1.SINIFA BAŞLAYACAK OLAN ÇOCUKLARIN SAHİP OLMASI GEREKEN NİTELİKLER

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Çocuğumuzun okula hazır olup olmadığına karar vermek için aşağıdaki sorulara tatmin edici yanıtlar bulup bulamadığımıza bakmak gerekebilir.Sıkıntı duyulan bir konu varsa bunu bir uzmanla paylaşarak karar vermekte yarar bulunmaktadır.Hazırlık sınıfı öğretmenlerinizin görüşleri önemlidir. Görüş alınız.
Bize fikir vermekte yardımcı olacak sorularımız şunlar;
1. Çocuğunuz mutlu mu?
2. Temizlik, giyinme, yemek yeme ve tuvalet gereksinimlerini kendisi karşılayabiliyor mu?
3. Eleştiri kabul ediyor mu?4. Arkadaş grubuna katılıyor mu?
5. Tartışma ve söyleşilere kendi isteği ile katılıyor mu?
6. Eşyalarını paylaşıyor mu?7. Sıraya uyuyor mu?
8. Başladığı işi bitiriyor mu?9. İşbirliği yapıyor mu?
10. Kitap sayfalarını çevirebiliyor mu? 11. Makası doğru kullanıyor mu?
12. Yaptığı bir işi sırasıyla yapabiliyor mu?13. Basit emirleri anımsıyor mu?
14. Basit öyküleri düzgün anlatabiliyor mu?15.Düşüncelerini açık ve net ifade edebiliyor mu?
16. Bebekçe konuşması değişti mi?17. Sözcükleri doğru kullanabiliyor mu?
18. Yaşadığı çevreyi tanıyor ve bu çevre hakkında konuşabiliyor mu?
19. Sözcük hazinesi yaşına göre gelişmiş mi?
20. Görme algılaması iyi mi?21. İşitme algılaması iyi mi?
22. Sağ ve sol elini ayırabiliyor mu?23. Yazının soldan sağa olduğunu biliyor mu?
24. Resimlerden sonuçlar çıkarıp öykü anlatabiliyor mu?
25. Kitaplarla ilgilenmekten hoşlanıyor mu?
26. Yazılı sözcüklere ilgisi var mı?
27. Kalemi doğru tutabiliyor mu?
28. Düzgün çizgi çizebiliyor mu?
29. Geometrik şekilleri kopya edebiliyor mu?
ÇOCUĞUNUZU NASIL DESTEKLEMELİSİNİZ?
*Anne baba önce çocuklarını tanımalı ve yeteneklerini bilmelidir,
*Çocuğunuzdaki güven duygusunu pekiştirmek için yaşına uygun sorumluluklar verin,
• Çocuğunuza yeterince ilgi ve şevkatgösterin. Aile içinde sevgi ve sıcaklık eksikliği sonucunda çocuğunuzda;
-Saldırganlık,-Çekingenlik, -Güvensizlik gibi özellikler gelişir.
*Anne baba davranışlarında tutarlı olmalı,
*Anne baba önce kendi içinde barışık,huzurlu birer birey ve model olmalılar,
*Anne baba aşırı koruyucu tutumdan kaçınarak onlara fırsat vermeliler,
*Otoriter ortamda büyüyen çocuklar yüzeyde olumlu ama içten isyankar olmaktadırlar,
*Çocuklarımızın yetiştirilmesinde, yanlışların görülmesi ve düzeltilmesi değil,doğrularınfarkedilmesiesastır.
İLKÖĞRETİME HAZIRLIK NASIL OLMALI?
*Anne ve babalar çocuklarının ilk ve en etkili öğretmenleridir. İlköğretimin
çocuklar için anlamlı, mutlu ve yaratıcı deneyimlerle dolu bir dönem haline
gelmesinde anne babaların yardımı gereklidir. 
*Anne babaların, çocuklarını ilkokula iyi bir şekilde hazırlamaları için yapabileceklerini şöyle sıralaya biliriz:
