Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Seyit ATALAY
Bundan bir kaç yıl önce yöneticilik yaptığım okulda bir öğretmenim kapıyı çalarak odaya girdi ve telaşla acil bir durum olduğunu hemen gitmesi gerektiğini söyledi.Belliki telaşından durum acildi.Ona tabiki gidebileceğini ama bana hangi sınıfa dersinin olduğunu söylerse derse benim gireceğimi söyledim.Böylece hem sınıfın dersi boş kalmayacak hem de ben yoğun koşuşturmadan bir süreliğine kopacak ve öğrencilerle sohbet imkanı bulacaktım.Sınıfı söyledi ve gitti.Sınıfın dersine girdim ama sohbetin sonucunun bu kadar düşündürücü ve bu koşuşturmayla geçen hayatın aslında bize ilerde nasıl bir fatura çıkaracağını,hayatta hangi değerleri ıskaladığımızın en bariz göstergesi idi.Çocuklarla sohbete başladım.Her şey ilk başta çok güzel gidiyordu eğleniyorduk.Kız öğrencilerin daha yoğun olduğu bir sınıftı.Erkek öğrenciler biraz daha neşeli iken kızlarda istemsiz bir tutukluluk vardı.Onlara bizim dönemimizdeki imkanların şimdiki gibi olmadığını onların daha şanslı olduğunu anlatırken bir kız öğrenci sözümü kesti.Öğretmenim Söylediğiniz kadar şanslı değiliz dedi.Nedenini sordum.Ve konuşmaya başladı.Konuştukca anlatılmaz bir şekilde üzülüyor ve sanki bana da ders vermeye gittiğim sınıfta ders verilir (hemde öyle böyle değil)durumuna düşmüştüm.Gözleri buğulanarak şunları anlatmaya başladı.
Evet öğretmenim maddi imkanlar yönünden şanslıyız.Güzel bir telefonum var,tabletim hatta bilgisayarım.Hatta şuan cebinde hatırı sayılır bir parada var dedi.Bunun üzerine söze girdim e daha Ne istiyorsun dedim.”SEVGİ”dedi.İşte o andan sonra tüylerim diken diken olmaya başladı.
Öğretmenim babam akşam işten geliyor kanepeye uzanıp ses çıkarmamızı çok yorgun olduğunu söylüyor hatta başka bir odaya gitmemizi istiyor halbuki onu Ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsiniz.(Ağlamaya başlıyor)Ama konuşmaya devam ediyor.Annem ise telefonuna kurduğu gün grubuyla ertesi gün hangi pasta ve keki yapacaklarını ve nerde toplanacaklarını ayarlamakla meşgul.Abiminde elinde de telefon gün boyu kız arkadaşıyla ilişkilerinin kritiğini yapmakla meşgul.Onunla en son ne zaman konuştuğumuzu hatırlamıyorum dedi.Ama en acısı anne ve babamın bana en son ne zaman sarıldığını,saçımı okşadıklarını hatırlamıyorum dedi.Öğretmenim benim sevgiye ihtiyacım var hem de çok dedi ve devam etti.Okuldan bir çocuk benimle çok ilgileniyor,ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi onunla karşılamak istiyorum çünkü ben bir insanım ve fıtraten buna yani sevilmeye,sevgiye ihtiyaç duyuyorum dedi.Geçen gün okuldan kaçtık,parkta ailemin tanıdığı bir kişi bizi görmüş.Eve gittiğimde anne ve babam bana öyle kızdılar ki anlatamam.
Ben şimdi size soruyorum öğretmenim.Madden herşeyim olduğu halde anne babasının sevgisini üzerimde hissedemediğim için ben mi suçluyum,yoksa sadece maddi ihtiyacımı karşılamakla sorumluluklarını yerine getirdiğini zanneden ailem mi suçlu.siz karar verin dedi ve oturdu.
Hayatımın Bir kaç yıllık sürecini gözümün önünden geçirdim ve sustum.
Çünkü burası artık “SÖZÜN BİTTİĞİ”yerdi.