Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Bir okulun başöğretmeni okul yöneticisidir. Okul müdürleri o okulun başöğretmenidir.
Okulların varlık sebebi öğrencilerdir. Okulda gerçekleştirilen her türlü düzenlemenin, yönetsel ve eğitsel çalışmanın, etkinliğin odağında öğrencilerin iyi olma halinin ve öğrenmesinin geliştirilmesi yer almak zorundadır. Öğrencinin iyi olma hali ve öğrenmesini eğitim öğretim ekosistemi içinde pek çok faktör etkiler. Millî Eğitim Bakanlığının politikaları, kararları, liderlik kapasitesi ve uygulamaları, il millî eğitim müdürlükleri ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin karar ve uygulamaları, ailelerin sosyo-ekonomik özellikleri, öğretmen meslek örgütlerinin karar ve eylemleri, okulun fiziki koşulları, okuldaki öğrenme iklimi ve kültürü, öğretmenlerin bireysel kapasiteleri ve mesleki nitelikleri, öğretim programları, sınıf içi öğretim uygulamaları, ölçme değerlendirme sınavlarının niteliği gibi pek çok faktör okullarda öğrenme çıktılarını etkileme potansiyeline sahiptir. Ancak bütün bu faktörlerin etkileşimini düzenleme ve öğrenciler için daha iyi bir öğrenme ortamı oluşturmada okul müdürü belirleyici bir role sahiptir.
Okul müdürü başöğretmendir. Farklı dillerde okul müdürü için kullanılan sözcüklerin anlamı incelendiğinde, okul müdürünü tanımlayan sözcüklerin Türkçe’de karşılığının “başöğretmen” olduğunu görürüz. Öğretmenler içinden, onlara baş olan bir “usta”yı, bir bilgeyi ifade eder başöğretmenlik. Eşitler arasından kişisel ve mesleki olarak daha çok olgunlaşmış olan, diğerlerine rehberlik etme, diğerlerini yönlendirme, birlikte çalışmalarını sağlama, çalışmalarını izleme, değerlendirme ve daha mükemmeli gerçekleştirmek için dönüt sağlama istek, irade, kapasite ve yeterliliğine sahip olandır başöğretmen. Başöğretmen olarak okul yöneticisi ne yapar?
Millî eğitimin temel amaçları ile okulun genel amaçlarının hayata geçirilmesini sağlayacak bir öğretim anlayışı, öğrenme kültürü ve okul iklimi oluşturulmasına önderlik eder.
Okulda öğretim süreçlerinin ve yönetim süreçlerinin öğrencilerde beklenen kazanımların gerçekleşmesine hizmet edecek şekilde planlanmasına önderlik eder.
Öğretim süreçlerini ve yönetim süreçlerini izler, gerekli hallerde yeniden düzenlemeler yapılmasını temin eder.
Öğretim programlarının uygulanmasında yönlendirmeler yapar ve öğretim uygulamalarını izler.
Öğretim programı, öğretim uygulamaları ve ölçme değerlendirme uyumunu sağlamak için günlük ve yıllık planları ve planların uygulanmasını izler.
Öğrencilerin gelişiminin ve başarısının izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla etkili bir izleme ve değerlendirme programı oluşturur, bu programdan elde edilen verilerin öğrencilerin gelişimi ve öğrenmesini güvence altına almak için kullanılmasını temin eder.
Öğretmenlerin ve diğer çalışanların performansını izler, değerlendirir; mesleki gelişim ihtiyaçlarını belirler, mesleki gelişim için gerekli desteği sağlar.
Adil ve tutarlı bir öğrenci disiplin politikası geliştirilmesini ve uygulanmasını temin eder.
Toplumun ve ebeveynlerin katılım ve katkılarını artıracak stratejiler ve uygulamalar geliştirir.
Mali kaynakların, fiziki tesis ve donanım ile insan kaynaklarının öğrencilerin gelişimini ve öğrenmesini destekleyecek şekilde temini ve yönetimini sağlayarak, bu konularda tüm iş ve işlemlerin zamanında, etkili bir şekilde ve yasal düzenlemelere uygun olarak yapılmasını temin eder.
