Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
• Tayfun ÇAVUŞOĞLU / Buket Aydın’ın sunduğu “40”, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u ağırladı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, kendisine yöneltilen 40 soruyu yanıtlayarak, Milli Eğitim Bakanlığı ve milli eğitim politikalarına ilişkin bilgiler aktardı. “Türkiye’de eğitim sisteminin en büyük eksiği nedir? Okullarda yabancı dil zorunluluk olmaktan çıktı mı? Üniversite sınavlarının tarihe karıştığı bir Türkiye mümkün mü? Türkiye yapay zekaya ne kadar hazır? Eğitimde kalıcı düzenlemeler yapmak mümkün mü?” şeklinde özetlenebilecek makro sorularla akıcı bir program gerçekleşti ama konuşulanlar içerisinde eğitim sektörünün içinde olanlar ya da yakından takip edenlerin aylardır kafa yorduğu cevapların hiç biri yoktu…
Çünkü o cevapların verilmesini ve programın gerçekten de bir amaca hizmet etmesini sağlayacak sorular gündeme gelmedi… Programın yapısı gereği, Bakan Selçuk’un sorulmayan bir soruya yanıt vermesi beklenemez elbette… Hal böyle olunca… İzleyenlerin de… Konuk Bakan’ın da… 1.5 saati heba oldu… Soruları hazırlayan ekibe nacizane önerimiz, Milli Eğitim Bakanı gibi çok üst düzey isimler davet edildiğinde, “hiç değilse” o konuyla ya da sektörle ilgili STK, sendika, branşı yakından izleyen gazeteciler gibi kişisel-kurumsal temsil yeteneğine sahip kesimlerden “sufle” almaları olabilir… Aksi halde, “gerçek sorunlara hiç değinmeden 40 soru hazırlama becerisine” alkış beklemekle yetinirler, o kadar… Belirttiğim gibi, bu programla ilgili Sayın Bakan Selçuk’a herhangi bir eleştiri getir(e)miyorum… Öyle ya! “Size sorulmayan o soruyu, niye cevaplamadınız?” mı diyelim? *** Şimdi gelelim, Bakan Selçuk’a sorulması gereken GERÇEK sorulara… 1)Hazırlanmakta olan öğretmen meslek kanunu sorulardan birinde mevcuttu. Ama şu detay gözden kaçtı. “Devlet memuru öğretmenlerin özlük haklarının aynısı özel sektör öğretmenlerine de tanınacak mı? Eşit maaş, ders ücreti, kırtasiye yardımı, kıdem farkı?” 2)Özel sektör öğretmenlerinin sözleşme süreleri ile ilgili düzenleme yapılacak mı? Özel sektör öğretmenleri aynı kurumda 10 yıl bile çalışmış olsa “kıdem tazminatı” alamıyor. Haksız yere sözleşmesi feshedildiğinde işe iade davası da açamıyor. Bu sorunları aşacak yasal düzenleme öğretmen meslek kanununda var mı? 3)Ek gösterge için söz vermiştiniz? İkinci 100 günlük plana da almıştınız. 3600 ek gösterge ne oldu?
