Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Çocuklar farklı kişiliklerdir. Bir sınıfta 10 larca çocuk vardır ve her biri ayrı kişilik ve yapıya sahiptirler. Kimi üzgün, kimi mutsuz, kimi komik kimi çok neşeli diye sıralayabiliriz.
Bir öğretmen sınıfında farklı psikolojilere sahip çocuklara nasıl yaklaşması gerektiğini ve o çocuğun neler hissettiğini tahmin etmeli ve bu durumlardan ders çıkarmalıdır
Mutlu, üzgün, şaşkın, korkmuş hissetmemiz gibi öfke de doğal bir duygumuzdur, kontrol edemediğimizde pek çok olumsuz duyguyu daha hissetmemize sebep olacak durumlar yaşamamıza sebep olur. Son 2-3 yıldır sınıfımda öfkesini kontrol etmekte yardıma ihtiyaç duyan çocuklarla çalışma fırsatım oldu, onlardan çok şey öğrendim.
Çocuklarda öfkelendiklerinde arkadaşlarına zarar verme, kendilerine zarar verme, kendi eşyalarına ya da çevrelerindeki eşyalara zarar verme davranışları gözlemledim. Çocukların öfkeli olduklarında bu tarz davranışları sergileme sebepleri, yaşadıkları bu yoğun duyguyla nasıl baş edebileceklerini, kendilerini nasıl sakinleştirebileceklerini bilmemelerinden kaynaklanıyor. Burada biz öğretmenlerin yapabileceği çok şey var.
Öncelikle çocuklara duygularını tanıtmak gerekiyor, çocuklar hissettikleri duygunun sebebini ve adını bilmeli. Daha sonra ise bu duyguyla baş edebilme yöntemlerine sıra geliyor. Bu süreçte baş ucu kitaplarım Daniel J. Siegel ve Tina Payne Bryson’ın yazdığı Bütün Beyinli Çocuk ve Dramsız Disiplin oldu.
Kitapları okuduğumda, bazı çocukların öfkelerini kontrol edememe sebeplerinin beyin yapılarıyla ilgili olduğunu, beynin üst bölümü ile alt bölümünün entegre olamamasından kaynaklandığını öğrendim. Öfkeli hissettiğimizde etrafı yıkıp dökme düşüncesi oluşabilir, buna beynimizin alt kısmı sebep olur fakat beynimizin üst kısmını kullanabildiğimizde ne kadar öfkeli olursak olalım doğru kararlar alabiliriz. Bu nedenle çocuklara beynin üst kısmını geliştirebilecek şekilde yardımcı olmamız gerekir. Bu konuda araştırıp bilgi edindikten sonra ise sıra geldi işin en eğlenceli kısmına, yani sınıfta uygulamalar yapmaya. Çocuklara ulaşabilmenin en keyifli ve en etkili yolunun hikaye kitaplarını kullanmak olduğunu düşünüyorum. Öğretmen olarak en iyi yardımcılarım her zaman hikaye kitapları olmuştur. Aşağıdaki kitaplardan yararlanıp belirttiğim etkinlikleri uyguladım ve olumlu sonuçlarını gözlemledim. İşte o kitaplar:
‘’Anais Çok Kızgın’’
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan hikayede Anais isminde bir çocuk öfkelendiğinde etrafına zarar veriyor ve okulda öğretmeni ona yardımcı oluyor. Hikayedeki öğretmenin uygulamalarını sınıfa taşıyabilirsiniz. Örneğin hikayede öfke hissi bir yanardağın patlama aşamasına benzetiliyor, birden patlama olmuyor, önce bir sarsılma ve sonrasında patlama oluyor. Biz de çocuklarla öfkemizi bu şekilde tanımladık, öfkelendiğimizde vücudumuzda olan değişimlere dikkat çektik. Çocuklar, ‘’vücut ısımızın artması, yanaklarımızın kızarması, kalp atışımızın hızlanması’’ gibi örnekler buldular. Önemli olan belirtileri hissettiğimizde bu hisle baş edebilmemiz.