Okul müdürlüğü öğretmenlerin öğretmenliğidir. İyi bir öğretmenlik ve iyi bir yöneticiliğin ahenkle bir araya gelmesiyle iyi bir okul müdürü ortaya çıkar. Okul müdürü olmak için iyi bir öğretmen olmak gerekir. Ama iyi bir öğretmen olmak yetmez. Aynı zamanda okulu eğitim sisteminin bütünü içinde anlamlandırabilmek, eğitim öğretimde öğretmenlere, öğrencilere, ebeveynlere önderlik yapabilmek, planlama, izleme ve değerlendirme süreçlerinin tasarımı, uygulanması ve geliştirilmesine yönelik etkinlikleri yönetebilmek gerekir. Aynı zamanda öğretme ve öğrenme süreçlerine önderlik etmek için güçlü bir motivasyona sahip olmak gerekir. Diğer yandan kaynak yönetimi bilgi ve becerisi ile yasal düzenlemelere ilişkin bilgi ve prosedürleri uygulama becerisine de sahip olmak gerekir.
Okul müdürlüğü başöğretmenlik kavramından uzaklaştıkça öğretmenliği esas alan bir liyakat anlayışından da uzaklaşır. Mevcut durumda okul müdürü olmak için öğretmenlik yalnızca biçimsel bir ön koşul niteliği taşır. Okul müdürlerinin seçilmesi ve görevlendirilmesi ile ilgili süreçlerde eğitim öğretim süreçlerine önderlik etmek, izlemek ve değerlendirmek gibi öncelikli alanlarda doğrudan bir değerlendirme yapılmamaktadır.
Okul yöneticilerinin seçilmesi ve görevlendirilmesinde mevcut paradigma içinde yönetmelik değişiklikleri ile çözülemeyecek nitelikte bir sorun var. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarına yönetici atanması veya görevlendirilmesini düzenleyen yönetmelikler 1990 yılından 2018 yılına kadar geçen 28 yıllık zaman dilimi içinde 14 kez değiştirildi. Ortalama iki yılda bir yönetmelik değişikliği yapıldı. Her yönetmelik değişikliğinde okul müdürlerinin ve müdür yardımcılarının seçilmesi, atanması veya görevlendirilmesi ile ilgili sorunların çözüleceği iddia edildi. Ne yazık ki yönetmelik değişikliği yapanların çoğunluğu, tanımlamadıkları ama kendi zihinlerinde varlık bulan bir yönetici seçme ve atama sorununu gerçekten çözebileceklerine de inandılar. Bugün, 2018 yılında bizim ülke olarak bir okul yöneticisi ve okul yönetimi problemimiz var. Ortalama iki yılda bir yönetmelik değişikliği yapmaya devam etmek de hem sorunun hem de çözümün çok uzağında kaldığımızın bir göstergesi olarak okunabilir.
Yönetmelikler değişse de, yönetici atama veya görevlendirmenin özünün hiç değişmediği olgusunu kabul etmek zorundayız. Halen yürürlükte olan yönetmeliğe göre okul yöneticisi seçmede sözlü sınav ölçütleri ve oranları şu şekildedir;
Mevzuat bilgisi: %40,
Analitik düşünme ve analiz yapabilme kabiliyeti: %10,
Temsil kabiliyeti ve liyakat düzeyi: %10,
Muhakeme gücü ve kavrayış düzeyi: %10,
İletişim becerileri, özgüveni ve ikna kabiliyeti: %10,
Genel kültür: %10,
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi: %10.
Bu ölçütlerin içinde eğitim öğretim programları, planları, eğitim öğretim ve yönetim süreçlerinin planlanması, izlenmesi, değerlendirilmesi gibi, bir başöğretmenden beklenecek olmazsa olmazlar yok.
Okulu geliştirmek istiyorsak, bunun en etkili ve en kısa yolu her okul için bir başöğretmen yetiştirmektir. Her okulun başında bir başöğretmenin olmasını sağlamaktır. Ancak bu göründüğü kadar kolay olmayabilir. Her okulun başında bir başöğretmen olması için eş zamanlı olarak; (a) başöğretmen olarak okul yöneticisi yetiştirmenin kurumsal yapısının, içeriğinin ve kapasitesinin oluşturulması, (b) okul yöneticiliğini profesyonel bir meslek olarak ele alan bir yönetici seçme, atama ve okul yöneticiliği sistemi geliştirilmesi gerekir.
