaşlarındaki kız çocuğu ağlamaya başladı. Annesinin yanından geçerken kendisine yola bu denli yakın bir yerde otururken daha dikkatli olmaları gerektiğini ve çocuğun bu hareketinden kendisinin sorumlu olduğunu çocuğa vurmaması gerektiğini söyledim.
O an orda kız çocuğu kazayı ucuz atlatınca bir rahatlama ve şükür duygusu hissetmiştim. O yaşlarda benimde çocuğum olduğundan başına bir şey gelecek diye çok korkmuştum. Sonrasında annenin- refleks olarak gösterdiğini düşündüğüm-bu tepkisi beni bir kez daha şoke etmişti. Oysa şükredip sarılıp kucaklamasını öpmesini bekliyordum ki tokadı yapıştırıp azarladı. Durumu içime sindiremeyince sosyal medyadan bu olayı okurlarımla paylaşıp durumu değerlendirmelerini benzer durumda nasıl tepkiler verebileceklerini sordum. Yani bir nevi örnek olay inceleme yöntemiyle konuyu okurlarımın da fikirlerini alarak değerlendirmek istedim.
Sosyal medyadan paylaştığım bu örnek olay hakkında okurlardan çok farklı yorumlar gelmeye başladı. Bu yorumları genel olarak üç grup altında toparlayacak olursak birinci grubu anneye hak verip benzer durumda kendileri de olsa yine aynı tepkiyi vereceklerini savunanlar oluşturuyordu. İkinci grubu ise g anneyi şiddet göstermekle eleştirip, kınayan ve anneye tepki gösterenler oluşturuyordu. Son olarak üçüncü grup ise annenin o anki refleksle vurduğunu, anneyi anladıklarını ama çocuğun kazadan değil de anneden yediği tokattan ötürü travma yaşadığını, annenin bu durum karşısında şükür duygusu ile evladını kucaklayıp öpmesi gerektiğini ifade ediyorlardı.
Dikkatimi çeken bazı yorumlarda kimisi tokat sonrası çocuğun bunu bir daha yapmayacağını ifade ederken kimisi de çocuğa iyi bir ders olduğunu söylüyordu. Bu düşünceyi savunanlara katılmadığımı belirterek bu şekilde düşünen ebeveynlere Nasreddin Hoca’nın fıkrasıyla cevap vermek isterim:
Nasrettin Hoca, suya gönderdiği çocuğun eline testiyi vermiş ve;
“–Testiyi kırmadan getir.” diyerek bir de tokat patlatmış.
Yanındakiler hocaya söylenmişler:
“–Hocam, çocukcağız testiyi kırmadı ki, tokat atıyorsun! Bu yaptığın doğru bir iş değil!” Hoca istifini bozmadan cevap vermiş:
“–Doğru söylüyorsunuz; ancak testiyi kırdıktan sonra tokat atmanın ne faydası olur?”
Fıkradan da anlaşılacağı üzere iş işten geçtikten sonra atılacak tokadın maalesef bir anlamı olmuyor. Zira sonuç çok daha acı olabilirdi. Fıkrada önceden atılan tokat aslında tedbir ve tenbihi ifade ediyor. Benzer durumlarda çocuklarımızın böyle hatalar yapmaması için ebeveynleri olarak tedbiri önceden almamız gerekir. Yakın zamanda gerçekleşen balkondan ve pencereden sarkan hatta düşüp hayatını kaybeden çocuk haberlerini de hatırlatmak isterim. Evde alınabilecek basit tedbirler çocuklar için hayati önem arz ediyor. Ancak ebeveynlerin bir anlık hatası telafi edilemeyecek, vicdanları ömür boyu yaralayacak sonuçlar doğurabiliyor.
Çocukların pek çok kez balon, top gibi şeylerin arkasından yola dikkatsizce koştuğu tehlikeli benzer olaylar sonrası anne ve babaların gösterdiği bu tür tepkiler, panik sonrası bir öfke patlaması olabildiği gibi kendisine bu korkuyu yaşattığı için ebeveynin çocuğa boşalttığı stres boşalması, deşarj hali de olabilir. Bazen de kendisin bile anlam veremediği kültürel bir kalıp olarak sergilediği bir davranış olabiliyor.