*İlköğretime başlamadan önceki dönem de çocuğu okul hakkında bilgilendirin
*Okula neden gitmesi gerektiğini, ne kadar süre kalacağını basit ve açık bir
şekilde anlatın.
*Okul ve okulda yapılanlar hakkında çocuğunuzla konuşun. Eğer anlatmak istemezse ısrar etmeyin. Çocuk o gün olanları kendi anlatmakisteyinceye kadar bekleyin.
Ancak unutmayın ki anne babalar günlük yaşantılarını çocuklarıyla paylaştıkça çocuklar da onlarla paylaşacaktır.
*Çocuğunuzun ilkokula yönelik sorduğu bütün soruları onu korkutmadan
sadece gerçekleri anlatarak cevaplayın.
*İlkokul, öğretmen ve okul seçimi konusundaki kaygılarınızı çocuğa yansıtmamanız,çocuğun yanında bu konuları konuşmamanız önemlidir.
*İlköğretim ve anaokulu karşılaştırması yaparken olumsuz cümleler kullanmamaya özen gösterin.
• Örn: Anaokulunda oyuncaklar var ama ilköğretimde yok gibi bir cümle kurmak yerine, anaokulunda oyuncakların vardı,ilköğretimde de kendi çanta ve kitapların olacak gibi.
*Okul alışverişini çocuğunuzla birlikte yapın.
*Çocuğunuza sağlıkla ilgili önemli alışkanlıkları vakit geçirmeden kazandırmaya çalışın.
*Bırakın çocuğunuz size bağımlı olmaktan kurtulsun,özgüveni gelişsin.
Örneğin; Kıyafetlerini ve ayakkabılarını giyip çıkarmasına, odasını – dolabını toplamasına fırsat verin.( O yapana kadar ben yaparım! Demeyin, lütfen SABIRLI olun.)
• Bu tür işleri yapmaya yönlendirir, başarılarını abartmadan överseniz daha önemli işleri yapabildiğini göreceksiniz.
*Ev işlerinde sorumluluk alsın. Çiçekleri sulama, bardaklara su koyma, markette sebze – meyve seçme... gibi işler ona zevk verir.
Yeter ki siz onu “ayaklarımın arasında dolaşma, git odanda oyna ya da televizyon seyret) gibi sözlerle uzaklaştırmayın.
* Yakın akrabalarda bir – iki gün yatılı kalması için ortam hazırlayın. Bırakın anne – babadan ayrı kalabilme duygusu gelişsin.
*Çocuğunuzun sağlıklı gelişmesi için alışkanlıklar kazandırın.
Dengeli beslenmesine, uyku saatlerine, düzenli tuvalete gitmesine özen gösterin ( okullarda alaturka tuvalet zorunluluğu bulunduğundan, bu alışkanlığı kazanmasına özellikle yardımcı olun). 
-Sonra ellerini sabunla yıkama, öksürürken ağzını kapama, mendil kullanma – taşıma alışkanlığı kazandırın.
Okula başlamadan göz –kulak – diş... kontrolünden geçmesini sağlayın.
* Bazı çocuklar okula okur – yazar gelmektedir. Çocuk okuma, yazmayı kendiliğinden öğrenmişse yapacak bir şey yok. 
Ancak çocuğa yalan – yanlış yöntemlerle okuma yazma öğretmek son derece sakıncalıdır. Bu tutum çocuğu okuldan soğutacağı gibi ileriki öğrenmelerini de güçleştirebilir. O halde biz bu işi, okula – öğretmenlerine bırakalım.
*Ancak anne – baba olarak çocuğunuzun bazı alanlarda kavram, beceri ve alışkanlık kazanmasını sağlayabilirsiniz.

