Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Sınıfların doğayla, matematiğin balık avlamayla, dil bilgisinin yemek pişirmeyle yer değiştirdiği bir okul hayal edin. Yeni Zelanda’da, Auckland’ın güneyindeki bir kasaba, akarsular ve Kauri ağaçlarının arasında böyle bir okula ev sahipliği yapıyor. Deep Green Bush Okulu’nda ev ödevi yok, bilgisayarlar yok. Bunların yerine doğayla bağlantı kurmaya çalışan ve kendi öğrenim çizelgelerini oluşturan öğrenciler var. Günlerinin büyük bölümünü dışarıda, kırsal bölgeyi keşfederek, balık tutmayı ve avlanmayı öğrenerek geçiriyor; hareketlerinin doğal yaşamı veya dünya üzerindeki diğer insanları nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyorlar.
Müfredattaki en önemli dersler; kitap okumak, ağaç dikmek, primitif düzeyde hayatta kalmayı öğrenmek ve kendi görüşlerini huzurlu ve barış dolu bir ortamda birbirlerine aktarabilmek. Okuma, yazma, matematik gibi geleneksel okul dersleri ise öğrencilerin bu konulara ilgi göstermek istedikleri zamanlarda işleniyor. Derslerin içeriğine öğretmenler değil, öğrenciler karar veriyor. Dikte etmeden, okuma yazmaya gerçekten değer vermeleri amaçlanıp, bu sayede bu konulara daha çok ilgi göstereceklerine inanılıyor. Okulun bir de konseyi mevcut. Burada da öğrenciler güncel meseleleri tartışıp hayat tecrübesi yeteneklerini geliştiriyorlar.
“12 sene boyunca matematik, İngilizce gibi dersleri okumaya ihtiyacımızın olduğu sadece bir efsane.”
“Okullar çocukları, gelecekte başa çıkmak zorunda kalmaları muhtemel olan iklim değişikliği gibi global problemlere hazırlamıyor,” diyor okulun kurucusu ve müdürü Joey Moncarz. Kendisi, daha önce öğretmenlik yaptığı okuldan 5. yılının sonunda, duvarsız sınıfları ve sınavsız dersleri olan bu radikal okulu kurmak için istifa etmiş. Moncarz bu yeni eğitim modelinin işe yaradığını ve okuldaki öğrencilerin hayatta başarılı olacağına inancının sonsuz olduğunu ekliyor. “12 sene boyunca matematik, İngilizce gibi dersleri okumaya ihtiyacımızın olduğu sadece bir efsane,” diyen Moncarz, öğrencilerin ancak kendi zevk aldıkları ve değer verdikleri konularla ilgilenerek başarılı olabileceklerini belirtiyor.
Mutlu ve stressiz çocuklar;
Çocukları bir sınıfa kapatıp dikte edilen dersleri işlemenin ve öğrenmeye zorlamanın pek çok soruna yol açtığını çok çok uzun zamandır deneyimlediğimizi vurgulayan okul müdürüne göre, genel olarak “problem çocuk” olarak nitelendirilen öğrenciler Green Deep Bush’da mevcut değil. Öğrencilerin ebeveynleri, çocuklarının bildik eğitim kurumlarında mutsuz ve stresli olduğuna karar verip eve bu duygu halleriyle gelmelerinin normal olmadığını sorgulamaya başladıklarında, doğru yolun bu tip alternatif bir eğitim sistemi olabileceğini düşünmüşler. Bir ailenin açıklamasına göre, 6 yaşındaki kızları Green Deep Bush’a başladığından beri daha az stresli ve okula gitme motivasyon çok yüksek. Üstelik her geçen gün bağımsız bir birey olma özelliklerini pekiştirerek kendine güvenini artırıyor.
Green Deep Bush, bakanlık düzeyinde gözetimde olmakla beraber, ülke çapında bağımsız bir okul olarak kabul görüyor. Bu sayede Yeni Zelanda’nın standart eğitim planına uymak zorunda kalmıyor. Ancak gelecek öğretim yılında da açık olabilmesi için, gerekli teftişleri geçmek durumunda.
Doğaya dönüş ve alternatif eğitim kurumları
Günümüzde çoğumuz, doğal yaşam ile bağlantımızın koptuğunu hissedip doğaya dönmeye çalışıyoruz. Otago Üniversitesi’ndeki kıdemli okutman Dr. David Berg, Green Deep Bush gibi alternatif eğitim kurumlarının sayısının da bu nedenle dünya genelinde arttığını vurguluyor. Özellikle İskandinav ülkelerinde bu sayı oldukça fazla. Ancak yine de uzmanlar, eğitimcilerin çocukların modern dünyada iş bulabilecekleri yeteneklerini de pekiştirmeleri konusunda dikkatli olmaları gerektiğinin altını çiziyor.
Kaynak: Egitimpedia