Türkiye’de “eğitim yönetimi alanının dünya ile rekabet edecek düzeyde geliştiği” bu alanın akademisyenleri tarafından sık sık dile getirilir. Teorik olarak, bu tespite bazı çekincelerle de olsa katılabiliriz. Ancak eğitim yönetimi ve denetimi adı altında açılan lisansüstü programların yapısı ve içeriğinin pratik olarak, okul yöneticisi yetiştirme ihtiyacını karşılamaktan oldukça uzak kaldığını söyleyebiliriz. Söz konusu lisansüstü programlar daha çok teorik olarak eğitim yönetimi ve denetimi alanının temel konularını kapsamaktadır. Bu programlar bütünde okul yöneticilerinin başöğretmen olarak yetiştirilmesi için gerekli olan eğitim öğretim süreçlerinin planlanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi ile kaynak yönetimi, yasal düzenlemeler ve prosedürlere ilişkin bilgi, uygulama becerisi ve yetkinlikleri kazandıracak bir yapı ve içeriğe sahip değildir. Okul yöneticisi yetiştirmeye yönelik lisansüstü programların içeriğinin eğitim öğretim süreçlerinin yönetimine odaklanması ve akademik odaklı eğitim yönetimi ve denetimi programlarından farklılaşması gerekir. Okul yöneticisi yetiştirme programlarının teori ile uygulamayı bütünleştirmesi, eğitim öğretim süreçlerinin, programlarının ve etkinliklerinin planlanması, yönetimi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi ile mevzuat bilgi ve uygulamalarını dengeli bir şekilde kapsayacak bir yapıda düzenlemesi gerekir. Bu düzenleme ile eş zamanlı olarak, lisansüstü programları yürütecek akademik kapasitenin de uygulama boyutunu kapsayacak şekilde geliştirilmesi için önlemler alınmalıdır. Aksi takdirde mevcut haliyle eğitim yönetimi ve denetimi alanında lisansüstü programlardan bir diplomaya veya mezuniyet belgesine sahip olmanın okullarda yönetim kapasitesinde eğitim öğretimin niteliğini geliştirecek düzeyde bir etki oluşturma potansiyeli oldukça sınırlı kalacaktır. Okul yöneticiliğinin profesyonel bir meslek olarak tanımlanması, okul yöneticiliği için sağlam temellere dayalı bir yönetici yetiştirme eğitimi gerektirir.
Ülkemizde okul yöneticiliği hiçbir zaman profesyonel bir meslek olarak görülmemiştir. Mevcut durumda da “ikinci görev” olarak, belirli süreli bir görev niteliği taşımaktadır. Yukarıda “başöğretmen ne yapar?” sorusu altında başöğretmenden beklenen görev ve roller geçici bir süre için ve ikinci görev olarak gerçekleştirilebilecek görev ve roller değildir. Bu görev ve rollerin yerine getirilmesi için başöğretmenlik “ikinci görev” değil, profesyonel bir meslek olarak tanımlanmalıdır. Bu mesleğin öğretmenliği de kapsaması ve öğretmenlik üzerine inşa edilmesi, okul yöneticiliğini ikinci görev olarak tanımlamayı meşru kılamaz. Okul yöneticilerinin seçilmesi ve atanması süreçlerinin, başöğretmenlik görev ve rolleri ile ilişkilendirilmesi gerekir. Başöğretmenlik bir öğretmenin alabileceği ne yüksek mesleki unvan ve onurdur. Bu nedenle okul yöneticilerinin özlük haklarının da okul yöneticilerinin yani başöğretmenin görevleri, rolleri ve sorumlulukları ile uyumlu hale getirilmesine ihtiyaç vardır.
Dünyanın en iyi öğretim programını geliştirebilir, yüksek nitelikli öğretim materyalleri sağlayabilirsiniz. Tüm okullara yeterince kaynak aktarabilir, tüm okulları güncel ve yeterli teknoloji ile donatabilir, yeterince öğretmen istihdam edebilirsiniz. Okulların fizikî tesis ve donanım eksikliklerini de giderebilirsiniz. Bütün bunları yapmak kendi başına eğitimin niteliğini artırmaz. Kaynakların öğrencilerin gelişimini ve öğrenmesini destekleyecek şekilde kullanılması, öğretmenlerin gelişiminin sağlanması ve motivasyonunun artırılması, okulda tüm paydaşlar arasında etkili bir iletişim ve işbirliği sağlanması, öğretmen öğrenci etkileşiminin niteliğinin geliştirilmesi, öğrenmeyi destekleyecek bir öğretme ve öğrenme anlayışı ve okul kültürünün oluşturulması etkili bir eğitim öğretim önderliğine bağlıdır. Sonuç olarak, okullarda eğitim öğretimi geliştirmek etkili bir başöğretmenlik yapısı ve kapasitesi oluşturmaktan geçer. Okulu okul yapmak, “mahallenin mektebi” yapmak, öğrencilerin sağlıklı bir şekilde geliştiği ve etkili bir şekilde öğrendiği bir ortam haline getirmek, öğretmenlerin öğretmen olmaktan gurur ve onur duydukları bir yer haline getirmek, her okulun başında iyi yetişmiş bir başöğretmenin bulunması ile mümkün olabilir.
Yazar: Emin Karip
Kaynak: Tedmem