Hikayede Anais için ‘’Mır Mır Köşesi’’ adında bir sakinleşme köşesi yapılıyor, biz de sınıfımıza hikayeden sonra bir sakinleşme köşesi yaptık. Bu özel köşenin ismini çocuklarla değiştirebilirsiniz fakat benim öğrencilerim ‘’Mır Mır’’ ismini çok sevdikleri için oylamada bu isim seçilmişti. Mır Mır Köşesine çocukların sakinleşmelerine yardımcı olucu materyaller koyup nasıl kullanabileceklerini konuşmuştuk. Sıkmaları ya da uzanmaları için minderler, üflemeleri için tüyler ya da rüzgar gülü, sıkmaları için hamur ve yumuşak toplar, sarılmaları için peluş oyuncaklar vs. koyabilirsiniz. Daha sonra çocuklarla öfkeli hissettiğimizde kendimize, başkalarına ve eşyalara zarar vermememiz gerektiğini, öfkemizi geçirebilecek yöntemler bulmamız gerektiğini konuştuk. Öfkeli hissedince öncelikle durmalı ve Mır Mır Köşesi’ne gidip öfkemize iyi gelebilecek materyallerden seçip kullanmaya karar verdik. Mır Mır Köşesi sürekli aktif olması gereken bir öğrenme merkezi aslında, çocuklar ihtiyaç duyduklarında kullanabilmeliler. Köşe hazırlandıktan sonra ise mutlaka her çocuğun deneyimlemesine fırsat vermeyi unutmayalım.
‘’Tırtık Tütüyor’’
Final Kültür Sanat Yayınları’ndan çıkan Tırtık Tütüyor kitabı da bu konuda kullanılabilecek hikaye kitaplarından. Bu kitabı çocuklarla okuduğumuzda çocuklar ‘’Tırtık o kadar öfkelenmiş ki kitabın kapağı bile delinmiş’’ yorumunu yapmışlardı. Hikayede Tırtık karakteri çok öfkeleniyor ve kendisine hakim olamıyor, arkadaşlarının bu durumdan rahatsız olmaya başladığını fark ediyor. Daha sonra da farklı yöntemler denemeye başlıyor (gün batımını izlemek, birisine öfkesini anlatmak, sessiz ve uygun bir yerde gürültü yapmak gibi) ve işe yaradığını keşfediyor.
Bu hikayeden sonra biz de sınıfımızda öfkelendiğimizde ne yaparak bu duyguyla baş edebileceğimizi konuşup liste oluşturmuştuk; yürüyüş yapmak, koşmak, duvarı itmek, şarkı söylemek, derin nefes alıp vermek, 10’a kadar saymak, duvarı itmek, yumuşak bir oyuncağa sarılmak, hamuru sıkmak, ayaklarımızla yere vurarak yürümek, küçük topları sıkmak, mindere vurmak, bulutları izlemek, temiz hava almak, su içmek gibi alternatifleri listeledik ve görsellerini oluşturduk. Mesajımız hep aynıydı ‘’öfkelendiğimizde öncelikle dur işaretini hatırlamalı, durmalı ve kendimize uygun bir yöntem seçmeliyiz.’’ Listemizi de görsellerle birlikte sakinleşme alanımıza yerleştirdik.
‘’Sakinleş’’
1001 Çiçek Kitapları’ndan çıkan Sakinleş kitabında ise çocuklara öfke ve hayal kırıklığı yaşatan duygular anlatılıyor. Bu tür olumsuz duygulardan biri hissedildiğinde çözülmesi gereken bir sorunun olduğu mesajı veriliyor. Hikayede hangi durumlarda öfkelenebileceğimiz ve nasıl bu durumla baş edebileceğimize dair örnekler bulunmakta. Biz bu hikayeyi okuduktan sonra okulda, oyun parkında ya da okulun dışında kendi yaşantımızdan örnekler verip birbirimizle paylaşmıştık. Daha sonra öfkeli hissedebileceğimiz problem durumlarına ait görselleri inceleyip böyle bir durumda neler yapabileceğimiz hakkında çocuklar öneriler buldular.
‘’Çocuklar için Otokontrol’’
Nobel Kitap’tan çıkan Çocuklar İçin Otokontrol, bu süreçte kaynak olarak kullandığım kitaplardan. Kitabın içinde öfkeyle baş etmenin yanında genel olarak duyu kontrolüne yönelik etkinlik önerileri bulunuyor. Bu kitapta çocukların en sevdiği etkinlik, öfkelendiğimizde durmamızı hatırlatacak bir ‘’dur işareti tasarlama’’ etkinliğiydi. İhtiyacı olan çocuklarla kendimize istediğimiz gibi bir ‘’dur işareti’’ tasarladık ve görebileceğimiz bir yere koyduk. Gözlerimizi kapatıp çizdiğimiz dur işaretini hayal etme etkinliği yaptık (çünkü her zaman işaretimiz yanımızda olamayabilirdi).
Çocukların duygularını yaşayabilecekleri uygun ortamların, kendi tasarladıkları sakinleşme köşelerinin çoğalması dileğiyle…
Gözde GÜNEŞ
Okul Öncesi Öğretmeni