Yaşanan bu olayı çocuk açısından değerlendirdiğimizde tokadı yediğinde acaba ne düşündü, nasıl bir duygusal etki yaşadı? Anne çocuğu tokatlayınca çocuk o an yediği bu tokadı, babasına olan bağlılığı ve sevgisinin bedeli olarak mı yoksa annesinin yanından uzaklaştığı için mi yedi bilemeyecek. Bu travma onda ileri yaşlarda bile kendi başına bağımsız bir eylemde bulunma, girişimcilik özgüven konularında gibi konularda sorunlar yaşamasına ve suçluluk duygusu neden olabilir.
Küçükken başımdan geçen ve dün gibi hatırladığım bir olayı konunun daha iyi anlaşılması açısından anlatmak isterim. Sanıyorum 90 yıllardı. O yıllarda ekonomi böyle günümüz koşullarındaki gibi iyi değildi. Amcamlar yeni bir araba almışlardı. Kuzenlerimle merak ettiğimizden içine bakmak ve şoförcülük oynamak istemiştik. Bahçede top oynamak için arabadan çıktığımızda anahtarı da içerde unutmuşum. Her nasıl olduysa kapıların kilitlerini içerden kapatıp öyle çıkmışız. Bir anda panikleyip korktum. Çocuk aklı ya… Bir daha arabayı çalıştıramayacaklarını ve kapıyı açamayacaklarını düşünmüştüm. Ya da camı kıracaklarını ki cam da çok pahalı olduğundan ailemin ve amcamın bana çok kızacaklarını düşünüp komşumuzun bahçesine atlayıp duvarın arkasında akşam hava kararıncaya kadar saklanmıştım. Korkudan eve gidemiyordum. Korku, utanç ve pişmanlık duyguları ile dakikalar saatleri kovalamış akşam olmuştu. Ta ki kuzenlerimden biri bahçede beni fark edene dek… “Ne yapıyorsun burada?” diye sorunca “anahtar arabada kaldı ya korkudan eve gidemiyorum” diye söyleyince “korkmana gerek yok yedek anahtar ile çoktan açtılar” dediğini duyana dek. O an derin bir nefes aldım. Omuzlarımdan büyük bir yük atmış gibi rahatladım. Aç susuz halde eve koştum. O gün bu olay bana ders olmuştu. İnanın bugün bile kolay kolay emanet araba kullanmıyorum.
Yorumlarda annenin şükür duygusuyla evladını öpüp kokladıktan sonra çocukla güzelce konuşup kendisi için ne kadar endişelendiğini ve bu davranışının ne kadar tehlikeli olduğunu anlayabileceği şekilde anlattığında çocuk olaydan gerekli dersi almış olacaktır. Anne babaya karşı güvenli bağını korumaya devam edecektir. Yaşamının geri kalanında her davranışından şüphe,kaygı, korku ve pişmanlık da duymayacaktır.
Bu tür durumlarda hata yapan çocukları hastalanan insanlara benzetiyorum ki bir ebeveynin ya da doktorun hastalanan kişilere neden hastalandın diye bağırıp kızması ile yola çıkarak hata yapan kız çocuğuna tokat atmak bence aynı şey. Burada neden hasta oldun demek yerine hastayı iyileştirmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmak en sağlıklı olanı değil midir? Bu durum çocuğa tokat atan anneye kızgınlıkla tepki gösterenler için de aynıdır. Annenin de bu tutum ve davranışını doğru şekilde tedavi edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Özetle bu tür durumlarda esas olan duygularımıza hâkim olabilmek ve soğukkanlılıkla duygularımızı kontrol edebilmektir. Bu konuyla ilgili olarak ebeveynlere çok olumlu katkısı olacak Daniel Goleman’ın Duygusal Zekâ(EQ) kitabını okumalarını tavsiye ederim. Bazen doğru olanı bilmek doğru davranış göstereceğimiz anlamına gelmiyor. Kaza durumlarında sürücülerin fren yerine gaza basması örneğinde olduğu gibi… Bu noktada esas olan duygu kontrolüdür.
Vedat Demir