DİL GELİŞİMİ BAKIMINDAN:
Gözlem gücünü geliştirin. Tren istasyonu, havalimanı, hayvanat bahçesi, alış veriş merkezi gibi yerlere gezi yapın.
• Gözlemleriniz üzerine konuşun, konuşturun.Birlikte kitap okuyun, yorumlarını dinleyin, resimlerini anlatmasını sağlayın.

• MATEMATİKSEL GELİŞİMİ BAKIMINDAN :
Sayılarla varlıklar arasında ilişki kurmasını sağlayın. 20 içinde nesneye dokunarak saydırın.
*Ana renkleri tanımasına yardımcı olun. Giysilerinden, trafik lambalarından, parktaki çiçeklerden yararlanabilir siniz.Çeşitli kavramları kazandırmaya çalışın. Az – çok, benzer – farklı, uzun - kısa, alçak – yüksek...gibi. 
• DUYGUSAL VE ESTETİK GELİŞİMİ BAKIMINDAN
• Çocuğunuzun çeşitli boyaları kullanarak kağıt ya da benzer materyaller üzerinde çalışması için olanak sağlayın. Birlikte müzik dinleyin, şarkı söyleyin, ritim tutun, ritmik oyunlar oynamasını sağlayın, bir müzik aleti kullanması konusunda yüreklendirin.
EL BECERİLERİNİN GELİŞİMİ BAKIMINDAN
• Resimleri, şekilleri kesme – boyama – yapıştırma çalışmaları yapması için ortam hazırlayın.
Hamur – çamur gibi maddelerle oynamasını sağlayın.
• ÇOCUĞUNUZUN OYUN OYNAMASINA ENGEL OLMAYIN(Oynamayan tay at olmaz)
• Çocuğunuz hangi yaşta, hangi ortamda bulunursa bulunsun oyun oynaması, arkadaş edinmesi için yüreklendirin. Kuralları tanıma uyum sağlama, arkadaşlık ilişkileri, kendine güven kısaca toplumsallaşma oyunla başlar. 
• O halde okul açılıp dersler başladıktan sonra da çocuk oyundan uzaklaştırılmamalı, oyun zamanı ile ders çalışma( ödev yapma) zamanını ayırt etmesi öğretilmelidir. 
• OKULA GİTMEYE KARŞI OLUMSUZ TUTUMLAR
• Çocuklar okulun ilk döneminde kimi korkular yaşayabilirler. Korkular davranışa dönüşebilir; haşarılık, saldırganlık şeklinde dışa vurulabilir. Bazıları da içlerine kapanabilirler.
• OKUL KORKUSUNUN NEDENLERİ
• 1- Ayrılık endişesi:Sizden ayrı kalmanın getirdiği mutsuzluktur.
• 2-Yeni deneyimlerle baş etme
• 3- Gerçekçi olmayan yüksek beklentiler
• 4- Kendini yalnız hissetme
• 5-Zarar verici davranışlara maruz kalma 
Okula başlayan çocuklar ilk defa evden, aileden uzakta kalmaya başlayacaktır.Bu durum, evde kendisinin istenilmediğiduygusunu yaratabilir. Evde bir kardeşvarsa kıskançlık baş gösterebilir. Bukritik süreçte çocuğun sevgiye, hoşgörü ye ve desteğe gereksinmesi olduğu unutulmamalıdır.Birlikte evden çıktığınızda, çocuğunuza sakin, gerginlikten uzak ve mutlu görünmeye çalışın. Okul başlangıcının, her ikinizin de yaşamında belli bir çağın artık sona erdiği anlamına geldiğini fark ettiğinizde yaşayabileceğiniz strese karşın, herhangi bir kaygı belirtisi göstermemeye özen gösterin.
• Kararlı olun,sınıfın kapı eşiğinde bekleşerek gereksiz yere oyalanmayın. Çocuğunuz üzgün görünse bile hemen oradan ayrılın, sonradan kendini iyi hissedecektir. 
• Çocuğunuz okulun ilk günü oldukça sakin ve güvenli görünüyorsa, bu onun okula çok iyi hazırlanmış olduğunun göstergesidir. 
• Çocuğunuz onu bıraktığınız anda tedirgin görünmeye başlarsa, kendini iyi hissedeceğini, her şeyin yolunda gideceğini ona anımsatın. 
