Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
“Yaz tatili iki hafta kısaldı, Kasım ve Nisan aylarında sadece öğrencilere (öğretmenlere değil) tematik çalışmalar yapılabilecek birer haftalık iki ara tatil getirildi. Bu değişikliğin eğitimin niteliğine katkı sağlayacağını düşünüyor musunuz?” sorusuyla düzenlediğim tek soruluk ankete 800 kişi cevap verdi. Sonuç % 53 Evet, % 47 Hayır şeklinde gerçekleşti. Bu sonuca göre konu ile ilgilenen insanların kafasının karışık olduğu söylenebilir. Zaten Facebook’ta yapılan yorumlar da benzer bir durumu gösteriyordu. Öğretmenlerden bazıları bu değişikliğin olumlu sonuçları olacağını, bazıları da içeriği iyileştirmeden bir işe yaramayacağını söylediler.
Peki, eğitimde süre mi yoksa içerik/nitelik mi önemli?
Şekle önem veren bir toplumuz; dış görünüşe değer verir, saçımızı kaşımızı düzeltir fakat kafamızın içindekini düzeltmeye pek yanaşmayız. Bizim için zarfın gösterişli olması çoğu zaman yeterlidir; içindeki mektupta (mazruf) ne yazdığı pek önemli değildir.
Aynı hastalık okulların açık olduğu gün sayısında da nüksediyor. Sanki okulun açık olduğu gün sayısında gelişmiş ülkeleri yakalarsak onların eğitim niteliğine ulaşacağız!
Tabii ki de eğitim-öğretim yapılan gün sayısı önemlidir; daha çok çalışmaya ihtiyacımız vardır. Dünya ortalamasının 200, gelişmiş ülkeler ortalamasının 220 gün olduğu bir dünyada 180 gün eğitim-öğretim yaparak dünya ile rekabet edecek insanlar yetiştiremeyiz. Ancak daha da önemlisi bu günleri içerik olarak ne ile ve nasıl doldurduğumuzdur. Bir yandan süreyi uzatırken aynı zamanda eğitimin niteliğini de artırmaya ihtiyacımız vardır. Çocuklarımıza daha fazla bilim, teknik, sanat ve spor imkanları sunacak zamana ve mekana ihtiyacımız vardır. Fakat şu da bir gerçek ki, süreyi uzatmak kolay içeriğini iyileştirmek zordur. Ama zoru başarabilecek insan kaynaklarına da sahibiz. Yeter ki onların önünü açalım, onlara inanalım ve güvenelim.
Saygılarımla.
Muhammet Yılmaz
Eğitimci-Yazar