Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Eğitime iyi örnek olmak adına Hasan Kartal öğretmenimizi ve yaptıklarını sizler için paylaşacağız. Bu okul Finlandiya'da falan değil, Diyarbakır'da bir köy okulu. Peki bu okulun özelliği ne mi? Okuyun ve bu sıradışı eğitimin nasıl gerçekleştiğini görün.
Hasan Kartal, Diyarbakır Sur’daki Kumrucuk İlkokulu’nda 'üretim içinde eğitim' dediği modelle köyün sosyal dokusunu değiştirdi.
Okulun hem müdürü, hem tek öğretmeni Hasan Kartal, çocukluğundan başlayarak sınıf öğretmeni olmayı hayal etmiş. Şimdi 8 yıllık öğretmen. Meslek hayatının dört yılı bu köy okulunda geçmiş. Geride kalan 4 yılda Kumrucuk Köyü İlkokulu'nda idealindeki sınıf modelini hayata geçirdi. Öğrencilerini sabah sobada pişirdiği çorbayla karşılayan Hasan öğretmen sınıfı hem eğlence hem eğitim için rüya köyüne dönüştürdü.
İlk zamanlar okulda öğrencilerin kullanabileceği bir askı bile yok. Hasan Öğretmen, köyden bulduğu bir ağaç dalını duvara çakıp askılık yapıyor. Zamanla sınıfta sobanın üzerinde makarna ve çorba hazırlayarak çocuklara yemek yapmayı, beslenmeyi öğretmeye başlıyor. Hazırladıkları yemeğin ürününü de yetiştirmeye karar verince okul bahçesinin bir kısmını sebze ekip biçmeye ayırmış.
10 Kasım’da tahtalardan temsili Anıtkabir inşa edip anma düzenliyor ya da dersliği sinema salonuna çevirip üç boyutlu animasyon izletiyor.
Serbest etkinliklerin bazılarını öğrencilerin isteklerine göre düzenlediğini, bazılarını da kendisinin planladığını anlatıyor.
Kasım ayının başında 'Yılın Örnek Öğretmeni' ödülü aldı.
BİRDEN BİRE OLMADI
"Benim hayalimdi öğretmen olmak. Sınıf öğretmeni olduğumdan beri aşkla, sevgiyle işimi yapıyorum. Her şey birden bire olmadı. Büyük emek, büyük özveri gerekti" diye anlatıyor Hasan Öğretmen.
EVE GİTMEK İSTEMİYORLAR
Okula gitmek istemeyen çocuklar zaman içinde okulu o kadar sevdi ki paydos zili çalınca artık eve gitmek istemiyorlardı.
"Sınıfta makarna, çorba pişirerek başladık. Sonra bahçede üretime geçtik" diyen Hasan Öğretmen, "Biber, domates, roka, sarımsak, marul, havuç, patates ektik. Mevsiminde hangi sebze meyvenin ekilmesi gerekiyorsa onu ekiyoruz. Bu çocuklar için aynı zamanda öğrenme süreci oluyor. Pişirmeyi, beslenmeyi, beslendiğinin nasıl yetiştirildiğini öğreniyor çocuklar" ifadelerini kullanarak devam ediyor:
"Ama esas önremlisi üreterek hayatı öğreniyorlar. Hayat sadece okuma yazma, dört işlem yapma beceresini öğrenmekten oluşmuyor. Okul böyle bir yer değil. Eğitim, çocukları hayata hazırlamak, geleceğe hazırlamaktan geçiyor. Bu durumdan aileler de memnun. Çocukların hem okul becerileri gelişiyor, hem aile içinde sosyal davranışlarında değişimler oluyor.
Babaanneler arayıp dua ediyor. Sizden sonra hem torunun dersleri iyi oldu hem saygıyı öğrendi diyorlar. Gözle görülür değişim var. Gezi olduğu zaman aileler gözü kapalı güveniyor. Çocuğun büyüğüne, büyüğün küçüğe davranışı, iletişimi güveni değişti. Okulda eğitimin toplumu değiştirebildiğini görüyoruz."
Köy okulu için bir destek çağrısı yok. Çünkü Hasan Öğretmen için destek demek hazıra konmak anlamına geliyor.
Üretimin kendisinin ve üretim sürecinin önemli olduğunu düşünüyor. Köyde atıl durumda ne varsa öğrencileriyle onu alıp başka bir şeye dönüştürüyor. "Kendi özgücümüzle başarmanın keyfi başka" diyor Hasan Öğretmen.