• Çocuğunuz, istese de istemese de ayrılacağınız ve gözyaşlarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini kesinlikle anlamak zorundadır. 
• Asla sinirlenmeyin. 
• Sabırlı olun.
• Gözyaşlarıyla alay etmeyin. 
• Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutun. 
• OKUL BAŞARISINDA ANNE BABANIN ROLÜ
• *Anne babadan birinin veya her ikisinin, okula ve öğrenmeye karşı olumsuz veya ilgisiz tutumu, çocuğunda okula karşı negatif duygular geliştirmesine yol açmaktadır
• *Aileleri tarafından yüksek düzeyde kabul gören ve desteklenen öğrenciler, kabul görmeyen, sürekli eleştirilen ve yeteri kadar desteklenmeyen öğrencilere oranla daha yüksek başarı motivasyonuna sahiptirler.
• Kendine güvenmesini sağlayın. Çocuğu sürekli eleştirmek ve olumsuz sıfatlarla nitelemek güveni zayıflatır. Gerçekte de olma olasılığı artar.
• Sorumluluk duygusunu arttırmaya çalışın
• Ona her zaman cesaret verin ve konuşun
• Aile içi huzuru ve sevgi ortamını onun için hazırlayın
• Onun kapasitesinden daha fazla beklentilere girmeyin
• Yaşıtları ve başkaları ile onu kıyaslamayın 
• *Çocuklar karşılarında daima öğüt veren modeller değil,o öğütleri yaşayan modeller görmek isterler.Çocuğa “kitap oku” demek yerine aile olarak kitap okumalı ona örnek olmalıyız.
• *Anne baba davranışlarında tutarlı ve kararlı olmalıdır.Anne ve baba aynı davranışı sergilemeliler.
• Onunla birlikte vakit geçirin kendini ifade etmesini sağlayın
• Onun okul başarılarını uygun bir şekilde ödüllendirin.Çocuğunuzun resimlerini duvara asın.
• Çocuk eğitimde temel amaç;yanlışların yakalanması olmayıp,doğruların yakalanmasıdır.
• ASLA VAZGEÇMEYECEĞİMİZŞEY;
• Çocuğumuzla iletişimin kalitesidir.Ancak iyi bir iletişimle sorunların üstesinden gelebilirsiniz.
• TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ
• Reklamlar çocukların beyinlerine; tüketim arzusu ve marka istekleri aşılamaktadır.
• Çizgi film ve programlarda çizilen erkek ve kadın portresi; erkekleri kavgacı, , saldırgan, kurtarıcı, evin geçimini sağlayan; kızları ise zayıf, pasif, sessiz, sakin, erkekten yardım isteyen olarak gösterir. TÜM BUNLAR ÇOCUKLARA OLUMSUZ MODELOLUŞTURMAKTADIR.
• TV programlarına göre İdeal anne; evin tüm işlerini yapan babaya ve çocuklara hizmet eden, onların her dediğini yerine getiren, reklamlardaki ürünleri alan ve kullanandır. 
• TV programlarına göre ideal baba ise; çalışır, para kazanır, evin ihtiyacını giderir, evde ayaklarını uzatır, TV seyreder, emir verir, tüm işleri hanımından bekler. Ailenin güven ve namusundan sorumludur. TV nin ideal anne ve baba figürleri çocuğun anne ve babasıyla olan ilişkisini olumsuz etkiler.
• TV konsantrasyonu bozar.Beyni tembelleştirir, pasifize eder.
• TV tek yönlü bir araç olup; çocuğun soru soramamasına, açıklama iste yememesine ve itiraz edememesine yol açar.
• Kullanılan sözcük sayısının azlığı.
• Kendi ana dilinin yozlaşması.
• Argo kelimeleri kullanılması. 
• Çocuklar üzerinde olumsuz etki yaparlar. 
• TV ASLA BİR CEZA YADA ÖDÜL GİBİ DİSİPLİN ARACI OLARAK KULLANILMAMALIDIR.
