Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
ÇOCUĞUMU OKULA NASIL HAZIRLAYABİLİRİM?
Klinik Psikolog Hilal Çerçel
Bir tatili daha geride bıraktık. Umarız hem çocuklarınız hem de siz bol bol dinlenmiş, gezmiş, sohbet etmiş, oynamış kısacası hem anılar dosyasına yenilerini eklemiş hem de yeni bir kış için enerji haznesini doldurmuşsunuzdur. Şimdi çocukların belki biraz zorlanarak belki de çokça özleyerek okula dönme vakti.
Bu tür uzun tatiller sonrasında rutine alışmak biz yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar için de zaman alabilmektedir. Erken kalkmakla uykuda beliren düzensizlikler, evden ve anne babadan uzak kalınması ile yaşanacak özlem ve tabii ki “tatil” olması nedeniyle biraz bilinçli biraz da olası akraba müdahalesiyle zayıflayan kurallar gibi nedenler özellikle küçük çocukların tekrar sizden ayrılmak ve okula gelmek konusunda zorluklar yaşamasına neden olabilir.
OKULA UYUM SÜRECİ NASIL KOLAYLAŞTIRILIR?
Peki, okula başlarken yaşanan oryantasyon sürecini kolaylaştırmak için neler yapabilirsiniz? Bu sürecin nasıl geçeceğine dair ön sinyalleri nasıl okuyabilirsiniz?
Okula başlamak, erken çocukluk olarak adlandırılan 0-6 yaş arasındaki dönemin en önemli gelişim adımlarından biridir. Çocuklar bu dönemde pek çok gelişim göreviyle başa çıkmaya çalışırlar. Gelişimin bu dönemde çok hızlı ilerliyor olması ve yaşam boyu bizimle olacak bazı özellikleri, tutum ve davranışları da kazandığımız bir dönem olması nedeniyle bu yaş aralığında yaşadıklarımız oldukça önemlidir. Bu noktada okula başlama ile sosyal etkileşim ağını genişletmeye, kendisine bakım veren yetişkinlerden ayrı olduğu bir ortamda istek ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan çocukların, bu yeni ortamda biraz kaygı duymaları, davranış değişiklikleri göstermeleri oldukça doğaldır. Yeni ve onun için bir miktar belirsiz olan bu yaşantı tanıdık ve belirgin, dahası rutin hale geldikçe, çocuk bu yeni yaşantı içerisindeki yeni nesnelerle bağ kurdukça rahatlayacak ve bu durum onun keyif aldığı bir yaşantıya dönüşecektir.
Ancak bu geçiş sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılması ve çocuğu okula hazırlama da tek bir doğru yolun ya da yöntemin olmadığı, her çocuğun ve ailenin kendi biricik sürecini yaşayacağı unutulmamalıdır. Dahası bu tür dönemlerin nasıl geçirileceği pek çok faktörden etkilenebilmektedir. Araştırmalar özellikle anne-baba tutumlarına ve 0-3 yaş arasında çocuğun bağlanma sürecinin etkilerine vurgu yapmakla birlikte; çocuğa sunulan çevre, ailedeki iletişim şekli, aile içi dinamikler ve çocuğun mizaç özellikleri de oldukça önemlidir. Sonuç olarak dikkat edilecek değişken sayısı oldukça fazladır. Bu noktada eğer halen zorluk yaşamanız söz konusu ise yine kararlı, sakin ve rahat kalmanız, resmin tamamını görmeye çalışarak hem yukarıda saydığımız nedenleri hem de çocuğunuz ve ailenize özgü diğer dinamikleri gözden geçirmeniz faydalı olacaktır. Bununla birlikte yapılan araştırmalar ve deneyimlerimizden yola çıkarak okula alışma sürecinde çocuklar için destekleyici/kolaylaştırıcı ve zorlaştırıcı olabilecek faktörleri sizinle paylaşmak istiyoruz. Sizde böylece bir öz değerlendirme yapabilirsiniz.