4)İmam hatip okulları sistemdeki yerini elbette korumalı ama Anadolu liselerinin çok ilgi gördüğü çok aşikar olduğu halde, neden adrese dayalı sistemi imam-hatip dayatması olarak elde tutmaya devam ediyorsunuz? Arzu edenlerin imam hatip okullarına gitmesi hak olduğu kadar, istemeyenlerin de gitmemesi hak değil midir? Bu soruna ne tür bir etkin çözüm düşünüyorsunuz? 5)Anadolu liselerinin kontenjanı arttı diyorsunuz. Çok teşekkürler…
Bize tüm Türkiye’deki imam hatip liselerinin toplam boş kontenjan sayısını ve tüm Türkiye’deki Anadolu liselerinin toplam kontenjan artış rakamını söyler misiniz? 6)Adrese dayalı sistemde en son rauntta görev alan ve açıkta kalan öğrencileri bir liseye yerleştiren “Yerleştirme Komisyonları”nın, imam hatip’e sevk komisyonu gibi çalışmasının önüne geçecek misiniz? Milli Eğitim İl Müdürlüklerinden, geçen yıl görev alan “Yerleştirme Komisyonları”nın yerleştirdiği öğrenci sayısı ve öğrencilerin yerleştirildiği okul türleri ile ilgili resmi rapor istediniz mi? Komisyonlar son aşamada (Türkiye toplamı olarak) hangi okul türüne kaç öğrenci yerleştirdi, kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz? 7)Eğitim kurumları yönetici atama sistemindeki sıkıntı, sektördeki herkesin malumu. Liyakat sahibi olmadıkları halde, hükümet destekçisi sendikaya üye oldukları için kayırılarak ve siyaseten göreve atanan ve bu görevine devam ettirilen okul yöneticilerine, okul yöneticiliğini kazanılmış hak olarak hediye etmiş olmaktan vicdanen rahat mısınız? 8)Temel liselerin kapanacağı, 4 yıl önce açıldıkları günden belliydi. Temel liselerin süre dolunca kapanacaklarını açıklayan MEB o çerçevede haklı görünüyor. Ancak özel öğretim kurslarıyla ilgili böyle bir önkabul veya yasa maddesi yoktu. Özel öğretim kurslarını kapatmak yerine “etkin denetim” maddesi işletilemez miydi? 9)Etkin denetim deyince…
MEB’in teftiş sistemi ile ilgili ne tür bir yenilik, revizyon ya da reorganizasyon öngörülüyor? Bir konuda özel olarak görevlendirilmedikleri sürece, masa başında atıl kalan Maarif müfettişleri sisteme dahil edilecek mi? 10)Milli Eğitim Bakanlığı sıcak sorunları sadece çok gerilerden takip eder bir görüntü çiziyor. Sorunlara anında refleks veremiyormuş görüşü yaygın. Örneğin özel öğretim kurslarının kapatılacağı açıklandı. Burs sınavı, önkayıt yapmasınlar denildi. Oysa bugün itibarıyla önümüzdeki yıl için önkayıt yapan özel öğretim kursları var. Yaptırımları ne olacak? Yasadayönetmelikte yazılı yaptırım uygulamayan il-ilçe MEB bürokrasisine uygulayacağınız bir yaptırım var mı? Varsa nelerdir? 11)Özel öğretim kurumlarıyla ilgili 5580 sayılı yasada değişiklik yapılacağı açıklandı. Ne tür değişiklikler yapılacak? Bu konudaki ön çalışmalar ve takvimi nedir? Bilinen şu ki; özel öğretim kursları kapanıyor, kişisel gelişim kursları faaliyete devam edecek. Kişisel gelişim kurslarının faaliyet alanında değişiklik (genişletme) olacak mı? Özel öğretim kurslarından kişisel gelişim kurslarına dönüşüm konusunda MEB’in yaklaşımı nedir? 12)Temel liselerin kapatılma tarihi olarak 14 Haziran’ın öngörüldüğü konuşuluyor. Özel öğretim kursları için de öngörülen böyle bir tarih var mı? Özel öğretim kursları da 14 Haziran’da mı kapanacak? Yoksa ağustosa, eylüle kadar faaliyet sürdürebilecekler mi? 13)EBA sistemine gösterdiğiniz güvene saygımız var.
