Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Adana, Denizli Mahallesiʼnde, okula gitmek için her gün üzerinden geçtiğim yolda, 12-13 yaşlarında bir çocuk hamile kediyi bir pitbulun ağzına atıyor ve parçalanmasını izliyor. Bugün yakalanıyor ve pişman mısın diye sorulduğunda dediği şu:
“Ben insan ölse bile üzülmem, kedi için mi üzüleceğim?
Yaşımın yetmediğine yaşantım yeter, ben Denizli mahallesinin çocuğuyum.”
Nerede hata yapıyoruz, bu yaşta bu canilik nedir? Ailesi bu raddeye gelene kadar neredeydi? Hiç mi sinyal vermedi bu çocuk? Benim çocuğum yerde ters dönen hamamböceğini elleriyle düzeltiyor. Gördüm şaşırdım, biraz da kızdım çıplak elle dokunduğu için. 4 yaşında çocuk bana kızdı. “Bırakayım ölsün mü?” dedi. Ben de açıkladım. Neyse arkadaşlarım, konuyu dağıtmayayım. Demek istediğim çocuk dediğin bu örnekteki gibi masum ve yufka yürekli olur. Bir çocuk bu örnekteki sapkın ruh hâliyle nasıl yaşar? Nasıl bu aşamaya gelir / getirilir? Bizim eğitimciler olarak bir şeyler yapmamız lâzım. İnanın kafam allak bullak. “Olur böyle şeyler, zamanla unutulur” deyip geçemiyorum.
Sonuçta çocuk, yüzü buzlu diye paylaşıyorum. (Alıntıdır)