Okula Uyum Sürecini Zorlaştıran Faktörler:
Çocuğun 0-3 yaş arasındaki dönemde anne ve babadan (ya da temel bakım veren kişiden) ayrı kalmada güçlük yaşıyor olması (ayrı uyuyamama, ebeveynler işe gidince ağlama vb.),
Ebeveynlerin kaygı eşiklerinin düşük olması (kaygıya yatkınlık),
Anne-babanın çocukla yeterince oyun oynamıyor/vakit geçirmiyor olması,
Çocuğun daha çok yetişkinlerle vakit geçiriyor olup, diğer çocuklarla etkileşime girme olanaklarının oldukça kısıtlı olması,
Çocuğun özbakımının yetişkinler tarafından yapılıyor olması,
Anne-baba arasında ya da ev içinde yaşanan süreğen gerginlikler olması,
Aile içinde yaşanan önemli yaşamsal değişimler olması (kardeş doğumu, boşanma, taşınma, hastalık, bakıcı değişimi, anne-babanın iş yoğunluğu vb.),
Okula başlama ile eş zamanlı çocuğun diğer gelişim görevleri ile başetmeye çalışması (tuvalet eğitimi, yalnız yatma vb.),
Anne-babanın ve diğer aile üyelerinin okula gidilmesi konusunda aynı fikirde ve tutarlılıkta olmaması,
Anne-babanın çocuktan ayrılmak konusunda hissettiği duygularla başa çıkamıyor olması (tedirgin, üzgün, sabırsız olmak gibi).
Okula Uyum Sürecini Kolaylaştıran Faktörler:
Çocuğun daha önceden olumlu bir oyun grubu deneyimi olması,
Çocuğun okul arkadaşları ile okul dışında da vakit geçirme olanağının olması,
Çocuğun hayatında anne-baba ile birlikte çocuğa bakım veren, çocuğun güven duyduğu başka yetişkinler olması (büyükanne, büyükbaba, bakıcı vb.),
Ebeveynlerin kaygı ve stresle başetme becerilerinin olması,
Çocuğu okula bırakmaya yönelik anne-babanın kendilerini hazırlamış olması (güven veren, sabırlı, kararlı tutumla kısa vedalaşma rutini ya da okula bırakma görevinin çocuğun daha rahat ayrıldığı bir yetişkine devredilmesi),
Okul sonrası anne-babanın çocuğu karşılaması ve birlikte vakit geçiriyor olmaları (tercihen oyun oynamaları),
Çocuğun bağımsızlığının aile tarafından destekleniyor olması (kendi yemeğini yemesi, giyeceğini seçmesi ve giyinmesi, kendi odasında yatması vb.),
Evde çocuğa sorumluluklar verilmesi,
Evde rutinlerin oluşturulması (yemek saati, yatma saat, vb.),
Sabah okula hazırlık için çocuğun ihtiyaç duyduğu zamana göre bir kalkma saati belirlenmesi ve hazırlık rutininin oluşturulması,
Anne-babanın okula ve eğitimcilere güven duyması,
Anne-baba ve öğretmenin iletişim halinde olması, işbirliği geliştirmesi,
Evde okulla ilgili konuşulabiliyor olması,
Çocuğun okuldan her gün söz verilen saatte ve söz verilen şekilde alınması.
Dolayısıyla öncelikle bir durum değerlendirmesi yapın. Onu zorlayacak etkenler mi daha fazla yoksa destekleyecek etkenler mi? Zorlayıcı etkenleri gidermek adına destekleyici etkenleri uygulamaya başlayabilirsiniz. Bununla birlikte çocuğunuzu en iyi tanıyan kişiler olarak onu neyin tedirgin ettiğini bulmaya çalışarak güvende hissetmesi için yardımcı olmanız, onu diğer çocuklarla kıyaslamadan anlamaya çalışmanız, ses tonunuzla, beden duruşunuzla ve sözlerinizle bu yeni ortama olan güveninizi ona ifade etmeniz, sakin ve sabırlı kalmanız ve bağımsızlığını destekleyerek onu sosyal hayata hazırlamanız bu süreci kolaylaştıracaktır. Önemli olan kendilik gelişimini örselemeden bu geçiş sürecinin yaşanmasıdır.
Maria Montessori’nin dediği gibi;
“Çocuk için önemli olan kendilik gelişimidir. Kendi öz kaynaklarını ve yabancı, karmaşık dünya ile başa çıkma becerisini geliştirmeye gereksinimi vardır. Duyuları yoluyla, kendisi için öğrenmek, görmek ve yapmak ister, bir yetişkin gözleri ile değil. Çocuk bunları dünya ile uyum içinde başardığında, tam bir kişi olmaya baslar