Ancak EBA’nın bugüne dek pek de başarılı olamadığını görmekten kaynaklanan kaygımız da var. EBA sisteminin destek kursu olarak başarılı olacağı ve öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanabileceği düşüncesine varmanızı sağlayan veriler nelerdir? Bu kanıya nasıl ulaştınız? 14)Lise mezunları sınava hazırlık için hangi mecraları kullanacak, tek mecra EBA-TVİnternet mi olacak, yoksa özel (ya da kamu) okullara, mezunlara da ders verme hakkı mı tanınacak? 15)Öğrenciler kendi okullarında destek kursu almayacak, komşu okullara gidecek açıklaması doğru mu? Doğru ise, öğrencilerin değil de, sayıca daha az olan (gerek güvenlik, gerek ulaşım kolaylığı gibi ve ilave olanaklara sahip) öğretmenlerin komşu okullarda göreve gitmesi daha doğru olmaz mı? 16)Hükümete yakın bir sendika üyelerine (yönetici atama vb konularda) aşırı dozda pozitif ayrımcılık yapıldığı iddialarına ne diyorsunuz? 17)Öğretmen atamalarıyla ilgili soru programda gündeme getirildi. Cevabın ne denli tatminkar olduğunu okurlarımızın takdirine bırakalım… Ama başka bir soru soralım: Sözleşmeli, ücretli, kadrolu öğretmen ayrımı devam edecek mi? Sözleşmeli öğretmenlik neden iptal edilmiyor? Ücretli öğretmenliğin “personel bulamamaktan” kaynaklandığını bir an için kabul edelim ve soruyu yöneltelim:
Devlet asgari ücretin altında rakamla personel çalıştırabilir mi? Çalıştırmalı mı? Ücretli öğretmenlerin gelirini 2.000 TL üzerine çıkarmak çok mu zor? 18)MEB’in asli görevlerini kimi dini vakıf ve derneklere delege etmesini onaylıyor musunuz? Dini olup olmadıkları da önemli değil, MEB’in asli görevlerini kimi vakıf ve derneklere devredilmesini doğru buluyor musunuz? Bu konudaki öngörüleriniz nedir? 19)Okullarda “değerler eğitimi” adı altında kimi sarıklı-cüppeli vatandaşların ders vermelerini onaylıyor musunuz? Sarıklı-cüppeli olup olmadığı da önemli değil ama…
Okullarda pedagojik formasyon sahibi olmayan kişilerin ders vermesini onaylıyor musunuz? 20)Gelelim “verilere dayalı eğitim” konusuna… Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, tespitlerine göre Türkiye’de “10 bin kaçak kurs” bulunduğunu söyledi. Taşel’e göre, kimin nasıl çalıştığı, nasıl yapılanmalar olduğu belli değil. Bunlarda kimler nasıl eğitim veriyor, bilinmiyor. Sayın Taşel “tespitlerimize göre” dediğine göre, elinde veriler, listeler, isimler var. MEB bu verileri TÖDER’den talep etti mi? TÖDER kendi üyelerini korumak adına, bu 10 bin kaçak kursla ilgili MEB nezdinde herhangi bir girişimde bulundu mu? 21)1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesindeki açık hükme rağmen çok sayıda kamu lise ve ortaokul şubeleri cinsiyetlere göre ayrılıyor. Karma eğitim yapan ve yapması gereken kimi ortaokullarda ise, okulda mevcut birden fazla binanın kız ve erkek öğrencilerin ayrı binalarda olacağı şekilde dağılım yaptığı görülüyor. Bu tür okullarda zaman çizelgesi kız ve erkek öğrencilerin farklı zamanlarda teneffüs yapacağı şekilde bölünüyor. MEB bu uygulamalardan haberdar mıdır? Bakanlık, Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı bu uygulamaların önlenmesi gerektiğini düşünmekte midir? Düşünülüyorsa ne yapılmıştır ya da bugünden sonra ne yapılacaktır? 22)Eğitim işkolunda örgütlü çok sayıda sendika mevcut. “MEB’e bağlı okul ve kurumlarda işveren temsilcisi olarak görev yapan idareler, belirli sendikaları açıktan desteklemektedir” cümlesine katılıyor musunuz? Size baskıcı okul-baskıcı yönetici listesi iletilirse, ne işlem yapacağınız açıklar mısınız? Daha yazılabilecek bir çok soru var…
İlk kez gündeme gelmiyor bu sorular… Ve sanki duvara anlatıyormuşuz gibi.. Cevap yok… İncitici bir suskunluk… Gerçekten yoruldum ve sıkıldım… Onları da gelecekteki yazılara bırakalım… Bıkmadan gündeme taşıma gayretimize devam edeceğiz.. Ama şu soruyu sormadan da edemiyorum…. “Bu üstteki iç içe geçmiş 22 soru cevap bulabilseydi eğer…
Güzel olmaz mıydı?
Tayfun Çavuşoğlu
Mesleğin ne itibari kaldı ne maaşı. Oyuncak olduk. Zorunlu eğitim kalkar kalma gelirse ve öğretmeni ezmedikçe eğitim düzelir. Yoksa ne yapılırsa yapılsın düzelmez