Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Elbette, bazen çocuklar bizi gerçekten de anlamıyorlar, çünkü söylediklerimizi anlamaya henüz hazır değiller. Örneğin, iki yaşındaki çocuklara başkalarının legolarını yıkmanın doğru olmadığını söylediğimde, her zaman olmasa da çoğunlukla beni dinliyor ve yapacak başka bir şey buluyorlar.
Bizi dinlediklerini biliyoruz, çünkü kendi kelimelerimiz günler, haftalar, hatta bazen aylar sonra bizzat çocuklar tarafından bize geri dönüyor. Kendi kızımın araba yolculuğu sırasında trafiğe ilk kez küfredişini hatırlıyorum. Bizi dinlediklerini biliyoruz, çünkü Millie teyzenin burnuyla ilgili söylediklerimizi olur olmadık yerlerde, örneğin tüm akrabalarımızın ve tanıdıklarımızın bulunduğu bir partide kelimesi kelimesine tekrar ediyorlar. Sabah yere düşen kızarmış ekmek üzerine ebeveynlerinin yaptıkları tartışmayı kelimesi kelimesine tekrar edince, çocukların bizi gerçekten dinlediklerini görebiliyorum.
Dört yaşındaki bir çocuk buz pateni yapmadan önce, “Kaskımı takacağım, çünkü muhtemelen düşeceğim,” diyerek tek boynuzlu at desenli bisiklet kaskını takmakta ısrar ettiği zaman, bizi gerçekten dinlediğini anlıyoruz.
Ya da üç yaşındaki bir çocuğun “Biri bana kötü davrandığında ona durmasını söylerim,” dediğini duyduğumuzda bizi dinlediklerini anlıyoruz.
Arkadaşlarına kibar davrandıkları zaman bizi dinlediklerini anlıyoruz. Tıpkı iki yaşındaki bir çocuğun başka birine “Merhaba Anna. Adım Elliot. Hadi oyun oynayalım!” dediği zamanki gibi.
İki yaşındaki bir çocuk, üzüntüsünden ağlayan arkadaşının omzuna kolunu atıp ona şefkatli bir şekilde “Bir şey yüzünden ağlıyorsun. Ben yanındayım,” dediği zaman, bizi gerçekten dinlediklerini görebiliyoruz.
Çocuklar bizi her zaman dinliyorlar. Ve yalnızca onlara söylediklerimizi değil; onların yanında başkalarına söylediklerimizi de dinliyorlar. Bu, onlar için gerçek bir sınıf ortamı niteliği taşıyor. Yetişkinler olarak bunu ciddiye aldığımızda, çocuklarımızın bizi daha iyi insanlara, yani hayatındaki kişilere karşı sarf ettiği kelimelere ve gösterdiği davranışlara dikkat eden insanlara dönüştürmesine de izin vermiş oluyoruz. Çocuklar, her zaman olmak istediğimiz insanlara dönüşmemiz için çaba göstermemizi sağlıyor, çünkü onların da böyle insanlar olmalarını istiyoruz.
Çocuklar itaatten, emir almak ve boyun eğmek dışında başka hiçbir şey öğrenemezler. Diğer her şeyi ise dinleyerek – ve tabii, izleyerek – öğrenirler. Gerçek öğrenmeyi tam olarak algılayabilmek için işleme süreci, tekrar, zaman ve deneyim gerekir. Ve tüm bunlar, çocukların kişisel programlarına göre gerçekleşir, sizinkine değil. Bu yüzden de “sözünüzü dinlemedikleri” yanılgısına kapılabilirsiniz. Ancak, sizi dinlediklerini bilin ve çocukların olmasını istediğiniz kişi olun. Gerçek öğretmenlik budur.
Teacher Tom – Anaokulu Öğretmeni ve blogger
Kaynak: https://teachertomsblog.blogspot.com/2019/02/strive-to-be-person-you-want-them-to-be.html