• Aileler izledikleri programlarda seçici davranmalı,çocuklarına örnek olmalıdırlar.
• BOŞANMA VE ÇOCUĞA ETKİLERİ
• Anne baba arasındaki anlaşmazlıklar ve kavgalar çocuğun gelişimini olumsuz etkiler. 
• Çocuk anne ve babasını birlikte görmek ister ve anne baba birlikte olduğunda mutlu olur, ancak çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli olan anne babanın aynı evde birlikte oturmalarından çok kurduğu ilişkinin biçimidir.
• Bu nedenle bazı durumlar da anne babanın boşanması boşanmamaların- dan daha sağlıklı bir karar olabilmektedir. Boşanan anne babalar çocuğun ihtiyaçlarını karşılar, sorumluluklarını yerine getirir, çocuğa sevgi ve güven verirlerse çocuğun boşanma olayından etkilenme düzeyi azalacaktır.
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• 
• BOŞANMIŞ AİLELERE ÖNERİLER
• *Çocuğa boşanmanın ne demek olduğunu açık ve anlaşılır bir dille anlatmak gerekir. Birlikteyken mutlu olamadığınızı, geçinemediğinizi, bir takım anlaşmazlıklarınızın olduğunu, düzeltmeye çalıştığınız halde düzeltemediğinizi söyleyebilirsiniz.
• Çocuk bu durumdan dolayı kendisini suçlayabilir. Ona bunun onun suçu olmadığını söyleyin.
• * Boşanmayla ilgili konuşmalarda eşinizi suçlamaktan kaçının. Bu çocuğunuzun , annesine yada babasına öfke duymasından ve ilişkilerinin bozulmasından başka bir işe yaramayacaktır.
• Boşanma kararınızı çocuğa eşinizle birlikte söyleyin.
• Boşanmadan sonra hayatında olacak değişiklikleri çocuğa anlatın. Mümkünse şehir değiştirme, ev değiştirme, yeni bir evlilik gibi köklü değişiklikleri bir süre erteleyin. Çocuk boşanmanın arkasından bu değişikliklere uyum sağlamakta zorlanacaktır. 
• Ayrıldıktan sonra anne babanın ilişkilerini sürdürmeleri çocuk için en sağlıklısıdır. Çocukla ilgili kararları eşinizle birlikte almaya çalışın. Annenin babanın ve çocuğun birlikte zaman geçirecekleri ortamlar yaratılabilir. 
• Boşanmadan sonra çocuğun düzenli aralıklarla ve sürekli olarak her iki ebeveyni de görmesine özen gösterilmelidir.
• Uzlaşılamayan konularda çocuğu taraf tutmak zorunda bırakmayın.
• Çocuğu boşanma ile ilgili konuların konuşulduğu ortamdan uzak tutun, tartışmalarınızı çocuğun yanında yapmayın.
• Çocuğu eşinizle barışmak için bir araç olarak kullanmayın. 
Çevredeki kişilerin çocuğa annesini yada babasını kötülemelerine izin vermeyin.Eşlerin her ikisinin de çocukla ilgilenmesi, hayatındaki gelişmelerden haberdar olması, okul aktivitelerine ve diğer aktivitelere katılması önemlidir. Eşlerden birinin fazla ilgilenmesi diğerinin eksikliğinin kapatmaz.
• Çocuğun sorularına açık ve dürüst cevap vermeye özen gösterin. 
• Çocuğu annesi yada babası arasında tercih yapmak zorunda bırakmayın.
• Annesinin ve babasının evlerinde kalmasını, vakit geçirmesini sağlayın. İki evin de onun evi olduğunu hissettirin.
Biz İstiyoruz ki;
Öğrenmeye istekli,
Düşüncelerini, bilgilerini rahat ifade edebilen,
Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen,
Kendine güvenen,
Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.
ÖĞRENCİLERİ DERSTE UYUTMANIN PÜF NOKTALARI

