Annem sık sık çocuklarımı yetiştirme şeklim hakkında beni eleştirir. Hep der ki ;

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

“Olmaz böyle çocuk yetiştirilmez. Bizim zamanımızda böyle değildi hiçbir şey. Sen bunları çok fazla şımartıyorsun.”

“Olabilir anne ama zaman değişti. Senin bizi yetiştirdiğin gibi yetiştirmek bu zamanda doğru olmaz.”

“Doğrusu bu mu? şuna bak kızın kocaman genç kız oldu, daha odasını toplamayı bilmiyor.”

“Evet anne bu zaman zaman benim de canımı sıkıyor ama düşünüyorum da kızım ilkokuldan beri tam gün eğitim veren okullarda okuyor. Yani çocuğumun tüm günü okulda ve hep bir şeyler öğrenmek, başarmak çabasıyla geçiyor. Bir de bunların üstüne eve geldiğinde ya da sabahın altısında okula gitmek için yola çıkmadan önce odanı topla falan gibi işler vererek yormak istemiyorum onu.”

“E siz de okula gidiyordunuz ama eve gelince yapmanız gerekenleri yapıyordunuz. Çünkü ben size öğretmiştim hepsini.”

“Evet anne haklısın yarım gün okula gidiyorduk. Eve bir tomar ödevle gelmiyorduk ve biliyor musun okuldan eve gelip iş yapmak şu an bile pek hoş duygularla hatırladığım bir şey değil.”

“Ne oldu zararını mı gördün. Bak şimdi hepsinin faydasını görüyorsun ? Sorumluluk sahibi oldun bu sayede.”

“Anne bir kadın veya genç kız sorumluluk sahibi olduğunu ev işi yaparak göstermez sadece. Kızım odasını toplamıyor diye sorumluluk sahibi değil mi ? İlkokula başladığından beri dersleri, okulda ki sosyal hayatı, öğretmenleri ilişkileri ve sınavlarda gösterdiği gayret ile son derece sorumluluk sahibi olduğunu bana yıllardır kanıtlıyor zaten. Varsın tüm bunları yapan kızım odasını toplamayıversin. Bunu ben onun için seve seve yaparım.”

“Neyse beni hiç dinlemiyorsun zaten. Umarım ilerde pişman olmazsın.”

“Anne ben çocuklarımla ilgili şeylerden pişman olmam. Çünkü dediğim gibi okumak ve bir meslek sahibi olmak bizim zamanımızdakinden çok daha zorlu bir şey oldu artık. Bu zorlu süreci bir şekilde elinden geleni yaparak, okula ve öğretmenlerine karşı sorumluluklarını yerine getirerek bir de üstelik o son derece zorlu sınavlara hazırlanıp gayret göstererek okuyan kızım hayatında kendisi ve yetenekleri için doğru bir yere yerleşirse inan bana eksikliğini duyacağı son şey ev işi yapma becerisi olacak.”

Annem bana hak vermese de savunduğum şeydeki kararlılığımı 
görünce pes ediyor ve elinde ki işe dönüyor.

Elbette onun zamanıyla bizim zamanımız o derece farklılaştı ki yaşamın değişim hızı artık yetişilmez bir dinamizmde ilerliyor. Hatta geçenlerde okuduğum bir kitapta önümüzde 20 yıl içinde gelişecek meslek türleri ile ilgili şu an hiçbir fikrimiz olmadığını iddia ediyordu. Düşünsenize sadece 20 yıl sonra ortaya çok farklı meslekler çıkacak ve biz onları şu an öngöremiyoruz bile.

Peki bu kadar hızla değişen ve gelişen dünyaya hala annemizden babamızdan öğrendiklerimizle veya bizim yetiştiğimiz gibi çocuklar yetiştirerek nasıl ayak uydurabiliriz ?

Annem ve babam tıpkı bizler gibi tüm emeklerini ve dikkatlerini çocuklarını doğru inandıkları şekilde yetiştirmek için harcadılar. Bunun için onlara her zaman minnet ve şükürle dua ederim. Ama her şey çok değişti artık …

Bu yüzden kızımın içinde bulunduğu sistemin gereklerini yerine getirmek için gösterdiği gayretin, okul hayatının onun için son derece yorucu ve emek isteyen bir mücadele olduğunun, hatta biz ne kadar rahatlatsak da çevresel etkiler ve rekabete dayalı sınavlar yüzünden duygusal olarak çok yıprandığının farkındalığı ile bir de üstüne onunla odasını toplamıyor diye ben mücadele edersem benim anne bakış açıma göre ona haksızlık ederim.

Evin içinde hiç sorumluluk vermeyip tamamen başı boş bıraktığım anlamını çıkarıp hemen beni eleştirmeyin. Elbette ufak tefek sorumlulukları var. Mesela bulaşık makinesini boşaltmak hep onun işidir veya hafta sonları kahvaltı masasını toplamak, eşyalarını düzenli tutması, kirlilerini ayırmak vs gibi… ama bazen öyle yorgun geliyor ki okuldan hiçbir şey yapmaya enerjisi olmuyor. Böyle zamanlarda hala bunları yapacaksın yapmazsan şu veya bu olur gibi yaklaşmıyorum ve onun dinlenmesini daha önemli buluyorum.

Hatta öyle günlerde ben işlerimi bitirdikten sonra onun dağınık odasına gidiyor ve tüm o dağınıklığın ortasında sıkı sıkı sarılarak yatıyor ve sohbet ediyoruz.
“Nasıl geçti bugün okulun?”
Başlıyor anlatmaya şu oldu, bu oldu, şuna çok kızdım, buna sevindim, şunun için üzüldüm gibi…

Kızımı iyi ev işi yapan sorumluluk sahibi bir kadın olarak yetiştirmek değil benim anneliğimde en önemli bulduğum amacım…

Genç olmanın, bir annenin çocuğu olmanın ona verdiği hata yapma ve bazen sorumsuz davranma hakkını yaşamasını…

O’ndan daha ilkokuldan beri çok şey bekleyen eğitim sistemi içinde zaten çok hırpalanan ve yorulan kızımın evde huzur bulmasını…

Okuldan eve dönerken evde yaşayacakları ile ilgili endişe veya gerilim değil de sevgi ve şefkatle karşılanacağını bilmenin güvenini hissetmesini günümüz koşullarında her şeyden kıymetli buluyorum.

Hepinizin bildiği gibi okulların etrafında veya artık hemen her yerde maalesef çok kolay ulaşılabilen bağımlılık yapıcı tehlikeli maddeler kol geziyor. Ve maalesef çok örneğini gördüğümüz gibi anne-babasıyla sorun yaşayan, evini huzur bulduğu ve sevildiği bir yer olarak hissetmeyen çocuklar eğitim sisteminin de yarattığı ağır baskılarla rahatlayabilmek, sorunlarından uzaklaşabilmek için bu tür maddelere yöneliyorlar.

Okulda stres ve yarış, evde stres ve sürekli çatışma ortamları çocukları farklı çözüm arayışlarına itiyor...

Bizim zamanımızda okulda öğretmenden paparayı yer, eve gelir ev işi yapar ve büyüklerimize tek bir söz bile söylemeye cesaret edemezdik.

Ama hayat hem iyi yönde hem pek çok olumsuz yönde hızla değişiyor…

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY SEVGİNİN MUHTEŞEM İYİLEŞTİRİCİLİĞİ VE KOPMAYAN SIKI BAĞI !!!

Sevgilerimle...
Sema Deniz

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber