Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
***
Yıl 1979-1980’in karışık günleri. Eşimle birlikte Eskişehir’in merkez Keskin köyünde öğretmeniz. 23 Nisan Çocuk Bayramı yaklaşıyor. Bizim köyde ilkokul vardı. Orta okul 2 yıl sonra açıldı. O zaman ilköğretim okulları yoktu. 5 dershanemiz vardı. Arkadaşlarımızın hepsi çalıskan, kimi ront ögretiyor, kimi koro çalıştırıyordu. Kimisi küçük skeçler hazırlıyor. Ben Türkmen kızı rontunu öğretiyordum. 4. sınıfı okutuyordum. Sınıfım 35 kişiydi. O yıl bana 14 yaşında okuma yazma öğrenememiş bir öğrenci verdiler. Ben ona teneffüs aralarında ve öğleden sonra okuma yazma öğrettim. Öğrenme güçlüğü vardı. Onu topluma kazandırmak için diğer çocuklarımla işbirliği yaptık. İsmi Alime’ydi. O çocuk oyunlarını kavrayamıyordu. Diğerleri onu dışlamak istiyorlardı. Öğrencimin okula gelmediği gün diğer çocuklarımla iyice konuştum. Oyunu ne kadar becerebilirse o kadar yapacaktı.
Kıyafetler hazırlandı. Bordo rengi akfil satenden milli oyun kıyafeti diktirdik. Bayrama 1 hafta kala her şey hazır olmalıydı. Alime okulda olanları anlatmış olmalı ki annesi geldi. “Ne olur hocam kızımı oyundan çıkarma, ben ineğimi satar kıyafet alırım.” dedi. Ailesinin maddi durumu pek iyi değildi. 2 tane ineklerinin süt parasıyla geçiniyorlardı. Ben de kıyamadım, çocuğun kıyafetini diktirdim. Anne, babası ve kardeşleri çok mutlu oldu.
Bayram günü geldi çattı. Alime kızım çok sevinçli, tüm köylü okul bahçesindeydi. O zaman haftada çok az yayın yapan siyah beyaz tv vardı. Ev telefonu zenginlerde var. Nerde bilgisayar, tablet, cep telefonu. Tek eğlencemiz köy düğünleri, milli ve dini bayramlardı. Nihayet bayram başlamıştı. Bizim ront çok beğenildi ve alkışlandı. Benim Alime’m ne kadar eksik gedik oynasa da ailesi onunla gurur duydu. Şükür okulumuz bitti, diplomalar alındı. Alimecik evlenirse, kocası askere giderse mektup yazabilecekti. Şu an benim Alime’m tahminen 49-50 yaşlarında.
Aradan yıllar geçti. Yıl 2020. Alime evlenmiş toruna torbaya karışmıştır. Yeni nesil yeni teknolojiden yararlanıyor. 40 yıl önce yaşantımız böyleydi. Yaşasın Alime ve ailesi. İyi ki okuma yazma öğrenmiş. Yaşasın Türk öğretmenleri. Öğretmen olmaktan gurur duyuyorum. Hocam lütfen bir kitabınızda paylaşın ve bana geri dönün.
Yazar: Vildan Yağız
***
Değerli okurlarım, ne güzel bir duygu, geriye bakıp “iyi ki” diyebilmek. Sizin buraya yazdığınız yorumları eminim Vildan öğretmenim okuyacaktır. İlginiz için teşekkürler, selamlar, sevgiler.
Alıntı: Doğan Cüceloğlu