Sınıfa çok sakin ve yavaşça girin. Onlara somurtkan bir yüz ifadesiyle bakın. Öğrencilerin hepsi sizi fark etmeden kısık bir sesle sınıfı selamlayın. Yavaşça öğretmen masasına oturun, kimseyi rahatsız etmeden yoklama yapın ve sınıf defterine konuyu yazarak imzalayın. Yoklama ve defter yazma işleminizin en az beş dakika sürmesine özen gösterin.

Yerinizden yavaşça kalkın ve kısık bir sesle konuşmaya başlayın. Sakın sesinizi yükseltip de öğrencilerin uykusunu bölmeyin. Motivasyon denilen şeyi unutun, çok zararlı bir şeydir; öğrencilerin duygu ve düşüncelerini aktif hale getirir. Öğrencilerin dikkatini çekecek bir soru, bir fıkra ile derse başlamayı hiç düşünmeyin. Tahtaya bir şeyler çizmek, onlara bir nesne göstermek gibi davranışlar ise uyuyan bir ders tasarlayan öğretmen için asla kabul edilemez.

Öğretmen masasının arkasında veya sınıfın önünde fazla hareket etmeden sabit durun. Bunu başarmak için kazık yuttuğunuzu ve bundan dolayı hareket edemediğinizi düşünebilirsiniz. Beden dilinizi kullanmayın, yürürken bile ellerinizi sakın sallamayın, elleriniz bedeninize yapışık vaziyette sessizce adımlar atmaya çalışın. Ayakkabılarınızın tabanının ses çıkarmayan lastiklerden olmasına dikkat edin. Öyle demir çakılmış kundura cinsi ayakkabılarla asla sınıfa girmeyin.

Sürekli dersi siz anlatın ve ses tonunuzu alçaltıp yükseltmeyin. Bu davranışınız öğrencilerin uyuması için ninni işlevi görecektir.

Derste görsel, işitsel veya el materyali cinsinden, öğrencilerin ilgisini çekecek bir materyal kullanmayın. Görsel materyaller öğrencilerin gözlerini açmalarına, işitsel materyalle

r de kulak kabartmalarına sebep olarak uykularına engel olabilir. El materyalleri de kullanmayın çünkü dokunma duyusunun aktif olması öğrencilerin uyumasına engel olabilir.

Öğrencilere sakın soru sormayın. Çünkü sorduğunuz sorular zihinlerini aktif hale getirip karıştırabilir. Zihni aktif olan öğrenci öğrenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Aktif olarak öğrenme durumuna geçen öğrenciler asla uyuyamazlar. Öğrencilerin de soru sormasına izin vermeyin. Çünkü farklı bir ses tonu diğer öğrencileri rahatsız eder. Olur ya bütün bu çabalarınıza rağmen beyni aktif olan bir öğrenci size soru sorabilir. Bu durumda yapacağınız şey ona hakaret edip susturmaktır. Mesela öğrencilerin bir daha soru sormamaları için “Şimdi bu sorunun sırası mı?”, “Soracak başka bir şey bulamadın mı?”, “Sen bebek misin ki bu soruyu soruyorsun?”, “Niye soruyorsun ki, ben anlatmadım ya dersi.”, “Sen geri zekalı mısın ki konuyu anlamadın da soru soruyorsun?” gibi ifadeler kullanabilirsiniz.

Derste öğrencilerin düşüncelerini rahatça ifade etmelerine izin vermeyin. Böylece bir süre sonra düşünmemeye başlarlar. Düşünmeyen beyinler her zaman size itaat etmeye hazırdırlar; onları hemen susturabilir ve kolayca zapturapt altına alabilirsiniz. Böylece her zaman uyumaya devam ederler. Öğrencilerin duygularını ifade etmesine de mutlaka engel olmalısınız. Olur ya size veya bir arkadaşına gülümseyerek bakarlar da uykularına bir zarar gelebilir Allah korusun.

Öğrencileri tahtaya kaldırmak, ders anlattırmak, duygu ve düşüncelerini arkadaşlarının karşısında söylettirmek çok tehlikelidir. Böylece kendilerine güvenmelerine sebep olabilir ve uyuyan bir nesil yetiştirme hedeflerinize ulaşamazsınız.

Derste asla tebeşir kullanmayın, öğrencilerin kullanmasına da izin vermeyin. Tebeşir tahtaya temas ettikçe ses çıkarır; tıkırtı yapar, gıcır gıcır öter. Tebeşir sesi öğrencilerin dikkatini tahtaya çekerek uykularını tam almadan uyanmalarına sebep olabilir. Buna asla müsaade etmeyin.

Dersin sonuna doğru sesinizi yavaş yavaş iyice azaltarak anlatmaya devam edin. Kelimeler ve cümleler ağzınızdan tereyağından kıl çeker gibi kimse fark etmeden çıkmalıdır. Dersinizi bitirince çantanızı yavaşça toplayın ve usul usul sınıftan dışarı çıkın. Kapının üstüne çarpıp da ses çıkarmamasına dikkat edin. Bir sonraki derse gelecek olan öğretmen arkadaşınıza uyuyan bir sınıf bırakmanız gerektiğini unutmayınız.

12 Nisan 2016 / İstanbul

Muhammet Yılmaz

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

YKS KİTAPLARI Nazilli Haber